Konuşu

KonuŞu: Yeşil Şehirler – Çevreciliğin Dönüşümü

Ekonomi yerine ekoloji bazlı düşünmemiz gerekiyor. 

Öne Çıkan Noktalar:

  • Bütün kaynaklar şehre akıyor. İnsanlığın en büyük buluşu şehirler hem tüketim hem de üretim alanları. Bu nedenle şehirlerimizi ekonomi bazlı değil ekoloji bazlı düşünce çerçevesinde tekrardan düzenlememiz gerekiyor.
  • Sürdürülebilirlik kavramı çok yeni. 1968’daki direnişler üç alana odaklandı: çevre, kadın ve yönetişim. İlk kuşak çevre hareketi daha radikal bir çevre hareketi. 1970’li yıllarda radikal olarak büyümenin durdurulması istendi. 1980’lerde çevre problemleri siyasete girmeye başladı. Sürdürülebilirlik kavramı 1985-87 arası Norveçli düşünürler tarafından icat edildi. Sürdürülebilirlik kavramın özü şu: İhtiyaçlarımızı öyle bir karşılama biçimi bulmalıyız ki gelecek kuşakların tercihleri ipotek altına alınmasın. Gelecek kuşakların da bizim kadar doğal kaynak seçim hakkına sahip olmaları gerektiğini düşünerek yaşamak demektir.
  • İstanbul gibi büyük metropollerin iki şeye ihtiyacı var: bir tahıllar, iki gündelik sebzeler. İlkini uzak mesafeden getirilebilir fakat meyve sebzeler şehirlerin çevresindeki yeşil kuşakta yetiştirilmelidir. İstanbul’da 1930’lara kadar her yer bostanlıktı. Kadıköy, Levent, Kuzguncuk hepsinde şehrin meyve ve sebze ihtiyacını karşılayan bostanlar bulunuyordu. Tahıllar ise balkanlardan ve Kafkaslardan geliyordu. İstanbul 1940’lara kadar su havzalarıyla, tarım alanlarıyla ve bostanlarıyla sürdürülebilir bir şehirdi. Bütün bu doğa sistemleri aslında bir şehrin yaşam destek sistemleri, sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdürmek için korunması gereken doğal kaynaklar.
  • Ekolojik siyaset yapan politikalara ihtiyacımız var. İnsanın en değerli varlık olduğu varsayımı üzerine kurulan Kantçı düşünceyi aşmamız gerekiyor. Aydınlanma dönemine dayanan “dünyada değişmeyen tek ey kaynakların bolluğudur” inancını yıkmamız gerekiyor. İnsanın doğa üzerindeki hâkimiyeti bir hak saymak tamamen yanlıştır. 1950’lerden beri kurulan insan ve çevre sağlığı arasındaki ilişki kurumaya başlandı ve artık geldiğimiz noktada insanın çevre tahribatı yapan tek canlı olduğu kanıtlanmıştır.

 

Başlangıç Noktası E-bülten

Merak etmeyin. Asla Spam yapmıyoruz.

İlginizi çekebilir
Konuşu

Veri Okuryazarlığını Anlamak

Konuşu

KonuŞu: Sosyolojik Bir Vaka Olarak Pera şimdi Youtube’da!

Konuşu

Kübra Şefkatli ve Burak Altındağ 30 Nisan Salı günü KonuŞu'da Influencerlık Meselesine Açıklık Getiriyor

Başlangıç Noktası E-bülten

Merak etmeyin. Asla Spam yapmıyoruz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir