Geçtiğimiz hafta hatırlarsınız başarısızlıkla barışık olun demiştik. Bu hafta konunun biraz daha üstüne gidelim ve Dünya çapında başarısız olmuş işlere ve çıkartabileceğimiz derslere ünlü yazar Dave Copeland’in de yorumlarını alarak değinelim.
Toys”R”Us’ın Dijital Dönüşümde Geç Kalması
Son on yıldır dijital teknolojileri kullanmada, e-ticareti aktif hale getirmede, sosyal medyaya önem vermede geri kalan perakende şirketlerinin nasıl başarısız oldukları ve rakiplerine fırsat alanı yarattığı gerçeği ile ilgili onlarca vaka duymuşsunuzdur. Kaderin bu cilvesiyle Toys”R”Us da karşılaştı ve kayıpları çok büyük oldu.
Müşteri deneyiminde sınıfta kalması, müşterilerinin dijital dünyadaki hareketlerini takip edip anlamada gelişmiş yapılar kullanmaması, yeni nesil müşteri deneyimi alanı sunacak mağaza konseptleri geliştirmemesi bunların başında geliyor. Bunların üstüne online/offline oyun sektörünün gelişme ve büyüme hızına adapte olacak şekilde mağazalarında ve online dünyada evrim geçirmemesi de kaybı artırdı.
Çıkartılacak ders: Müşterilerinizin kişisel deneyimlerine önem verin. Onlarla bağlarınızı güçlendirin. Trendleri takip edin ve öncüsü olun. Beklentilerini öngörün ve bir sonraki satın almaları için online-offline mağazanızı hazır tutun.
Polaroid’in Uzun Dönemli Tahminlerindeki Yanılgısı
Polaroid 2010 yılında yeni bir yapılanma gerçekleştirdi. Ancak bunu yapmadan önceki şirket stratejisine baktığımızda, yıllık 3 milyar dolar gelire sahip, 20.000 kişinin çalıştığı 30 yıllık bir şirket için bu yeni yapılanma göründüğünün ötesinde çok devrimsel bir hareket oldu.
Şöyle ki; Polaroid girişimci, agresif bir şirket modeline sahipti. Bu sebeple de dijital fotoğrafçılığa çok erken yıllarda girmişti (1989 yılı) ve arge bütçesinin %42’sini bu alanda kullanmıştı. Ancak Polaroid’in o dönemki mevcut en güçlü olduğu pazarlar ve ürünlerdeki başarısı bu erken gelen öngörü ve konsatrasyon sebebiyle yanlış yönde etkileniyordu.
Polaroid’in hayata geçirmeye çalıştığı bu yeni tez, 90 yılların tüketici davranış trendlerine ve mevcut fotoğraf çekimi imkanlarına göre zamanlama olarak yanlış bir öngörüydü. Müşterilerinin her zaman basılı fotoğrafa anında ulaşmak isteyeceklerine ve bunu da dijital fotoğrafçılıktaki yaratacakları öncü inovasyonlarla olacağına inanıyordu. Hatta 1985 yılında Polaroid’in CEO’su MacAllister Booth yatırımcılara ve ortaklara elektronik görüntüleme yaygınlaştıkça, kalıcı görsel kayıt için müşterilerin daha fazla istekli olduğuna inandığını üstüne basarak söylüyordu. Bu tez uzun yıllar boyunca benzer yaklaşımlarla devam etti ve müşterilerin hard-copy fotoğrafçılığı üzerinde beklentisinin olacağına yönelik ürünler geliştirdi.
Çıkartılacak ders: Bir endüstriyi ilk bozan olmak her zaman doğru değildir. Eğer yanlış bir yöntem ve öngörüyle bozduğunuz takdirde ise sonuçları paha biçilemez olabilir. İşin özünde sürekli yeni analizler ve gözlemler yaparak, rotayı doğru bir yöne değiştirebilmek vardır. Özellikle üssel gelişimin olduğu bu dönemde değişimi yaparken sahip olduğunuz hız da çok önemli olacaktır.
Motorola’nın Telefon Pazarındaki Çöküşü
2005 yılında Motorola Razr marka telefonlarını piyasaya sürdükten sonra dünyada en çok satılan telefon markalarından biri oldu. Ancak 2007 ve 2009 yılları arasında 4 milyar dolardan fazla para kaybederken, Motorola olarak dünyanın en önde gelen cep telefonu üreticisi olduğu gerçeğini koruyacağını zannetti.
Bu süreçte yaşananlar Android teknolojisinin ortaya çıkışıyla oldu. 3G internet kullanımında yetersiz cihazlara sahip olması, internet kullanımını ve yaratacağı etkiyi telefon kullanımında zamanında önceliklendirmemesi ve Apple’ın yarattığı kullanıcı deneyimiyle yarışamaması her ne kadar Motorola Q serisiyle o dönemin popüler markası Black Berry ile rekabet etmeye çalışsa da benzer sonlara sahip olacak süreç için artık vakti gelmişti.
Çıkartılacak ders: Sahip olduğunuz başarılar, bir sonraki başarınız için garanti olmayacaktır. Şirketinizde potansiyel fırsatları öngörebilecek, değişimi yakalayacak ve sizi uyarıp, haberdar edecek kişilere yer verin.