Sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği, bugün insanlığın karşı karşıya olduğu en acil sorunlardan biri haline geldi. Gezegenimiz benzeri görülmemiş bir oranda ısınmaya devam ederken, yükselen deniz seviyelerinden aşırı hava olaylarına kadar iklim değişikliğinin etkileri tüm dünyada hissediliyor. İklim değişikliğine en önemli katkıda bulunanlardan biri, insan sağlığı için önemli bir risk oluşturan hava kirliliği, özellikle de partikül maddedir.
Lancet Planetary Health dergisinde dünyanın dört bir yanındaki havadaki ince parçacıklı madde üzerine yayınlanan son çalışma, sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği konusuna acilen değinilmesi gerektiğini öne çıkarıyor. Çalışma, dünya kara kütlesinin yüzde 99,82’sinin Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilen güvenlik sınırının 2,5 (PM2,5) üzerinde partikül madde seviyelerine maruz kaldığını ve dünya nüfusunun yalnızca yüzde 0,001’inin kabul edilebilir düzeyde temiz hava soluduğunu ortaya koyuyor. Bu bulgular endişe vericidir ve politika yapıcıların, endüstrilerin ve bireylerin derhal ilgilenmesini ve eyleme geçmesini gerektirir.
Sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği ayrılmaz bir şekilde bağlantılıdır ve bugünkü eylemlerimizin sonuçlarının gezegen ve gelecek nesiller için uzun vadeli sonuçları olacaktır. Artan sıcaklıklar, aşırı hava olayları ve deniz seviyesinin yükselmesi gibi iklim değişikliğinin olumsuz etkileri şimdiden tüm dünyada hissediliyor. Solunum ve kardiyovasküler hastalıklar gibi hava kirliliğinin sağlık üzerindeki etkileri de önemli bir endişe kaynağıdır.
Sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği konusunu ele almak için tüm paydaşların uyumlu bir çaba göstermesi gerekiyor. Politika yapıcılar, sürdürülebilir uygulamaları teşvik eden ve sera gazı emisyonlarını azaltan politikalar geliştirmeli ve uygulamalıdır. Endüstriler, çevresel etkilerini azaltan sürdürülebilir uygulamaları benimsemeli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmalıdır. Bireyler de toplu taşımayı kullanmak, enerji tüketimini azaltmak ve geri dönüşüm gibi karbon ayak izlerini azaltan bilinçli seçimler yaparak üzerlerine düşeni yapmalıdır.
Sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği konusu, küresel çözümler gerektiren küresel bir sorundur. Sürdürülebilirliği teşvik eden ve sera gazı emisyonlarını azaltan politikalar ve girişimler geliştirmek ve uygulamak için uluslararası işbirliği ve işbirliği şarttır. 197 ülke tarafından imzalanan Paris Anlaşması, iklim değişikliği sorununu ele alma yolunda önemli bir adım. Anlaşma, küresel sıcaklık artışını 2 santigrat derecenin altında sınırlamayı ve sıcaklık artışını 1,5 santigrat derece ile sınırlama çabalarını sürdürmeyi amaçlıyor.
Sonuç olarak, dünyanın dört bir yanındaki havadaki ince partikül madde üzerine yapılan çalışma, sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği konularını acilen ele alma ihtiyacına yönelik bir uyandırma çağrısıdır. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmak ve gezegen ve gelecek nesiller için sürdürülebilir bir gelecek sağlamak için şimdi harekete geçmemiz çok önemli. Sürdürülebilir ve esnek bir dünya yaratmak için bireyler, sektörler ve politika yapıcılar olarak birlikte çalışmalıyız.