Veri, dijital çağın altınıdır. İşletmelere, hükümetlere ve topluma güç veren yapay zekayı, makine öğrenimini ve diğer dijital teknolojileri besler. Ancak verilerin toplanması, saklanması ve kullanılması mahremiyet, güvenlik ve insan hakları açısından riskler taşır. Daha fazla veri ürettiğimiz ve teknolojiye daha fazla güvendiğimiz için, verilerimizi ve dijital geleceğimizi korumak için güçlü veri koruma sistemlerine ve politikalarına sahip olmak önemlidir.
Veri koruma sistemleri, verileri yetkisiz erişime, kullanıma veya ifşaya karşı koruyan araçlar, teknolojiler ve süreçlerdir. Güvenlik duvarlarını, şifrelemeyi, erişim kontrollerini, veri yedeklemelerini ve olay müdahale planlarını içerir. Veri koruma politikaları, kuruluşların verileri nasıl topladığını, işlediğini, sakladığını ve paylaştığını yöneten yasal ve etik çerçevelerdir. Veri toplama, rıza, amaç sınırlaması, veri saklama ve veri sahibi hakları için kurallar oluştururlar.
Veri korumanın arkasındaki felsefe gizlilik, güvenlik ve şeffaflık ilkelerine dayanmaktadır. Gizlilik, bireylerin kişisel bilgilerini kontrol etme ve nasıl kullanılacağına karar verme hakkına sahip olduğu anlamına gelir. Güvenlik, verilerin ihlallere, hırsızlığa veya kötüye kullanıma karşı korunması anlamına gelir. Şeffaflık, kuruluşların veri uygulamaları konusunda açık ve hesap verebilir olması ve veri sahiplerine hakları ve riskleri hakkında net bilgiler sağlaması anlamına gelir.
Veri güvenliğinin önemi abartılamaz. Veri ihlalleri ve siber saldırılar; mali kayıplara, itibar zedelenmesine ve bireylerin hak ve özgürlüklerinin zarar görmesine neden olabilir. Ayrıca teknolojiye olan güveni sarsabilir ve demokratik değerleri aşındırabilirler. Facebook verilerinin siyasi amaçlarla kötüye kullanılmasını içeren 2018’deki Cambridge Analytica skandalı, veri istismarının risklerinin canlı bir örneğidir.
Kişisel verilerimize sınırsız erişimi olan şirketler, bunları hedefli reklamcılık, profil oluşturma ve manipülasyon için kullanabilir. Ayrıca, bireylerin ayrıntılı profillerini oluşturmak için diğer veri kaynaklarıyla birleştirebilen üçüncü taraf veri simsarlarına da satabilirler. Bunun bireylerin mahremiyeti, özerkliği ve itibarı üzerinde ciddi etkileri olabilir. Son zamanlarda Apple ile Facebook arasındaki mahremiyet kavgası, teknoloji şirketlerinin iş modelleri ile bireylerin mahremiyet hakları arasındaki gerilimi vurgulamaktadır.
Yapay zeka teknolojileri daha yaygın hale geldikçe yapay zeka ve veri güvenliği skandalları daha sık hale geldi. Taraflı algoritmalar, kusurlu veri kümeleri ve ayrımcı sonuçlar, AI’nın toplum üzerindeki etkisine ilişkin endişeleri artırdı. Kadınlara karşı ayrımcılık yapan Amazon AI işe alma aracı, AI önyargısının dikkate değer bir örneğidir. Renkli insanları yanlış tanımlayan yüz tanıma teknolojisi, AI’nın zarar verme potansiyelinin bir başka örneğidir.
Veri güvenliği skandallarında insanlar da rol oynuyor. Kimlik avı saldırıları, sosyal mühendislik ve zayıf parolalar, saldırganların verilere erişmesinin yaygın yollarındandır. İnsanların dijital hakları ve riskleri konusunda farkındalık eksikliği
de veri ihlallerine katkıda bulunabilir. 2017’de 147 milyon Amerikalının kişisel bilgilerinin açığa çıkmasına neden olan
Equifax veri ihlali, bir web uygulamasındaki uygun güvenlik protokolleri ile önlenebilecek bir güvenlik açığından kaynaklandı.
Kişisel verilerimize erişimi olan sadece büyük şirketler değil. Sosyal medya platformları, mobil uygulamalar ve diğer dijital hizmetler, hizmetlerini iyileştirmek ve reklamları hedeflemek için verilerimizi toplar ve kullanır. Sonuç olarak, sıradan kullanıcılar bile kişisel verilerini ifşa etme riski altındadır.
Peki, basit bir kullanıcı verilerini nasıl koruyabilir? İşte birkaç ipucu:
- Tüm çevrimiçi hesaplarınız için güçlü ve benzersiz parolalar kullanın.
- Çevrimiçi bankacılık gibi hassas işlemler için halka açık Wi-Fi ağlarını kullanmaktan kaçının.
- Mümkün olan her yerde iki faktörlü kimlik doğrulama kullanın.
- Çevrimiçi kişisel bilgileri paylaşırken dikkatli olun.
- En son yazılım güncellemeleri ve güvenlik yamaları ile cihazlarınızı güncel tutun.
Kişiler, kişisel verilerini korumak için adımlar atabilirken, veri güvenliği yalnızca kişilerin sorumluluğunda değildir. Dünyanın dört bir yanındaki hükümetler, veri güvenliğinin önemini giderek daha fazla kabul ediyor ve veri güvenliği yasalarını ve düzenlemelerini uyguluyor. Örneğin, Avrupa Birliği’nin Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR), dünyadaki en kapsamlı veri güvenliği yasalarından biridir. Kuruluşların, verilerini toplamadan önce kişilerden açık onay almalarını gerektirir ve kişilere kişisel bilgilerine erişme, bunları düzeltme ve silme hakkı sağlar.
İşletmeler ayrıca veri güvenliğini artırmak için adımlar atıyor. Birçoğu veri güvenliği politikaları uyguluyor ve veri koruma sistemlerine yatırım yapıyor. Ek olarak, bazı şirketler veri ihlallerini tespit etmek ve önlemek için yapay zeka kullanıyor.
Veri güvenliği günümüzün dijital çağında kritik öneme sahiptir. Bireyler, hükümetler ve işletmelerin hepsinin veri güvenliğini sağlamada oynayacağı bir rol vardır. Bireyler olarak kişisel verilerimizi korumak için adımlar atabiliriz, ancak nihayetinde verilerimizi korumak kuruluşların sorumluluğundadır. Doğru politikalar, prosedürler ve sistemler uygulandığında, kişisel verilerin güvenli ve sorumlu bir şekilde toplanmasını, kullanılmasını ve paylaşılmasını sağlayabiliriz.