Covid-19 ile hepimizin uzak gelecek olarak düşündüğü, büyük kitlelerin ofis bağımsız çalışabileceği gerçeği birden hayatımıza giriverdi. Ne yönetenler, yönetilenler ne de hizmet alanlar, verenler bu yeni duruma alışık değildi. Uzaktan çalışmayı zaten içselleştirmiş birkaç sektör ve birkaç şirket dışında kalanlar hızlıca eksiklerini tamamlamaya çalıştı. Tabii ki bu hızlı kurulan yeni iş akışlarının bazıları geçici bazıları kalıcı olacak.
Pandeminin etkisi ile zamana yayılarak yapılması planlanan birçok süreç, iş, hizmet hızla dijitalleşti. Ofiste bulunma zorunluluğu azaldı. Yeni, hibrit çalışma şekillerine uygun kuralların, performans kriterlerinin, kontrol yollarının üzerinde tüm sektörler tam hız çalışıyor. Bu durumun kurum kültürlerine ve organizasyonel davranışa olan etkisini anlamak için birçok araştırma eş zamanlı devam ediyor. Benim devam eden araştırmamın sonuçları da çok yakında yayınlanacak.
Uzaktan çalışmanın pandemi sonrasında nasıl şekil alacağı konusunda farklı yaklaşımlar var.
Uzaktan çalışma kalıcı olmalı mı?
Bu soru tüm liderlerin en çok konuştuğu konulardan biri ve büyük markalar bu konuda açıklama yapmaya devam ediyor. Tam da normalleşme sürecine girdiğimizi düşündüğümüz ama artan vaka sayılarından ürktüğümüz bu günlerde yaklaşım farkları daha da çok öne çıkıyor.
Square, Twitter, ve Nationwide çalışanlarının çoğunu kalıcı olarak evden çalıştıracaklarını; Visa, Mondelez International, Google, Facebook, Barclays ve Morgan Stanley ise uzaktan çalışmanın 2020 veya 2021 yılının sonuna kadar devam edeceğini açıkladı.
1.200 çalışan üzerinde yapılan ankete göre çalışanların %20’si uzaktan çalışmaya devam etmek istemezken %54’ü Covid-19 sonrası da kalıcı olarak uzaktan çalışmak istediğini paylaşmış. Uzaktan çalışmayı seçme nedenlerine bakarsak; %55’i işe gidip gelmek zorunda kalmadıklarını, % 48’i programlarının daha esnek olmasını, %37’si daha verimli olduğunu ve %34’ü aile ve arkadaşlarına zaman ayırabilmesini neden olarak göstermiş. Ancak aynı araştırmada uzaktan çalışanların %27’si kendisini izole edilmiş hissederken %19’u ise şirketle iletişimde kalmanın zorluğunu ifade etmiş.
Yeni normale uyumu tamamen uzaktan ve dijital iletişim olarak algılayıp insan merkezli olmayı dışarda bırakan yaklaşımların öne çıktığı bir süreçten geçiyoruz. Uzaktan çalışmaya henüz tam olarak adapte olunamadığı gerçeği varken “Yeni dünya düzenine uyumlanamaz.” şeklinde yaftalanabileceği korkusu ile çok az lider bu konuda açıklama yapabiliyor.
Şüphesiz, uzun vadeli ve tam zamanlı uzaktan çalışmanın da zor ve henüz çözüme ulaşmayan yanları var. Kârını 2020 ilk çeyrekte %15 arttıran ve Teams gibi uzaktan çalışma çözümleri üzerinden daha da değer kazanan Microsoft’un CEO’su Satya Nadella, uzaktan çalışmanın ruh sağlığını, motivasyonu ve sosyalleşmeyi nasıl etkileyeceğini sorgulayarak kalıcı uzaktan çalışmayla ilgili uyarılarını sıraladı. Satya, belki de inşa etmiş olduğumuz sosyal sermayenin bir kısmını, hepimizin uzaktan çalıştığı bu aşamada tüketmiş olabileceğimizi söyledi.
Satya’nın da vurguladığı gibi sosyal sermayelerinin uzaktan çalışmadan nasıl etkileneceğinden henüz hiçbir şirket emin değil. MIT’nin aşağıda linki yer alan makalesinde de Satya’nın tezini destekler şekilde uzaktan çalışmanın üretkenlik ve karar verme süreçleri üzerinden olası olumsuz etkilerine yer verilmiş.
Ancak diğer yandan Covid-19 öncesi ortamda 2015 yılında yapılmış bu araştırma gibi verimliliği ve iş sonuçlarını pozitif etkileyen iyi örneklerde var. Çözüm yeni normalin dinamiklerini anlayan, sadece uzaktan ya da sadece ofisten değil “Hibrit Çalışma” koşulları için uygun ortamı hazırlayan, iyi iş sonuçları üreten kurumlardan gelecek.
Uzaktan çalışma kurum kültürlerini nasıl etkileyecek?
Kurumların ana rekabet alanlarını etkileyen, ayırıcı özelliklerini sağlayan kurum kültürleri hakkında aşağıdaki soruların cevaplarını hep birlikte arıyoruz:
- Fiziksel alanlar, ofislerdeki iletişimi uzaktan çalışmada yakalayamazsak kurum kültürü nasıl dönüşecek? Hibrit yönetim modelleri kurum kültürünü nasıl etkileyecek?
- Kurum kültürü, içinde yaşayanların etkileşimleri ile öğrenip güçleniyor. Uzaktan çalışmada aynı ofis ortamında çalışmaya kıyasla birçok fark var. Nitelik ve niceliği değişen bu iletişim frekansının kurum kültürü üzerindeki etkisi nasıl olacak?
- Bu dönemde kadınlara ev ve çocuk bakımı konusunda yüklenen ek roller cinsiyet eşitsizliğini nasıl etkilecek?
- Kuruma yeni katılanların oryantasyonu ve kültürel kodları öğrenmesi nasıl sağlanacak?
- Hibrit çalışma ortamında güç dengeleri nasıl sağlanacak? Mevcut ve etkin motivasyon araçları uzaktan çalışma ile nasıl uyumlanacak?
Korona öncesi düzende çalışma arkadaşları birbirlerini kolayca tanıyabiliyorlardı. Tamamen uzaktan çalışanların ya da hibrit çalışma düzeninde olanların da bu tanışma, ortak kültürel kodları oluşturma, öğrenen örgüt özelliklerini devam ettirme ve iş birliği için yukarıdaki sorulara cevaben yeni yollar bulmaları gerekecek. Organizasyonel davranışın asıl etkisini, önemini bu soruların cevaplarını birlikte ararken hissedeceğiz.
Yakında yayınlayacağımız araştırmamız uzaktan çalışmaya adaptasyonda ilk evreyi atlatıp uzaktan çalışmada ikinci evreye geçtiğimizi gösteriyor. Bu yeni fazda uzaktan çalışmanın varlığını ya da gerekliliğini tartışmayı bırakıp hibrit çalışmayı nasıl yöneteceğimize odaklanmamız gerekecek.
Uzaktan çalışmayı yakın yapan günlerde görüşmek üzere…
Bu yazı alıntıdır.