22 Ekim 2020’de “Asrın Deli Dumrul’u kim?” diye Apple ve Google’ın cep telefonlarımızdaki uygulama dükkanlarından aldıkları komisyonları yazmıştım. Eğer cep telefonu uygulaması yapıyorsanız, işinizin en büyük ortağı Apple. Yazımın sonunda “Apple, Deli Dumrul efsanesindeki gibi Azrail ile anlaşır mı?” diye sormuştum. O zamandan beri Biden yönetimi göreve geldi ve ilk iş Apple’ın rekabet davası görülmeye başlandı. Dava nasıl sonuçlanacak göreceğiz.
Apple, son üç senedir, Facebook ve Google’ın kişisel verilerin yoğun şekilde kullanımı üzerine kurulu iş modellerine yükselen tepkiyi gayet iyi kullanıyor. Apple yıllardır diyordu ki, “Benim önceliğim kullanıcılarımın kişisel verilerinin mahremiyetidir. Bu mahremiyet de aslında kullanıcılarım için bir lükstür. Bu nedenle en pahalı telefonları ben satarım.” Sonra da elini yükseltti: “Ey Google ve Facebook, yıllarca kullanıcıların ziyaret ettiği sayfalara konan “çerez” denen küçük kodlarla verilerini topladınız, bu verilere dayanarak geliştirdiğiniz sistemlerle herkese hedefli reklamlar gönderdiniz, bir de bunu benim telefonlarım aracılığıyla yaptınız, artık yeter!”.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta şu: iPhone cihazı ve üzerindeki işletim sisteminin sahibi Apple. Diğer uygulamalar ise bir üst katmanda çalışıyor. Dolayısıyla diğer uygulamalar kişisel veri toplayamasa bile Apple, cihaz ve işletim sisteminden veri toplamaya devam edebilecek. Deli Dumrul olmak böyle bir şey zaten, nerede yolu kesebilirsen oradan kazanç sağlıyorsun. Dijital ekonomide darboğazlar var: Kimisi sosyal medya tekeline sahip, oradan veri topluyor; kimisi arama motoru tekeline sahip oradan veri topluyor; kimisi de cihazın kendisine sahip, oradan veri topluyor.
Peki Apple’ın çerezlerle ilgili kısıtlamalarının, bizim gibi ülkelerden çıkan startup uygulamaları için etkisi ne olacak? Onlarca cep telefonu uygulaması yapan Teknasyon’un sahibi Mustafa Vardalı’ya sordum. Eğer yeni bir uygulama yapıyorsanız kullanıcıya ulaşmanızın iki yolu var: Ya reklam verip kullanıcıya görüneceksiniz ya da uygulamanız telefonun alınmasından önce yüklenmiş olacak. Apple’ın uygulamaları paketten yüklenmiş çıkıyor. Demek ki Apple ile rekabet edebilmek için reklam vermeniz lazım. Geleneksel reklamcılıkta, deterjan satmak isterseniz sabah TV kuşaklarına reklam veriliyor, saat satmak isterseniz de gazetenizin lüks yaşam ilavesi Hafta’ya ilan veriliyor. Bu mecralar ancak genel kategorileri hedefleyebiliyor. Oysa çerezler sayesinde toplanan kişisel veri aracılığıyla, ürünü alabilecek kişiye nokta atışı reklam vermeniz ve direkt ulaşmanız mümkün. Dijital reklamcılık bu nedenle geleneksel reklamcılığa göre ucuz bir yöntem. Apple, çerezlerin önünü keserek rakip uygulamalara bu ucuz erişim kanalını da kapamış olacak.
Kişisel verilerin mahremiyeti zamanımızın yükselen değeri. Apple zamanın ruhunu yakalayıp Facebook ve Google’a karşı başarılı bir söylem ve iş modeli geliştirdi. Filler tepişirken çimenler ezilir misali biz yine bu kavgayı dışarıdan izliyoruz. Rekabet politikası uygulamamızda ve yeni hazırlanan dijital piyasalar kanununda öncelik global şirketlerin bu iş modelleri olmalı.
Bu yazı alıntıdır.