TeknolojiVeriYönetişim

Gri Alanların Yarattığı Huzursuzluk

Cahit Sıtkı Tarancı “yolun yarısı”na 35 yaş dediğine göre geçen yüzyılın ortalarında demek ki ortalama yaş 70’miş. İnternet de hayatımıza gireli 35 yıl oluyor. Yani aynı tarihlerde 35 yaşında olan insanlar şu anda 70 yaşında. (Kendimi örnek gösterebilirim). Ama daha önemlisi aynı tarihlerde doğanlar bugün 35 yaşında, çoluk çocuğa karıştılar. Büyük bir kısmı anne-baba oldu.

Dünyanın yaş ortalaması internetin yaş ortalamasının altında kaldı. Gezegenin yarısından fazlası internetten daha küçük. Benim ve benim gibiler için oldukça ilginç bir gerçek. Ama bu gerçek aslında önemli de şeyler söylüyor.

Herhalde tarih internet kadar önemli bir kırılımı çok az gördü. Tarih bir çağ daha atladı. Dünyanın üst yarısını oluşturan ama sistemi elinde tutan kesim, internet öncesi çağda doğdu, büyük bir kısmı eğitimini daha önce aldı ve bugün yönetim mekanizmalarının kilit noktalarında oturuyorlar. İnternet sonrası kuşaksa kendi öncelikleri, beklentileri ve alışkanlıklarıyla bir önceki kuşaklardan önemli bir şekilde ayrışıyor.

KÜRESEL BUZ ÇAĞI

Yalnız kendi ülkemizde değil, bütün yeryüzünden gelen sonuç gençlerin yönetim sistemlerinden duyduğu güven eksikliğinin, öfkenin ve kaçışın acaba temel nedeni bu olmasın? Bir paradigmal değişim yaşanıyor. Bekir Ağırdır’ın deyimi ile “küresel buz çağı”… Endüstri dönemi bitti, endüstri sonrası dönem oturmadı. Ancak o kadar önemli bir kesinti yaşandı ki, bugün aklımıza gelecek her türlü kavram ve kurum kendini değişim sonrası döneme uydurmak zorunda.

Yeni dönemin temel taşı ise veri ve bilginin hızla artması ve yayılması. Aradan geçen yıllar boyunca hayatımıza birdaha çıkmayacak şekilde temel yenilikler girdi. Akıllı telefonlar, sosyal medya, kripto uygulamalar, yeni güvenlik sorunları… Say sayabildiğin kadar. Ancak, temel kavramlar değişmedi. Hukuk sistemi, yönetişim mekanizmaları, eğitim gibi önemli altyapı unsurları değişmemekte diretiyor. Örneğin ekonomide hala veri ve bilginin temel bir tanımlaması yok. Dolayısıyla hukuk sisteminde de yok. Ve dikkat ederseniz dünyanın en büyük şirketlerinin oluşması zaten “veri” kavramının teoride yerini almamasının getirdiği boşluklardan meydana geliyor. Arada sırada Amerikan kongresinin veya senatosunun ve AB parlamentosunun silkelemelerinden sonra bizlere göre çok büyük ama kendilerine göre de neredeyse acıtmayacak kadar küçük para cezalarıyla yollarına devam ediyorlar.

ORTAK PUSULA

Küresel buzul çağının çözümü eski söylemlerden kurtularak kendi yeni hikayesini oluşturmasından geçiyor. Bugünün gittikçe dinamikleşen ve bilinmezliklerin hızla arttığı ortamda dünya geleceğini yönlendirecek olan pusulasını oluşturmak ve hukuk, yönetişim, eğitim ve sağlık gibi altyapı alanlarında kendi ortak hikayesi çerçevesinde modellerini yaratmak zorunda.

“Dune” romanının yazarı James Herbert, soğuk savaşın ağır ortamı ve ilk nükleer tehlikenin yansıdığı 50’li yıllarda “Teknolojiyi kontrol etmek kaplanı kuyruğundan tutmaya benziyor.” demiş. Bugün durum hiç farklı değil. Gezegenimiz sürdürülebilir ve gelecek kuşaklara taşınması gereken geleceğin hikayesini ve ortak pusulasını belirlemediği sürece teknolojik gelişmelerin yarattığı gri alanların rahatsız edici boyutlarını yaşamaya devam edeceğiz.

 

***Capital’den alıntıdır***

Başlangıç Noktası E-bülten

Merak etmeyin. Asla Spam yapmıyoruz.

İlginizi çekebilir
AğlarAkademiAlgoritmaBiyoteknolojiBlockchainEkonomiEnerjiİnovasyonKuantum TeknolojileriSürdürülebilirlikTeknolojiVeriYapay Zeka

Paleolitik Beyinler, Orta Çağ’dan Kalma Kurumlar ve Tanrısal Teknolojiler

GirişimcilikTeknolojiYapay Zeka

Yapay Zeka ile Başarılı Bir Girişim Kurma Rehberi

Makine ÖğrenmesiVeriYapay Zeka

Yapay Zekanın İnsan Zekasını Yeniden Şekillendiren Gücü

Ar-GeSağlıkTeknoloji

Böcekler İğne Teknolojileri için İlham Verebilir mi?

Başlangıç Noktası E-bülten

Merak etmeyin. Asla Spam yapmıyoruz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir