Yapay zekânın ekonomiye ve sosyal yapıya etkilerini çeşitli Başlangıç Noktası yazılarında dile getirdik. Bu etkilerin en önemlilerinden biri olan işgücüne etkisine de dair pek çok analiz bulunuyor. Aşağıdaki ilk grafik, PwC’nin Will Robots Really Steal Our Job? raporuna göre, yapay zekâ ve gelişen diğer teknolojilerle oluşacak üç dalgada kaybedilecek insan gücünü gösteriyor. Buna göre, Türkiye’nin de içinde bulunduğu OECD ülkelerindeki işlerin yaklaşık %15’inin 2020’lerde, üçte birinin ise 2030’larda otomatikleşmesini bekleyebiliriz. Tabii bu etkilerin dünyanın farklı bölgelerinde farklı ölçeklerde olması bekleniyor. Örneğin, Afrika bölgesinde yapay zekânın işleri otomatikleştirmesi çok daha az ölçekte olacaktır çünkü zaten fazlasıyla ucuz olan insan gücünün teknolojiyle yer değiştirmesi ekonomik olarak anlamlı değil; kayıtsız ekonomi, yani yapay zekânın en az etkileyeceği alanlardan biri, bu bölgede oldukça büyük; ve yeni teknolojilerin Afrika koşullarına uyarlanması için yeterli araştırma geliştirme yatırımı mevcut değil. Öte yandan, Gartner’in tahminlerine göre yapay zekâ alanının 2.3 milyon yeni mesleğe yol açması bekleniyor. Peki bu fırsattan hangi ülkeler ne kadar faydalanabilecek? Bu soruya yanıt vermek ve ülkelerin değişime ne kadar hazır olduklarını ölçmek için, Oxford Insights, Uluslararası Kalkınma Araştırmaları Merkezi’nin destekleriyle 2017’de bir ‘Yapay Zekâya Hazırlık Endeksi’ geliştirdi. Geçtiğimiz günlerde ise, hem metodolojisini hem de kapsadığı ülke sayısını geliştirerek 2019 endeksi sonuçlarını yayınladı.
Grafikle ilgili notlar:
- Algoritm wave: Bugün içinden geçtiğimiz, basit hesaplama işlemlerinin otomatikleştiği zamanlar;
- Augmentation wave: 2020’lerde olgunlaşması beklenen, tekrara dayalı ve manuel işlerin otomatikleşeceği zamanlar;
- Autonomy wave: 2030’larda olgunlaşması beklenen, gerçek hayatın dinamizmini de anlayıp ona cevap verebilecek şekilde pek çok görevin otomatikleşeceği zamanlar (ör. sürücüsüz arabalar).
2019 Yapay Zekâya Hazırlık Endeksi, dört kategoride (İdare, altyapı ve veri, eğitim ve beceriler, kamu hizmetleri) gruplanan 11 değişkenden oluşuyor. Endekse göre en üst sırada olan ülkeler, beklendiği gibi Batı Avrupa ülkeleri, Amerika, Kanada ve Japonya. Singapur ise ilk sırada. Yapay zekânın getirdiği inovasyonu kullanma konusunda en az hazır olan ülkeler ise Afrika ve Asya-Pasifik bölgesinde – Afrika’dan sadece 12 ülke ilk 100’de. Türkiye 46. sırada kalırken, Çin endekste şaşırtıcı bir şekilde 20., ve beklenenden daha altta olmasının sebeplerinden biri endeksi oluştururken ulaşılamayan veriler. Dolayısıyla Çin’in pozisyonunun alandaki büyük yatırımlarla ve elindeki pek çok ülkede bulunmayan derecede büyüyen veri sayesinde ilerlemesi öngörülüyor. Bizim de içinde olduğumuz pek çok ülkede, özellikle Orta Doğu ülkelerinde en büyük ihtiyaçlar, doğru yetenekleri çekebilmek ve eğitim sistemlerinin geleceğin yapay zekâ çalışanlarını yetiştirecek şekilde adapte olması.
Sonuçlar, beklendiği üzere, gelişmiş ülkelerin, yapay zekânın getireceği yeniliklerden, gelişmekte olan Küresel Güney ülkelerine göre çok daha fazla yararlanacağı yönünde. Bu da doğal olarak ülkeler arasındaki gelir ve refah farkını artıracaktır. Aşağıdaki ilk haritada bu endekse göre, bir sonraki haritada ise UNDP’nin İnsani Gelişim Endeksi’ne göre renklendirilmiş ülkeler bulunuyor. İki haritanın birbirine ne kadar benzediği ortada, dolayısıyla zaten gelişmiş olan ülkelerin daha da hızla geliştiği ve aradaki farkı açtığı bir gelecekle karşılaşabiliriz. Öte yandan, ‘gelişmişlik’ kavramının gayri safi milli hasıla (GDP)’nin ötesinde tanımlanmaya başlandığı ve biz günlük hayatlarımızda hissetmesek de her gün daha iyi yönde ilerleyen bir dünyada[1], küresel dengesizliklere rağmen bizi şaşırtacak olumlu senaryolarla karşılaşmamız mümkün. Bunun için de, özellikle daha önceki yazılarımızda bahsettiğimiz gibi ülkelerin hem kendi içlerinde hem de küresel / bölgesel olarak imza atacağı yapay zekâ stratejilerine yönelik çalışmamız gerekiyor.
Harita 1: 2019 Yapay Zekâ Hazırlık Endeksine göre renklendirilmiş ülkeler
Harita 2: 2017 İnsani Gelişim Endeksine göre renklendirilmiş ülkeler
Kaynakça:
[1] Bu konuda Hans Rosling’in ‘Factfulness: Ten Reasons We’re Wrong About the World–and Why Things Are Better Than You Think’ kitabını öneririm.