Konu: Arttırılmış gerçeklik (AR), gelişen teknolojiler arasında hayatımızı en fazla değiştirecek olanlardan biri. Bizi, hatta yaşadığımız çevreyi şu anki boyuttan alıyor ve tamamını dijital, oyunlaştırılmış, dinamik ve sürreal bir dünyaya yerleştiriyor. Bu yeni dünyada hepimiz varız ama fiziksel kimliklerimizin yanında dijital bilgilerimizle de… Bu da tüm sektörlerin dönüşmesi anlamına geliyor.
Alışveriş: Çevrimiçi ve çevrimdışı kavramının kalkmasıyla, daha doğrusu birleşmesiyle beraber her vitrin size algoritmalarla sadece ilgilendiğimiz şeyleri gösterecek. Yapay zekâ ile neye ihtiyacımız varsa, bizim isteklerimize ve bütçemize uyumlu olarak onu görecek ve vitrinden saniyeler içinde alışveriş yapabileceğiz. Yani yapay zekânın etrafımızdaki tüm objeleri bize göre filtreleyeceğini söyleyebiliriz.
Eğitim: Nerede olursak olalım yapay zekâ özellikli AR kulaklığımız bize “eğitimler” sunabilir. Sanal eğitimciler biz isteğimiz zaman ortaya çıkıp, aklımıza gelen tüm soruları yanıtlayabilir. Tercih ettiğimiz her anı öğrenme fırsatına çevirebileceğiz. Deniz kenarında dalgaya bakarak bile birçok fizik veya kimya kuralı öğrenebileceğiz.
Turizm: İstediğimiz her yeri kişiselleştirilmiş ve uzman bir rehberle keşfedebileceğiz. Üstelik seçtiğimiz bir tarihteki haliyle. Örneğin Rönesans’ın Avrupa’sını veya Antik Yunan’ı deneyimleyebileceğiz. Güncel zamanda gittiğiniz bir yerde ise yapay zekâ bize hemen en uygun restoranları, yapılabilecek aktiviteleri çıkaracak.
AR’ın diğer teknolojiler ile yakınsaması: AR, 5G teknolojisinin hızıyla buluştuğu zaman çok daha etkili olacak. Sahip olduğu sensörler sayesinde nesnelerin interneti ile, yapay zeka ile, blockchain ile daha da güçlenecek ve kolları uzayacak.
AR gözlüklerimizi çıkarırsak ne olacak?: Gelişen her teknoloji gibi bunun da belli olumsuz yanları olabilir. Tamamen AR gözlüğü ile büyümüş bir çocuğun AR gözlüğü elinden alınırsa veya bir sebepten dolayı erişimi kısıtlanırsa o çocuk çok daha sıkılmış, fiziksel güce mecbur, bir anlamda kafese tıkılmış gibi hissedebilir ve bu kötü sonuçlara yol açabilir. Tabii bu olumsuz etkiler arasında en masum olanı. Bu teknoloji, siber ataklarla veya manipülasyonlarla hayatımızın her anını cehenneme çevirebilecek bir silaha da dönüşebilir.
Sonuç: Üssel gelişen teknolojiler hayatımızı hızla dönüştürüyor ve hem kendimiz hem de tüm çevreye karşı hâkimiyetimizi kuvvetlendiriyor. Bu hâkimiyet daha önce ne bizdeydi ne de başkasında; çünkü bunu sağlayacak bir araç yoktu. Dünya bu denli kuvvetli bir egemenlik aracına hazır mı? Hem iyinin hem de kötünün önüne bu derece güçlü bir oyun alanı açmak nelere yol açacak? Bunu ancak zaman gösterecek.