Blokzinciri teknolojisinin sunduğu birçok fayda arasında sınır ötesi ödemeleri kolaylaştırması da yer alıyor. Peki teknoloji gerçekten bu sektörü dönüştürebilir mi?
Blokzincirinin küresel ödemeler alanındaki etkisine değinmeden önce küresel ödemelerin tarihine kısaca göz atalım.
İkinci dünya savaşının sonuna yakın 44 ülke New Hampshire’daki Bretton Woods’da buluştu. Bu toplantının sonucu, savaştan sonra dünyanın yeniden inşa edilmesine etki edecekti.
Toplantıda küresel para transferlerini basitleştirmek için ABD dolarının belirlenen sınır ötesi rezerv para birimi olarak hizmet vereceğini kabul edildi. Bu şekilde merkez bankaları para birimleri ile dolar arasında sabit döviz kurları tutulabilecekti.
Bir süre boyunca ABD doları atın standartını devam ettirdi. Yani dolaşımdaki her dolar, ABD Federal Rezervi tarafından yönetilen bir kasada depolanan gerçek altın ile desteklendi. Vietnam Savaşı’nın bir sonucu olarak ABD, altın rezervlerinde olduğundan daha fazla para basmaya başladı. Bretton Woods Anlaşması’nda yapılan birçok değişiklikten sonra, Başkan Nixon 1973’te altın standardı sistemine bir son verdi.
Küresel Bankalararası Finansal Telekomünikasyon Derneği (SWIFT), 1973 yılında sınır ötesi ödemeleri güvence altına almak için Belçika’da kuruldu ve 15 ülkede 239 banka arasında anlaşmalar yapıldı. Bugün, SWIFT baskın oyuncu konumunda ve 200’den fazla ülkedeki 11.000 kurumu temsil ediyor. Dünya çapında ise her gün 35 milyondan fazla sınır ötesi işlem gerçekleştiriyor.
Blokzinciri SWIFT için tehdit mi?
Blokzinciri teknolojisinin icadı, bireylerin geleneksel bankacılık normlarını kırmaları için bir yol olduğunu kanıtladı. Teknoloji eşler arası dijital para çözümü sağladı.
Şu anda SWIFT, bankadan bankaya işlemleri işleyen ve doğrulayan uzun bir aracı hattı ile faaliyet gösteriyor. Bu da ödemelerin doğrudan gerçekleşmediği anlamına geliyor. Blokzinciri ile ise ödeme gönderme maliyetleri pratik olarak sıfıra iniyor ve aynı zamanda ilgili bankaların havaleyi işleme ihtiyacı ortadan kalkıyor.
Bir zamanlar haftalar süren ve durdurulabilen sınır ötesi para transferleri artık anlık olarak gönderilebiliyor ve durdurulamaz. Dolayısıyla blokzinciri teknolojisinin SWIFT için bir tehdit olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Blokzinciri teknolojisi her ne kadar yaygın olsa da hala bebeklik döneminde olduğunu söyleyebiliriz. Teknolojinin ana akıma ulaşmamış olması ve yönetmelik eksiliğin şu anda önündeki en büyük engeller olarak görülüyor.
Kuşkusuz, blokzinciri çok daha uygun maliyetli bir çözüm sunuyor. Bununla birlikte, SWIFT ve büyük hükümetler hala küresel ödemeler pazarında büyük bir çoğunluğa sahip. Dolayısıyla bu oyuncuların devam eden direnişi, blokzincirinin benimsenmesini etkili bir şekilde sınırlıyor.
Mevcut potansiyeli ve büyüme hızını göz önünde bulunduracak olursak blokzinciri teknolojisi SWIFT üzerinde yıkıcı bir etki gösterebilir. Asıl soru bunun ne kadar zaman alacağı.