Bugün neredeyse herkes, gezegenimize ve çevremize verdiğimiz zararı yavaşlatmak için fosil yakıt kullanımından uzaklaşılması gerektiğini kabul ediyor. Kömür, petrol ve gaza yeni sürdürülebilir veya yenilenebilir alternatif arayışları ise bilim ve iş kollarında yenilikleri beraberinde getiriyor.
2022 yılı, fosil yakıtlardan yenilenebilir kaynaklara geçişin hız kazandığı bir yıl oluyor. Hem 2022’nin geri kalanında hem de bundan sonrasında enerji sektöründe, büyük oranda etkili olacağı düşünülen bazı trendler bulunuyor.
Enerji Sektöründe Yapay Zekâ
Yapay zekânın, her sektörde olduğu gibi, enerji sektöründe de dönüştürücü etkileri bulunuyor. Dünya Ekonomik Forumu, yapay zekânın, dünyanın temiz enerjiye geçişinde önemli bir rol oynayacağını tahmin ediyor.
Yapay zekâdan enerji sektöründe sıklıkla; gücün minimum atıkla, ihtiyaç duyulan zamanda ve yerde mevcut olması adına talebi tahmin etmek ve kaynakların dağıtımını yönetmek için yararlanılıyor.
Son dönemde; merkezileştirilmiş güç üretimi ve dağıtımı modellerinden, daha küçük ve yerelleştirilmiş elektrik şebekelerinden merkezi olmayan modellere doğru bir geçiş gerçekleşiyor. Bu ağların entegrasyonunu koordine etmek içinse yine yapay zekâ algoritmalarına ihtiyaç duyuluyor.
Nesnelerin İnterneti ve Enerji
Nesnelerin interneti alanı, gücün üretimi ve dağıtımı ile ilgileniyor. Bu sistem enerjiyle bir araya geldiğinde ise enerjinin mümkün olduğu kadar, yaratıldığı zaman ve yere yakın olarak kullanıldığı, daha sürdürülebilir bir güç altyapısına doğru hareket etmesi için çalışıyor.
Enerji altyapısındaki bu yeni paradigma, yeni teknoloji platformlarının yanı sıra enerji ticareti ve dağıtımını kolaylaştırmak için piyasaların ihtiyaç duyduğu finansal çerçeveyi yönetmek amacıyla önemli düzeyde bir otomasyon içeriyor.
Yeşil Hidrojen Enerjisi
Evrende en bol bulunan madde olan hidrojen, yandığında sıfıra yakın sera gazı emisyonu üretiyor. Bu da hidrojeni, en heyecan verici potansiyel enerji kaynaklarından biri haline getiriyor.
Shell ve RWE gibi büyük Avrupa enerji şirketleri, Avrupa genelinde Kuzey Denizi’ndeki açık deniz rüzgar santrallerinden ilk büyük yeşil hidrojen boru hattını oluşturmayı taahhüt ediyor. Avrupa Birliği ise 2030 yılına kadar, yeşil hidrojen üretimi için kullanılmak üzere 40 GW yenilenebilir enerji yaratmayı amaçlayan projelerin taahhüdünde bulunuyor. Büyük şirketlerin yanı sıra bazı girişimler de yeşil hidrojenden faydalanıyor. Studio MOM ve Avustralya hidrojen yakıt girişimi LAVO, dünyanın ilk hidrojenle çalışan e-bisikletini üretirken, ABD’li girişim ElektrikGreen ise hidrojen yakıtı kullanan elektrikli ev araçları çözümü sunuyor.
Biyoenerji
Yenilenebilir olarak sınıflandırma biraz tartışmalı olsa da Uluslararası Enerji Ajansı, biyoenerjinin 2023 yılına kadar yenilenebilir enerji üretiminin %30’una yakınını oluşturacağını tahmin ediyor. Bu ise Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli tarafından, küresel ısınmayı kısıtlama planlarının temeli olarak kabul ediliyor.
2022’nin devamında, biyolojik maddeyi enerjiye dönüştürmek için yeni yöntemlere ve bu enerji için pratik uygulamalara bakan projelerde bir artış görülmesi beklenirken dünyadan örnekler de gelmeye başlıyor. Heineken, Kamboçya’nın Phnom Penh kentindeki üretim tesisinde, yerel çiftçiler tarafından üretilen atık pirinç kabuklarıyla enerji üretmeyi hedefliyor. Fransa merkezli girişim BeFC ise glikoz ve oksijeni elektriğe dönüştüren kâğıt biyoyakıt hücreler geliştiriyor.
Bu yazı alıntıdır.