Dünyamız, her biri yeni bir çağın başlangıcını temsil eden büyük bir serüvenden daha geçiyor. 4. endüstri devriminin iş ve eğitimdeki geleceğine dair etkileri, uluslararası otoritelerin odağında yer alan stratejik tartışmalardan biri olunca, DİPFRİZ’den çıkıyor.
Türkiye’de de 4. Endüstri Devrimi (4IR) bağlamında, eğitimin yeniden düşünülüp tasarlanması toplumsal değişim, dönüşüm ve endüstriyel ilerlemenin önünün açılması için kritik önemde.
Teknolojik gelişmelerle, sanayi ve endüstriyel süreçler hızla değişirken, gezegenimizde yeni bir sürdürülebilir kalkınma kültürü inşa ediliyor. Politika yapıcıların bu alandaki stratejik öncelikleri doğru hesaplamaları ve yeni zihinsel kodlar inşa edilmesine yol açmaları yaşamsal. Dijitalleşme ve Endüstri 4.0’ın “yarının toplumu”nu yaratmak için gençleri güçlendirecek araçlarla donatılması bu büyük beklentiler arasında.
4. endüstri devrimi; akıllı kendini tanıma, kendi kendini optimize etme ve kendini kişiselleştirme yeteneğine sahip otonom sistemlerle yepyeni boyutlar kazanmış durumda. Peki, insanlık buna hazır mı?
Dijital teknolojiler ve yeni iş modelleri, değer üreten fırsatlara ve yeni üretim yapılarına dönüşüyor. Bu süreçler, üreticiler için sayısız fırsatlar yaratırken, politika yapıcılar ve kalkınma uygulayıcıları için yüksek düzeyde bir belirsizlik alanı da yaratmış durumda. Bu nedenle, istihdam, eğitim sistemleri ve endüstriyel politikalar konusundaki zorlukların birlikte senkronize edilmeleri gerekiyor.
Gelişmiş ekonomiler bu süreçlerde, öncelikli olarak ‘dijitalleşmeyi’ ön planda tutarken, gelişmekte olan ekonomilerde işler daha karmaşık…
Uzmanlar arasında fırtınalı tartışmalar sürüp giderken, gelişmekte olan ülkelerde, geleneksel çalışma yapısındaki aksaklıklar ve eğitim sistemlerinin eskimesi en büyük zorluk alanlarından. İkiye bölünmüş uluslararası tartışmalarda, bir grup 4. endüstri devriminin daha fazla iş yaratacağına ikna olmuşken, bir başka grup küresel işsizlik ve eğitim krizlerine yol açacağını savunuyor. Bugün fabrikalarda robotların yaygınlaşmasına rağmen, bu belirli zorluklara çözümler bulmak ve fırsatlardan yararlanmak son derece önemli.
Görülüyor ki, gençler için geniş yelpazede yepyeni söylemlere ihtiyaç var. Paydaşlar – yenilikçiler ve politika yapıcılar dâhil bu tartışmaların tarafı olmalı ve stratejik yaklaşımlar üretilmelidir.
Sonuç olarak, dijitalin potansiyel etkilerinin keşfedilmesi, gelişmekte olan ülkeler ve gençlerin gelecekteki iş piyasalarına katılımı ile ilgili zorlukların öngörülmesi, değişen dinamikler ölçeğinde dijital teknolojilerin dönüştürücü etkilerinin hesaplanması, politik karar vericilerin karşı karşıya kalacağı önemli sorunlar arasında. Gençleri güçlendirmek, kapsayıcılığı ve eşitliği sağlamak kritik önemde. Hazırlanacak yeni senaryolarda; Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve otomasyon çağında işin geleceğine ve olası etkilerine bakılması, gençlerin beklentilerinin – hem sosyal hem de ekonomik – olarak doğru hesap edilmesi gerekiyor.
Bundan da öte, makinelerin henüz değiştiremediği becerilere öncelik vermek için değişiklikler yapılması şart. Mesleki eğitim programlarına yapılan yatırımların önemi de ortada. Ek olarak, özel sektörün eğitim ve becerilerini artırmadaki sorumluluğuna da dikkat çekilmeli.
Son söz olarak, dikkate değer ekonomik ve teknolojik gelişmelerle gelen sosyal getiriler, gelişmekte olan ülkelerde ve gelişmiş ülkelerde farklı bir seyir izleyecektir. Mevcut eşitsizliklerin şiddetlenmesi ve mevcut genç işsizlikle birleşmesi ve gelişmekte olan dünyadaki krizleri tetiklemesi beklenebileceğinden, Türkiye’de de bu alanda stratejik bir yaklaşım ve yeni politikalara ihtiyaç olduğu açıktır.
Endüstrilerdeki dördüncü sanayi devriminin temel özellikleri:
Ademi merkeziyetçilik – Makineler bağımsız olarak çalışır ve işlevler bir organizasyonda eşit olarak dağıtılır.
Birlikte çalışabilirlik – Farklı sistemler başarı için iletişim kurabilir ve birlikte çalışabilir.
Sanallaştırma – Koruma sağlayan ve eğitim ve test simülasyonlarını geliştiren fiziksel bir sürümle bağlantısız sanal örnekler.
Gerçek zamanlı yanıt – Artan yanıt oranları ve kestirimci bakım için sensörler aracılığıyla gerçek zamanlı verilerin kullanılması.
Modülerlik – Tüm montaj hatlarını yeniden yapılandırmaya gerek kalmadan benzersiz ürünler üretmek için modüllerin kolay bağlanması ve sökülmesi.
Bu yazı alıntıdır.