Ember, üçüncü yıllık Küresel Enerji Raporu’nu yayınladı. Rapor, 209 ülke için 2000’den 2020 yılına kadar elektrik üretimini kapsarken, küresel enerji talebinin yüzde 93’ünü temsil eden 75 ülke için 2021’ye dair en son verilere yer veriyor. Rapor, 2021 yılında dünyanın en büyük beş ekonomisi de dahil olmak üzere 50 ülkenin elektrik üretiminde rüzgar ve güneşin payının yüzde ona ulaştığını ortaya koyuyor. Bu seviyeyi yedi yeni ülke 2021’de ilk kez geçmiş durumda. Bu ülkeler Çin, Japonya, Moğolistan, Vietnam, Arjantin, Macaristan ve El Salvador.
Dünya genelinde, Paris Anlaşması’nın imzalandığı 2015 yılından bu yana rüzgar ve güneşin payı iki katına çıktı. En hızlı dönüşüm, elektrik talebinin yüzde 10’unun sadece son iki yılda fosil yakıtlardan rüzgar ve güneşe kaydığı Hollanda, Avustralya ve Vietnam’da gerçekleşti. 2021 yılında yüzde 52 ile Danimarka’nın başını çektiği on ülke, elektriğinin 4’te birinden fazlasını rüzgar ve güneşten üretti ve yüksek miktarda değişken yenilenebilir enerjinin şebekeye başarıyla entegre edilebileceğini gösterdi.
Yeniden sıçrayan elektrik talebi CO2 ve kömürde rekor artışa yol açtı
Salgından sonra yeniden yükselişe geçen elektrik talebi, 2021’de şimdiye kadarki en büyük yıllık artışı (+1.414 TWh) gösterdi. Bu, küresel elektrik talebine yeni bir Hindistan eklemekle eşdeğer. Rüzgar ve güneş enerjisi üretimindeki rekor büyümeye rağmen, 2021’de elektrik talebindeki küresel artışın sadece yüzde 29’u bu iki kaynaktan, geri kalanı ise fosil yakıtlardan karşılandı.
Sonuç olarak, 2021’de, kömür enerjisi 1985’ten bu yana en hızlı büyümeyi gösterdi (+%9) ve 10.042 TWh ile tüm zamanların en yüksek seviyesine yükseldi. Ancak 2021’de sadece yüzde 1 artan küresel doğalgaz üretimi, kömürdeki rekor artışa yetişemedi. 2021’de fosil yakıtlardaki artış, 2018’deki bir önceki rekoru yüzde 3 ile geçerek küresel enerji sektörünün CO2 emisyonlarını tüm zamanların en yüksek oranına ilerletti.
Rüzgar ve güneş artık burada
Rüzgar ve güneş üretimi 2021 yılında yüzde 17 büyüdü. Enerji sektörünü 1,5 derece hedefine yönlendirmek için, rüzgar ve güneş enerjisinin 2030’a kadar her yıl, son on yılın ortalaması olan yüzde 20’lik bileşik büyüme oranlarını yakalaması gerekiyor.
Ember’ın küresel lideri Dave Jones’un yorumları şöyle: “Rüzgar ve güneş artık burada. Mevcut enerji sistemini yeniden şekillendirecek süreç başladı. İçinde bulunduğumuz on yıllık dönemde, küresel emisyon artışlarını tersine çevirmek ve iklim değişikliğiyle mücadele etmek için bu kaynakların yıldırım hızında konuşlandırılması gerekiyor. Temiz elektriğin artık muazzam bir ölçekte inşa edilmesi gerekiyor. Liderler, yüzde 100 temiz elektrik üretimine ne kadar hızlı geçmeleri gerektiğini ancak fark ediyorlar.”
Bu yazı alıntıdır.