“Yeni yaka” (New collar) iş gücü terimini ABD Başkanı Donald Trump’a yazdığı açık mektup[1] ile ortaya atan IBM’in CEO’su Ginni Rometty, geçtiğimiz hafta gerçekleşen Dünya Ekonomik Forumu’nda iş hayatında ihtiyaç duyulan yetkinliklerin dönüşümünü “yetkinlik krizi” olarak tanımladı ve iş gücünün gelecek dönemde %100 değişime uğrayacağını belirtti. [2]
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nun Daha Parlak Bir Gelecek İçin Çalışma raporu da açık bir şekilde günümüz yetkinliklerinin geleceğin iş gücü ile eşleşmeyecek nitelikte olduğunun ve yeni kazanılan becerilerin de çok hızlı bir şekilde güncelliğini kaybedebileceğinin altını çiziyor.[3]
Dünya Ekonomik Forumu’nun yayınladığı Geleceğin Meslekleri 2018 raporunda ise, araştırmaya katılan şirketlerin değişime uğrayan yetkinliklere karşın öngördükleri stratejilerin en başında yeni teknolojilerle yakın ilişkili yetkinlikleri istihdam etmek geliyor. Üçüncü sırada ise mevcut çalışanların yeni yetkinlikler kazanması için eğitilmesi göze çarpıyor. [4]
Kaynak: Dünya Ekonomik Forumu, 2018
İnsanların yeteneklerine yatırım yapmak, onlara tam potansiyellerini anlamalarına ve değer verdikleri yaşam nedenlerine ulaşmalarına fırsat tanır.[5] Bu fırsat insan sermayesine olan yatırımdan daha öte, insanların tercih hakkını genişleten, refahını artıran beşeri kalkınmanın temel yapı taşını oluşturmaktadır.
Peki, günümüz dünyasında hızla değişen ve sürekli kendini güncelleyen iş gücü yetkinlik ihtiyaçlarına eğitim modelleri nasıl bir çözüm sunabilir? İnsanların değer verdiği amaçlarına ulaşabilmesine ve kendi potansiyellerini keşfetmesine mevcut yapılar karşılık verebilir mi?
Citi Global Perspectives & Solutions’un İşte Teknoloji v2.0 raporunda insanları geleceğin mesleklerine hazırlamak için eğitimde gerçekleştirilmesi gereken reform önerilerinin başlıcaları aşağıdaki şekilde sıralandı: [6]
- STEM konularına odaklanmak
- Sosyal becerilere (soft skills) odaklanmak
- Alışılmışın dışına çıkarak aktif öğrenme tekniklerine geçmek
- İş başında eğitimi artırmak
- Öğretmenlere olan yatırımı artırmak
Kaynak: Citi GPS Research, 2016
Saydığımız ilk beş madde ile birlikte diğer reform önerileri de geleceğin iş gücü yetkinliklerinin sürekli değişimine, bu değişime ayak uydurmak üzere güncel eğitim tekniklerinin ihtiyacına ve özünde yaşam boyu öğrenime dikkat çekiyor. Yaşam boyu öğrenim artık opsiyonel bir eylem değil, aksine kişilerin hızla değişen dünya ile potansiyellerini sürekli keşfetmelerini ve bu keşif ile yaşam değer önerilerini sürekli güncellemelerini sağlayan olmazsa olmaz bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkıyor.
Bu sebepten Uluslararası Çalışma Örgütü yaşam boyu öğrenimin evrensel bir hak olarak tanınması için ve enstitülerin, kamunun, çalışanların ve işverenlerin bir arada, ortak sorumluluğunda kurulacak bir ekosistemin hayata geçirilmesi için çağrıda bulunduğunu açıkladı. [7]
Yaşam boyu öğrenme, çocukluktan yetişkinliğe temel eğitim becerileri olan sosyal ve bilişsel eğitim yetkinliklerini spesifik olarak iş, sektör ihtiyaçları ile birleştiriyor. Yaşam boyu öğrenme yalnızca iş için gerekli becerileri elde etmemize destek olmakla kalmıyor; aynı zamanda demokrasinin bulunduğu toplumlarda katılımcı birey rolünün üstlenilmesine destek sağlıyor.
Yaşam boyu öğrenme genç ve istihdam edilmeyi bekleyen kitlenin iş gücü piyasasına katılımına destek olurken, mevcut iş gücünün dönüşümü için gerekli olan altyapıyı da sunar. Sürekli öğrenimin olduğu toplumlarda kuşaklar arası sosyal mobilite artar. [8]
Bir ekosistem yalnızca paydaşlarının ortak amaca yönelik katkıları ile hayata geçebilir ve yaşayabilir. Yaşam boyu öğrenim ekosisteminin oluşturulabilmesi için:
- Kural koyucular vatandaşlarının beşeri yetkinliklerini geliştirmesine olanak sağlayacak politikalar üretmelidir. Genel stratejinin belirlenmesinde öncü olmalıdır.
- Aynı şekilde işverenlerin çalışanlarına sürekli eğitim için zaman ve finansman sağlaması ve kural koyucuların bu yönde oluşturdukları politikalara ve teşvik zeminine uygun eylemleri pratiğe taşıması gerekmektedir.
- Tüm bireyler, istihdam güvenliğini sağlamak, yeni beceriler kazanarak sürekli dönüşüm içerisinde bulunan dünyaya uyum sağlamak üzere sürekli öğrenim sistemine dahil olmalıdır.
- Akademi ve enstitüler ise bu dönüşümü yaratacak şekilde yerinde ve uzaktan eğitim modellerini hayata almalı, bu modelleri hayata geçirecek eğitmenleri yetiştirmeli ve verilen eğitimin uluslararası tanınırlığının sağlanması için gerekli akreditasyon çalışmalarını el birliği ile gerçekleştirmelidir.
Referanslar:
[1] https://tr.scribd.com/document/331203087/image2016-11-14-091952-2-1
[2] World Economic Forum, “Future of Work: 5 Top Insights From Davos Experts”, 2019. https://www.weforum.org/agenda/2019/01/future-of-work-tk-top-trends-from-davos/
[3] International Labor Organization, “Work For A Brighter Future”, 2019.
https://www.ilo.org/global/topics/future-of-work/publications/WCMS_662410/lang–en/index.htm
[4] World Economic Forum, “Future of Jobs Report 2018”, 2018. http://www3.weforum.org/docs/WEF_Future_of_Jobs_2018.pdf
[5] Sen A. Development as Freedom. New York. Alfred Knopf, 1999. https://scholar.harvard.edu/sen/publications/development-freedom
[6] Citi Global Perspectives & Solutions, “Technology at Work v2.0”, 2016.
https://www.citivelocity.com/citigps/technology-work-v2-0/
[7] https://www.ilo.org/global/about-the-ilo/newsroom/news/WCMS_663006/lang–en/index.htm
[8] Nybom,M. Intergenerational mobility A dream deferred? ILO Future of Work Research Paper Series, 2018.
https://www.ilo.org/wcmsp5/groups/public/—dgreports/—cabinet/documents/publication/wcms_649496.pdf