Küresel iklim değişikliği, dünya çapında su kaynaklarının azalmasına ve kuraklıkların artmasına yol açıyor. Bu durum, tarım, su ihtiyacı, enerji üretimi ve hatta insan sağlığı gibi pek çok alanda ciddi sorunlara yol açabilir.
Kuraklık, su seviyelerinin azalmasına ve toprakta su tutma kapasitesinin azalmasına neden olur. Bu da bitki yetiştirmeyi ve tarımı zorlaştırır. Ayrıca, kuraklıklar, elektrik üretimi için kullanılan hidroelektrik santrallerin performansını düşürür ve su kaynaklarının doğal yollarla uzaklaşmasına neden olur.
Su seviyelerindeki azalma, tüm dünyada su ihtiyacını karşılamaya çalışan kent ve kırsal alanlar için de ciddi bir sorundur. Su kaynaklarının azalması, su ihtiyacının karşılanmasını zorlaştırır ve bazı alanlarda su kıtlığına yol açabilir. Ayrıca, su seviyelerindeki azalma, deniz seviyesinin yükselmesine ve deniz suyu sızmasına neden olabilir, bu da toprak kaybına ve kıyı şehirlerinin tehlike altında kalmasına neden olabilir. Son dönemde kuraklık ile doğrudan ilişkili olarak yağmur ve kar gibi hava olaylarının nadiren gerçekleşmesi söz konusu. Azalan yağışlar, atmosferdeki gazların miktarının ve kompozisyonunun değişmesine bağlı olarak ortaya çıkan bir sonuçtur. Atmosferdeki sera gazlarının (özellikle CO2) artması, iklim sistemini bozar ve atmosferdeki nemli hava akımlarının değişmesine yol açar. Bu, yağış patlamalarının azalmasına ve kuraklıkların artmasına neden olabilir. Dünyada bir örneği olarak Almanya’nın Ren Nehri üzerinde taşımacılık yapan nakliye şirketleri, su seviyesindeki azalma nedeniyle kapasitelerinin çok altında çalışıyor. Ren Nehri’nde bu yıl rekor kıran kuru hava nedeniyle su seviyeleri o kadar düşüktü ki çoğu mavna normal yüklerinin yalnızca dörtte birini taşıyabildi. Bu kriz nehir taşımacılığı sektörünü de adapte olmaya zorladı. Ren Nehri’nde mavnalar, su seviyeleri azaldığı için daha hafif yükler taşımaya devam ediyor. Tedarik zinciri ciddi şekilde bozuldu. Contargo şirketinin Terminal Müdürü Arndt Puderbach’a göre, moral bozucu bir dönem yaşanıyor: “Bizim için su seviyeleri şimdiden bir endişe kaynağı. Çok zor bir durum çünkü talep var ancak maalesef sunmak istediğimiz hizmeti ve kapasitemizi müşterilerimize sunamıyoruz” şeklinde aktarımlarda bulundu.
Ayrıca, iklim değişikliği, okyanusların ve toprakların sıcaklığını ve nem oranını da etkiler. Bu, yağışların dağılımını ve miktarını değiştirebilir. Okyanusların sıcaklığındaki değişiklikler, yağışların dağılımını ve miktarını etkileyebilir ve bazı bölgelerde yağış patlamalarını azaltabilir.
Bu sorunların çözümü için, küresel iklim değişikliğini durdurmak ve su kaynaklarının yönetimini iyileştirmek gerekmektedir. Bu amaçla, atık suyun yeniden kullanılması, verimli su kullanımı ve su kaynaklarının daha iyi yönetilmesi gibi çözümler önerilmektedir.