Son yıllarda gittikçe daha fazla kullanılmaya başlanan blokzincir teknolojisi birçok sektör için yıkıcı bir potansiyele sahip. COVID-19 salgınından sonra ise özellikle ilaç sektörünün küresel tedarik zinciri için blokzincir gibi bir teknolojiye ihtiyacı olduğu ortaya çıktı.
Blokzincir teknolojisi, verileri, veri kaybını ve manipülasyonunu engelleyecek şekilde kaydeden, dağıtık ve merkezi olmayan dijitalleştirilmiş bir işlem defteri olarak tanımlanabilir. Birçok insan başlarda blokzinciri Bitcoin ve diğer kripto para birimlerinin altyapısı olarak değerlendirse de teknoloji bundan çok daha fazlasını vadediyor.
İstatistikler, dünya çapında blokzincir çözümlerine yapılan harcamaların 2018’deki 1,5 milyar ABD dolarından 2023’te 5,9 milyar ABD dolarına çıkmasının beklendiğini gösteriyor. Veriler, finans sektörünün 2018’de dünya genelinde blokzincir pazar değerinin yüzde 60’ından fazlasını oluşturduğunu, ayrıca teknolojinin sağlık hizmetlerinden tarıma kadar neredeyse her sektöre yayıldığını gösteriyor.
İlaç sektörü neden gözünü blokzincire dikti?
Salgının patlak verdiği ilk zamanlarda, özellikle Çin’de büyük ölçüde üretimin durmasıyla birlikte sağlık sektörü küresel tedarik zincirini iyileştirmenin aciliyetini fark etti. Dünyanın dört bir yanındaki tedarik zincirleri, sınırların kapatılmasıyla çökmeye başladı. Ardından işgücü azaldı ve aniden, olmayan mal ve hizmetler için uluslararası düzeyde karşılanamayan bir talep başladı.
Bir teknoloji olarak blokzincir, verileri ilişkilendirerek, yayarak ve kuruluş genelinde güvenli bir şekilde dağıtarak ürün yaşam döngülerinde izlenebilirlik sağladığı için oldukça önemli bir konumda. İlaç gibi yüksek düzeyde düzenlenmiş endüstriler içinse özellikle önemli. Endüstri, bir ürün ticarileşmeden önceki klinik deneyler, tedarik zinciri kontrolü, ürün doğrulaması ve kalite kontrolü gibi noktalarda şeffaflığa ihtiyaç duyuyor. Blokzincir de bu noktada devreye girerek sektöre büyük bir fayda sağlayabilir.
Bu nedenle, teknolojinin dünya çapında güvenli, şeffaf ve hızlı işlemler sağlama yeteneği göz önüne alındığında, ilaç endüstrisindeki yeteneklerinden yararlanma çabalarının çoğu tedarik zincirini iyileştirmeye odaklanmış durumda. Zaten en büyük ilaç şirketlerinden üçü – Pfizer, Amgen ve Sanofi – güvenli verileri depolamaktan klinik deneyleri hızlandırmaya ve nihayetinde ilaç geliştirme maliyetlerini düşürmeye kadar blokzincir teknolojisini kullanmanın en etkili yollarını bulmak için yan yana çalışıyorlar.
COVID-19 ve aşıların ötesinde, teknoloji klinik araştırmalarda bilginin mahremiyetini daha fazla artırmak için de kullanılabilir. Bu da insanlara daha fazla bilgi sağlama konusunda güven duymalarına yol açacaktır.
Bu ayrıca ilaç geliştirme ve keşif için daha kısa döngülere de yol açabilir. Bir BioMed Central raporu, klinik araştırma çalışmalarının tekrarlanabilirliğinin uzunca bir süredir nasıl bir sorun olduğuna ve blokzincir teknolojisinin kullanılmasının gizliliği tüm verilerin güvenli, merkezi olmayan bir şekilde izlenmesiyle birleştirebileceğine değiniyor.
Bu yazı alıntıdır.