Toplumun gelecekteki yetişkin bireylerine sorumluluk bilinci aşılamak, demokratik rejimlerde yönetime katılımı arttırmak, geleceğin ekonomisine hizmet edecek insan sermayesini oluşturmak; eğitim sisteminin önemli değer önerilerinin başında gelmektedir.
Bu doğrultuda, bir ülkenin eğitim modeli ne kadar gelişmiş ise o ülkede refah, zenginlik ve toplum bilinci artmış demektir.
Kaynak: ABD, Ulusal Eğitim İstatistikleri Merkezi
Eğitim sisteminin toplum refahı ve geleceği ile bu kadar ilgili olmasının arkasında yatan büyük etmenlerden biri, her iki yapının da karşılıklı olarak birbirinden beslenebilmesidir. Bu sinerji giderek büyüyen bir kartopuna dönüşerek kendi içinde sermayesini yönetebilir bir hale gelebilmektedir.
Örneğin eğitimli bir birey yetiştirmek için harcanan her bir birim para, kamu harcamaları bazında 4-9 kat daha fazla getiri olarak geri dönmektedir. Bu durum; geleceğin eğitim sistemine katılacak genç bireylerin, eğitim maliyetlerine pozitif nakit akışıyla karşılık verebildiğinin kanıtı olarak karşımıza çıkıyor.
Peki, eğitim sisteminin sürdürülebilir gelişimi ve bu konuya ayrılan yatırımın düzenli olarak gözetimi neden gerekli?
Eğitim modeline yapılan yatırımın yetersiz kalması geleceğin nakit akışını olumsuz etkiler.
Teknolojinin gelişimi ile hızla ivmelenen dönüşüm, iş gücü piyasasında değişimi zorunlu kılmakta. Ekonomiye katki saglayacak bu katmandaki radikal değişim ihtiyacı öngörülememişse eğitim için tasarlanmış iş vakasında (business case) güncelleme yapılmasına neden olabilir. Çünkü yeni nesil iş gücü ihtiyacını besleyemeyen bir eğitim ekonomiye katki sağlayamaz; dolayısı ile harcama kalemlerindeki bütçe kesintilerinden eğitim de nasibini alır.
Eğitim, teknolojinin getirdiği yeni toplum normlarına destek olmazsa toplum refahı etkilenir.
Demografik değişim ve gelişen dijitalleşme ile birlikte toplumun refah anlayışı güncellenmekte. Yenilenen refah tanımını iyi okuyabilmek ve olası tehditlere karşın toplumu bilinçlendirmek eğitim ile mümkün.
Örneğin: Bundan birkaç yıl evvel; siber zorbalık, sosyal medya okur yazarlığı, toplum psikolojisini derinden etkileyen oyunlar hayatımızın önemli bir boyutunu oluşturmazken, şu an gündemde önemli bir rol oynuyor. Toplumun bu konuda bilinçlenmesi genç yaşlarda başlayan farkındalık eğitimleri ile mümkün. Eğitim sisteminin bu tür konulara uyarlanabilir olması toplum refahına önemli katkılar sağlayacaktır.
Demokrasi, eğitimli vatandaşlar var oldukça ayakta kalır.
Eğitim, demokrasinin önemli bir sütunudur. Donanımlı vatandaş yetiştirmek üzere yapılan tüm atılımlar, kamu yönetimine katılımı artırmakta. Demokrasiye katılım yalnızca oy kullanmak ve belirli bir zümreyi desteklemek olarak düşünülmemelidir. Kamu yönetimine olan katılım aynı zamanda sivil toplum bilinci ile hareket edilmesi, kamu ile birlikte ortaklıkların kurulması, fikir ve görüş beyan edilebilmesi ile sağlanır.
Eski modele nazaran katılımcılık da şekil değiştirmeye başlamaktadır. Dijitalin ve gelişmekte olan teknolojik altyapının üzerine kurulabilen inovatif iş modelleri, katılımı destekleyerek yeni oluşumları doğurmaktadır. Örneğin Change.Org bu konuda önemli bir örnek, aynı şekilde Adım Adım da sivil toplumu desteklemeye yönelik sosyal etki üzerine kurulu bir platform olarak karşımıza çıkıyor. Start-up ve kamu arasındaki yakınlaşma da iş birliklerinin yapısını değiştiriyor. Blockchain teknolojisi benzer şekilde katılımda güveni sağlayacak iş modelleri müjdeliyor. Eğitim sisteminin sivil toplum bilincini ve katılımı farklı bakış açıları ile anlatabilmesi; yukarıda saydığımız örneklerde olduğu gibi sosyal bilinci farklı mecralara, farklı iş modelleri ile taşıyabilecek gelecek nesillerin yetişmesi için gereklidir.
Eğitim modelinin toplumun refah, ekonomi, demokrasi gibi temel etmenleri ile ne kadar içli dışlı olduğunu anlatmaya çalıştık. Toplumun teknoloji ile olan değişimine eğitim kendisini ne kadar hızlı uyarlarsa bu karşılıklı fayda akışı yaratan döngü yaşamaya devam eder. Ne vakit kırılmalar olur, o zaman aradaki farkı kapatmak üzere gündemi oyalayan toplumsal sorunlar ile uğraşmak zorunda kalırız.
Merhaba,
Güzel bir yazı olmuş. Bence esas vurgu son cümlede. Bir konu bu kadar guzel noktalanır, derin anlam bence cümlenin icinde saklı.