Psikolog ve Amerikan varoluşçu hareketin temsilcilerinden Rollo May ünlü eseri “Yaratma Cesareti’nde yaratıcı sürecin başlamasının “karşılaşmalar” ile olduğunu söyler. Karşılaşmalar rutin hayatınızda şahit olduğunuz durumlar, insanlar, sanat eserler veya düşüncelerdir. Yaratıcı süreci en derinden etkileyen karşılaşmalar genelde beklenmedik anlarda beklenmedik yerlerden olduğunu söyler Rollo May. Bu nedenle yaratıcı bir insan için yeni yerler ve coğrafyalar görmenin ne kadar önemli olduğunun altını çizer.
Airbnb’nin kurucusu ve girişimcilik dünyasındaki herkes için bir “growth guru” olan Brian Chesky, bir ay önce Reuters Next Virtual Forum’da yaptığı konuşmada seyahatin hiçbir zaman eskisi gibi olmayacağını söyledi ve 3 öngörüde bulundu:
- Küçük şehirler daha fazla ilgi görecek.
- İnsanlar ziyaret ettikleri şehirlerin en ünlü alanlarına gitmek yerine o şehirdeki tanıdıklarıyla ya da yeni insanlarla zaman geçirmeyi tercih edecek.
- İnsanlar iş için daha az seyahat edecek, ve daha fazla “karşılaşmalar” için yeni yerler görecekler.
Bu 3 harika gözleme 1 tane eklemek gerekirse belki o şu olur: İnsanlar gittikleri yerlerde 3-5 gün kalmak yerine işlerini uzaktan sürdürülebilir hale getirip orada bir düzen kuracak kadar uzun kalacaklar. Böylece hem ziyaret ettikleri yeri derinlemesine yaşayacaklar hem de işlerinden feragat etmek zorunda kalmayacaklar.
Tüm bunlara okuduğum geçen haftalarda, Lilium Aviation’ın ilk uçuşunu yaptığına denk geldim. Tamamen elektrikle çalışan, hiç ses çıkarmayan ve kısa süreli uçuşları Boeinglerden ciddi ölçüde daha az doğaya zarar vererek çalışan Lilium Jet’in geleceğimizde nasıl bir yere oturacağını düşündüm. Lilium Jet 2015’de dört ortak tarafından kurulduğunda sadece ellerinde yarım bir prototip vardı. 2016’da Series A yatırım turunu bu yarım prototiple başlattılar ve $10 milyon yatırım aldılar. 2017’de tam prototipinin oluşturdular ve 2 kişilik hava araçları ilk uçuşlarını yaptı. 2017’de bu gelişmeyle Series B turunu $90 milyon ile kapattılar. Son 3 senedir de ilk ticari uçuşlarını yapmak üzere çalışan Lilium Jet’in ilk 5 kişilik hava aracı bu sene piyasaya sürüldü.
Gelecekte, ki bu genelde insanları kafasında 15-20 sene sonrasına tekabül ediyor, seyahat planımızı yaparken göz önünde bulunduracağımız sorular belki de şöyle olacak:
Bu seyahat bana ve zihnime ne katacak?
Bu seyahati en düşük karbonlu nasıl yapabilirim?
Bu seyahatte neyle karşılaşabilirim?
“Gelecekte” bireyler aktivitelerini hesaplayarak ne kadar “karbonlu” bir yaşam sürdüklerini anlayabilecekler. Hatta eğer uluslararası bir mutabakat sağlanırsa bireyler bazı karbonlu tüketimler arasında seçim yapmak durumunda kalacaklar. Örneğin, eğer her gün yakıtla çalışan araba kullanırlarsa daha az seyahat etmek durumunda kalabilecekler veya et tüketimini yüksek tutarlarsa daha az veri transferi yapmak zorunda olacaklar. Böyle bir sistemde, ki ben bir ütopya olmadığını düşünüyorum, Lilium Jet çevreci ve farkındalığı yüksek bireylerin “love brand”i olabilecek durumda. O zamana kadar kullanımın artması ve fiyatın düşmesi için piyasa rekabetine tabii olması lazım. Bakalım gelecek birkaç yılda her seyahatte nasıl yeniliklerle karşılaşacağız? Ve bu karşılaşmalar nasıl yaratıcı yaşam seçimlerine dönüşecek?