Sorun Tespiti: Yapay zekânın kendi kendini yöneteceği bir çağa doğru ilerlerken, tüm teknolojik gelişmelerin yaratıcısı olan insanoğlu acaba kendi sonunu mu hazırlıyor?
Durum Tespiti: Tehlike çanları çalıyor. Adam Smith “İş Bölümü” kavramından (Division of labour) bahsederken, iş bölümünün insan ile yapay zekâ arasında olabileceğini tahmin edemezdi.
2025 yılına kadar algoritmaların iş bölümündeki payının yüzde 52 olacağı öngörülüyor. Bugüne kadar endüstri devrimlerinin kolayca anlaşılmasını sağlamak amacıyla birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü devrim olarak sınıflandırıldı. Günümüzün bu dünyasından, sonsuz sayıda devrimin gerçekleşeceği yeni bir dünyaya geçiş yapacak olan insanoğlu kendisini seyirci koltuğunda hapseder gibi buluyor.
Çözüm Önerisi: Cevap basit. Duygu şart! Wharton Universitesi tarafından yapılan araştırmaya göre duygunun yerini yapay zekânın hiçbir zaman alamayacağı belirtiliyor. Duygular, insanoğlunun en kıymetli ve fethedilmesi şimdilik imkansız olan kaleleri ve gelecekte çok daha kritik olacağı düşünülüyor. Bu sebeple, duygusal yetkinliklerin geliştirilmesi oldukça önem kazanıyor.
İş dünyasında da aranacak temel yetkinlikler duygu yönetimi çerçevesinde kümeleneceği net bir şekilde beliriyor.
Tablo: PwC CEO Anketi, 2018
Sonuç: 21. yüzyılın dünyasında duygusal becerilerin önemi en üst noktaya tırmandığı aşikar. Bugüne kadar duygularını iyi yönetemediğinden ötürü aşkta ve özel ilişkilerinde kaybeden insanoğlu, yapay zekâ ve algoritmalara karşı ayakta durabilmek için tek çıkış yolu var. O da insanın kendi özüne dönüş yaparak duygusal yetkinliklerini geliştirmekten geçmekte.