Yeni girişimcilerin aklındaki en büyük soru işareti genellikle ihtiyaç duydukları sermayeyi nasıl elde edecekleri oluyor. Bu bir girişimcinin karşılaşacağı en zor engel olmasa da, başlangıçta özellikle tecrübesiz olanları içinden çıkılmaz gibi görünen durumlara sokabiliyor. Öte yandan yeterince kaynak bulamayan girişimlerin kısa ömürlü oldukları da bilinen bir gerçek.
Uzun lafın kısası, her girişimin sermayeye ihtiyacı var. Fakat çok küçük ölçeklerde yatırımcı peşinde koşmanın pek mantıklı olduğu söylenemez. Erken aşamalarda alınan küçük yatırım karşılığında girişiminizin büyük bir bölümünden vazgeçmeniz, gelecekteki yatırım turlarında elinizi kısıtlayacaktır.
Özellikle girişiminizin erken aşamalarında ihtiyaç duyduğunuz kaynağı edinmek için yatırımcı dışındaki seçeneklere odaklanmalısınız. Girişiminizin kendi ayakları üzerinde durmasına yetecek kadar kaynak yaratmanın diğer yollarını şu şekilde sıralayabiliriz:
Girişiminiz kâr edene kadar işinizden ayrılmayın
Kimse size girişimciliğin kolay bir yol olduğunu söylemedi; öyle değil mi? Girişiminiz kârlı bir işe dönüşüne kadar, gecenizi gündüzünüze katmanız pahasına halihazırda yaptığınız işe devam edin. Ancak bu şekilde kiranızı ödeyebilir, yaşam standartlarınızı koruyabilir ve daha ilk dakikadan girişiminize yük olmazsınız.
Maaşlı işinize devam etmek ve buradan gelen paranın bir bölümünü girişiminize kaynak olarak aktarmak finansal açıdan en risksiz yöntem. Gelgelelim, kendinize ve sevdiklerinize ayıracağınız kişisel vakit azalacağı için, bu süreç sizi duygusal açıdan yıpratabilir. Uzun çalışma saatlerinin yol açacağı yorgunluğu çoktan kabullendiğinizi varsayıyoruz… Eğer girişiminize tutkuyla bağlıysanız, hafta içi iki gecenizi ve hafta sonu bir gününüzü girişiminize adamanız sizi mahvetmeyecektir.
Gerçekçi bütçe yaklaşımı ve düşük maliyetler
Milyonlarınız olsa bile, girişiminizin bütçesine uygun harcamalar yapmalı ve maliyetleri ideal seviyede tutmalısınız. “Ya hep ya hiç” ya da “Büyük oyna büyük kazan” gibi konuşmalara kulak asmayın. Maliyetlerinizin ucunu bir kez kaçırırsanız, ilk aylarında batan girişimler kervanına katılmanız an meselesi olur.
Evden çalışma fikrini düşünün. Eğer şimdiden bir ekibe sahipseniz, paylaşım ofislerini veya kuluçka merkezlerini (bkz: İTÜ Çekirdek) gözden geçirebilirsiniz. Olmazsa olmaz diyemeyeceğiniz tüm satın almaları erteleyin, mümkün olan durumlarda kiralama yoluna gidin. Ekip kurmak istediğinizde, yerel üniversitelerden stajyerler ile çalışabilirsiniz. Onların yeteneklerini geliştirmek için zaman yatırımı yapmanız gerektiğini unutmayın.
Tüm kârı girişiminize geri yatırın
Eğer girişiminiz kârlı hale gelirse, tüm kârınızı girişiminize yatırarak büyümenizi para akışı ile destekleyebilirsiniz. Büyümeye devam ettikçe ekibi genişletmek, araçlar, pazarlama gibi kilit hamleler yapacak kaynağa da sahip olacaksınız. Sırtınızı girişiminizin gelirlerine dayamak, satışlarınız kadar büyüyebileceğiniz anlamına geliyor. İşte üzerine düşünmeniz gereken bir dezavantaj…
Doğru zamanda kredi
Girişiminizi kendi yağında kavurmanın en büyük avantajlarından birisi, belli bir gelir ve nakit akışı seviyesine ulaştığınızda kredi almanın kolaylaşması. Bankalar bu konuda risk almayı pek sevmediğinden, girişiminizin iyi bir kredi geçmişine ve yeteri nakit akışına sahip olması gerekir. Kredi talebinizin kabul edilme şansını artırmak için, kişisel olarak kullandığınız ve örnek müşteri olduğunuz yerel bankanıza gidebilirsiniz.
İlk yatırımcılar: Eş dost
Kimi girişimciler için, ilk yatırımın alınabileceği en mantıklı adres aile ve arkadaşlardır. Onları sizi desteklemeye ikna etmek için bir ay harcayıp 100 sayfalık bir iş planı hazırlamanız gerekmeyecek. Gelgelelim, iş ile arkadaşlığı birbirine karıştırmak birçok riski beraberinde getiriyor. Kendinizi eşinizden dostunuzdan gelen onlarca iş tavsiyesini dinlerken bulabilirsiniz ve ailenizle geçirdiğiniz zaman garip bir yatırımcılar toplantısına dönüşebilir.
Eğer ailenizden veya arkadaşlarınızdan para alırsanız, onları riskler ve onların rolleri konusunda olabilecek en iyi şekilde bilgilendirdiğinizden emin olun. En önemlisi de, kimseden kaybetmeyi göze alamayacağı bir şey almayın!
Kitle fonlama
Kitle fonlama her iş için iyi bir fikir olmayabilir. Fakat sizin girişiminiz için uygun olduğunu düşünüyorsanız, Kickstarter ve Indiegogo gibi platformlardan milyonlarda dolar destek toplayabilirsiniz.
Kitle fonlamada peşinde olduğunuz şey para olsa da, bunun yanı sıra marka bilinirliği ve müşteri kitlesi de yaratırsınız. Fakat bunun beraberinde şeffaflık gibi zorunluluklar getireceğini bilmenizde fayda var. Oculus örneğinde gördüğümüz gibi, kitle fonlama aracılığıyla etkileşime geçeceğiniz destekçileriniz markanıza karşı çok hassas olabiliyor ve kolay küsebiliyorlar.
Sonuç olarak, girişiminizi başlatmak için milyonlarca dolarlık Seri A yatırımına ihtiyacınız yok.
Bu yazı alıntıdır.