“ Öyle bir dünya bizi bekliyor ki, herşeyin veriden ibaret olduğu, sadece verinin konuşulduğu.
Öyle bir dünya bizi bekliyor ki, para yerine verinin söz sahibi olduğu, boşlukların veri ile dolduğu.
Öyle bir dünya bizi bekliyor ki, mazinin veri olarak can bulduğu, geleceğin gelmeden veriyle öngörüldüğü.
Öyle bir dünya bizi bekliyor ki, aşkın veri ile bulunduğu, verinin aşkla birbirine kavuştuğu.
İşte öyle bir dünya…”
Başlangıç Noktası.
Veri Ekonomisi Anlamak
Zihinlerde çok net. Geleceğin para birimi veri olacak. Tabii ki bu yeni para birimi de kendi ekonomisini oluşturacak. Sıklıkla duymaya başladığımız ve gün geçtikçe aşinalığımızın artacağı bu kavram “Veri Ekonomisi” olarak yerini almış durumda.
Veri ve yaratacağı ekonominin önemini detaylı olarak incelemiştik. İlaveten, Başlangıç Noktası olarak Veri Ekonomisi Yönetişim Modeli önerisi sunmuştuk. Konunu öneminin akıllarda kalması amacıyla sadece iki rakam ile sizlere tekrardan aktaralım.
- Avrupa Birliği Komisyonu’nca 2025 yılına kadar veri ekonomisinin ulaşacağı pazar büyüklüğü 1 trilyon € olarak tahmin ediliyor.
- Yine Avrupa Birliği Komisyonu’nca 2025 yılına kadar veri değişim pazarı / veri borsasının ulaşacağı pazar büyüklüğü 250 milyar € olarak tahmin ediliyor.
Dijital Dönüşüm’ün Veri Ekonomisi için Önemi
Kuşkusuz dijital dönüşüm organizasyonların üst düzey yöneticileri arasında birincil öncelikli konu olarak yerini alıyor. Başlangıç Noktası olarak Vestel CMO ve Mobil Ürünlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tunç Berkman ile yaptığımız röportajda da organizasyonlardaki tüm iş birimlerinin veri odaklı olma yönünde dönüşüme girdiklerinden bahsetmiştik. Bu dönüşüm ile üretilen ve değere dönüştürülen veri miktarındaki artış üstel olarak devam edeceği yerinde bir tespit olacaktır.
Rekabet Gücü Yüksek bir Veri Ekonomisi için Temel Başarı Faktörü: Nitelikli İnsan Sermayesi
Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişin sağlanması ancak nitelikli insan sermayesinin yetiştirilmesi ile gerçekleştirebilir. Bu kapsamda; organizasyonlar, üniversiteler, kamu ve sivil toplum kuruluşları el birliği ile nitelikli insan sermayesi geliştirilmesi yönünde ortak çalışmalara imza atması gereksinimi söz konusudur.
Organizasyonlar açısından konuyu değerlendiren çalışmada belirtildiği üzere; geleceğin oyun şartlarını yönetebilmenin ancak ve ancak tahmin edilemez, değişken, belirsiz, karmaşık bir dünya düzeninde daha esnek, çevik ve dışa dönük olmakla mümkün olabileceği bahsediliyor. Bir başka deyişle, değişimi iyi yönetebilen, yeni dünya koşullarına hızlıca adapte olabilen ve hızlı aksiyon alabilen organizasyonlar gelecekte yerlerini alabileceği belirtiliyor.
Organizasyonların gelecekte yer alabilmenin kilit noktasının insan sermayelerini yönetebilme yetkinlikleri ile sınırlı olduğu belirtiliyor. Öbür taraftan, dijital dönüşümü gerçekleştirmiş bir dünyanın şartlarına sahip, nitelikli insan sermayesi ihtiyacı daha net olarak anlaşılıyor. Diğer bir çalışmada belirtildiği üzere, veri bilimi, analitik, yazılım ve programlama gibi alanlarda yeterliliğe sahip insan sermayesinin önemi gün geçtikçe arttığı belirtiliyor.
Tüm bu şartlar altında, ülkemizdeki organizasyonların sivil toplum kuruluşlarının ve politika yapıcıların el birliği ile şimdiden meydana gelecek yetkinlik açığınının ortadan kaldırılması amacıyla projeler geliştirmelerinin önemi artıyor.
Dijital Teknoloji Geliştiriciler Projesi Önemi
“Türkiye Dijital Zekasıyla Kalkınacak” vizyonu ile yola çıkarak Türkiye Bilişim Vakfı ve SAS “Dijital Teknoloji Geliştiriciler” projesini geçtiğimiz günlerde başlattı.
Dijital Türkiye Platformu tarafından PwC Türkiye’nin katkılarıyla kısa bir süre önce yayınlanan “Dijitalleşme Yolunda Türkiye” raporuna göre, “Türkiye’de çalışmayan, eğitim ve öğretim görmeyen 20-24 yaş aralığındaki genç nüfusun oranı yüzde 33. Bu oranın Almanya seviyesi olan yüzde 9’a indirilmesi durumunda, Türkiye ekonomisine ilave 64,7 milyar dolar ekonomik katkı sağlanabilir”. TBV ve SAS ortak olarak gerçekleştireceği proje ile 2023’e kadar 50 bin veri bilimci 100 bin dijital genç yetenek yetiştirilerek ülkemizin insan sermayesine katkıda bulunulması hedeflenmiştir.
Dileriz, bu ve buna benzer projelerin sayısı katlanarak artar ve ülkemizin rekabet gücünün dinamosu olan insan sermayesinin yetkinliği üst düzeyde olur.