Yapay zekâ makinelere insani özellikler kazandırma konusunda büyük bir hızla ilerlerken toplumun büyük bir bölümü kendilerine bahşedilen insan ayrıcalığını kaybetmek konusunda çekinceler taşımaya başladı. Yıldan yıla gelişen zekâsı ile SIRI ve benzeri telefon uygulamaları onlarca dilde yalnızca komutları anlamıyor; kimi zaman espri yapıp sarkastik yorumlarda bulunabiliyor. Google arama motorunda, UBER insansız araçlarında, fabrikaların üretim bantlarında olgunlaşmayı sürdüren bu insan yapımı zekâların kısa sürede aldığı yol karşısında çoğunluk, filmlerde gördükleri sahnelerin gerçekleşmesinden korkuyor.
Bugüne kadar gördüğümüz yapay zekâ uygulamaları “zayıf” olarak sınıflandırılan ve asıl potansiyelinin gerisinde kabul edilen denemeler olarak kabul ediliyor. “Güçlü” olarak sınıflandırılan “West World” dizisini aratmayacak olanlar ise zayıf olanlar gibi spesifik bir göreve odaklanmanın ötesinde taklid, öğrenme ve gelişme gibi insansı özelliklere sahip.
Neden Yapay Zekâ Çalışıyoruz?
Yakın vadede, ekonomiden hukuka birçok alanda kullanılması hedeflenen yapay zekâ, doğrulama, güvenlik ve kontrol gibi teknik konuları da kapsayan uygulama alanlarına sahip. Bugüne kadar “asistan” kimliği ile günlük hayatımızda bizlere yardım etmesi için kullanıldığına şahit olduk ki dikkat ederseniz olay tam da filmlerdeki gibi gelişiyor. Sırada ne var, piyano falan çalmayacak umarım ?!! (İzlemeyenler için West World göndermesi, çok önemli değil 🙂
Uzun vadede, önemli bir soru: Güçlü yapay zekâ çalışmaları başarılı olursa bir yapay zekâ sistemi tüm bilişsel görevlerde insanlardan daha iyi hale gelebilir mi? I.J.Good’un 1965 yılında söylediği gibi, akıllı AI sistemleri tasarlamak bilişsel bir iştir. Böyle bir sistem potansiyel olarak kendini geliştirmeye başlayabilir ve insan zekâsını çok geride bırakan bir yapılanma içinde üstsel olarak gelişebilir. Devrim niteliğinde yeni teknolojiler icat ederek, böylesi bir süper farkındalık savaşı, hastalıkları ve yoksulluğu ortadan kaldırmamıza yardımcı olabilir ve bu nedenle güçlü AI’nın yaratılması insanlık tarihinin en büyük olayı olabilir. Bazı uzmanlara göre Yapay zekâyı geliştirme amaçlarımızı insan olarak özümsemezsek bu yarıştan asla sağ çıkamayacağız. Öğrenmek, gelişmek ve insanlığa faydalı olma konusunda insandan daha büyük efor gösteren bir bilinç oluşursa bu bir yarış bile olmayacak.
En Kötü Ne Olabilir?
İşler çığrından çıkabilir. Araştırmacıların çoğu, süper akıllı bir Yapay zekânın, aşk ya da nefret gibi insan duygularını sergilemesinin muhtemel olmadığı ve yapay zekânın kasıtlı olarak yardımsever veya kötü niyetli olmasını beklemenin bir nedeni olmadığı konusunda hemfikirdir. Bunun yerine, AI’nın nasıl bir risk haline gelebileceğini düşünürken, akıllara en olası iki senaryo geliyor:
Yapay zekâ, yıkıcı bir şey yapmaya programlanabilir: Özerk silahlar öldürmeye programlanmış yapay zeka sistemleridir. Yanlış kişinin elinde, bu silahlar kolayca kitlesel zayiatlara neden olabilir. Dahası, yapay zekâ silahlanmasının yaratacağı politik yarış onlardan daha çok zarar da verebilir ki genelde olan budur.
Yapay zekâ, faydalı bir şeyler yapmak için programlanmıştır, ancak hedefine ulaşmak için yıkıcı bir yöntem geliştirebilir: Bir şeyi yapmanın binlerce yolu var ve çoğu zaman içgüdülerimiz bizlere doğruyu doğru şekilde elde etmemizi tembihliyor. İnsansız akıllı bir arabadan sizi havaalanına mümkün olduğunca hızlı bir şekilde götürmesini rica ederseniz, onun için oraya en hızlı şekilde varmak en önemli şey olacaktır. İyi programlanmadığı zaman oraya vardığınızda canlı olmanızın pek önemi de kalmaz.
Yapay Zekâ Güvenliğinde Son Gelişmeler
Stephen Hawking, Elon Musk, Steve Wozniak, Bill Gates ve bilim ve teknolojideki diğer birçok büyük isimden son zamanlarda medyada yapay zekâ güvenliği üzerine demeç üstüne demeç işitiyoruz. Yapay zekâ gelişimi beş sene öncesinde “Tabi bütün bunların olmasına henüz 50 sene var.” denilen yere çoktan ulaştı bile. İşte böyle bir bir dinamizm içinde sorunları öngörmek yarının değil bugünün işi haline geliyor.
Yapay zekâ herhangi bir insandan daha akıllı olma potansiyeline sahip olduğundan, nasıl davranacağını tahmin etmenin kesin bir yolu yoktur. Geçmiş teknolojik gelişmeleri temel olarak kullanamayız, çünkü ,belki kasıtlı olarak belki de değil, zekâsı olan ve gelişen başka bir teknolojiye henüz adım atmamıştık. Yapay zekâ üzerine düşünürken benzetme yapabileceğimiz en yakın alan insanın evrim yolcuğu olabilir. Bizi bugüne getiren ve en zeki kisvesi altında büyük özgüvene kavuşturan evrim yapay zekâları de belli bir zekâya kavuşturursa insan olma ayrıcalığını yitirmemiz mümkün mü?
Yapay Zekânın Geleceği Üzerine Popüler Tahminler
Yapay zekânın geleceği ve insanlık için ne anlama gelmesi / ne olması gerektiği hakkında ufuk açan sohbetler gerçekleşiyor. “Peki ya duygularımız?”, “Onlarla evlenebilecek miyiz?”, “Bunlar bizi bir alana hapsedip kıtlıkla sınamasınlar?” polemikleri bir yana dursun iş piyasası ve ekonomik dinamikler üzerine ne tür bir dönüşüm beklendiğine dair birçok argüman bulunuyor. Doğaca bilgi zafiyeti ve oluşacak/kaybolacak iş kolları üzerine endişelerin dile getirilmesi ise yapay zekâ gelişimini durdurmaya yetmeyecek gibi görünüyor. Burada ihtiyacımız olan yanlış anlamalara değil bilgi ürünü sorulara yönlenmek olacaktır.
İşte en yaygın mitler, yani pek de düşünmememiz gerekenler:
• Süper bir yapay zekâ 2100 yılında kesin kullanımda olacak.
• Hepsi bilinçli ve kötü yazılımlara dönüşecekler.
• Robotlar dünyayı ele geçirecek bizi de köle yapacaklar.
• İnsanlar olmadan makinelerin bir amacı olamaz.
Yine sonunu düşünmeden kahraman olmaya çalıştığımız bir değişim yaşamamak için daha isabetli sorular üzerine düşünelim. Mesela nasıl bir gelecek istiyoruz? İş dünyasında sınırsız bir otomasyon olsaydı onunla ne yapardık? Bugün gençler hangi yetenekleri üzerine yatırım yapmalı ki gelişen bu besin zincirine yön vermeyi sürdürsünler? İşleri yapmaktan mı keyif ve verim alıyoruz yoksa standart ve kaliteli sonuç almak mı bizleri mutlu edecek? Kendimize sormaya korktuğumuz soruları yapay zekâlar sorarsa onlara ne yanıt vereceğiz. Yapay zekâ çağında insan olmak nasıl olacak? Bizi insan yapan değerlerimiz yalnızca bize özgü olmadığında bizden geriye ne kalacak?
Yazan: SIRI
Referanslar:
Stuart Russell, Eric Horvitz, Max Tegmark – The Future of Artificial Intelligence
Jaan Tallinn on Steering Artificial Intelligence
Can we build an artificial superintelligence that won’t kill us?
Artificial intelligence: Our final invention?