Elon Musk çağımızın en kült kişiliklerinden biri. Kimine göre dünyayı değiştiren bir girişimci, gençlerin idolü olan bir dâhi. Kimine göreyse sosyal medya manipülasyonlarından servet elde eden bir soytarı. Elon Musk’ı anlamaya çalışmak aslında zamanımızın ruhunu anlamaya yardımcı olabilir. Zaten Elon Musk da zamanın ruhunu iyi anladığı için bu kadar “başarılı.”
Elon Musk 1995’ten beri dört önemli şirket kurdu. En önemlisi elektrikli (ve ileride otonom) araç şirketi Tesla. İkincisi güneş enerjisi ve batarya şirketi Solar- City. Bu şirketin başına kuzenini getirmişti. Sonra Tesla ile Solarcity’i birleştirip Tesla’yı hem araba hem yenilenebilir enerji ve enerji depolama şirketi haline getirdi. Üçüncü şirket SpaceX. Bu şirket uzaya erişim üzerine. Uzaya erişim deyince şirketin hizmet kapsamı Türkiye’nin uydusunun atılmasından, Mars’ta koloni kurulmasına, küçük uydularla az gelişmiş yerlere internet hizmeti verilmesine kadar geniş bir alana yayılıyor. Son şirket ise bu hafta maymun videosuyla viral olan beyin-makine etkileşimi ürününün sahibi Neuralink. Gördüğünüz gibi Elon Musk girişimlerini kurarken bazıları birbiriyle bağlantılı uzun dönemli teknolojik dönüşüm trendlerine oynuyor.
Bu şirketlerin diğer önemli noktasıysa türlü türlü kamu destekleri almak için yola çıkmış olmaları. Tesla ve SolarCity’nin ürünleri olan elektrikli araba ve güneş enerjisi panelleri, rakiplerine göre vergi avantajları ile destekleniyor. Tesla ayrıca bu işlerden kazandığı karbon kredilerini satıyor. Hem bu şirketler hem de SpaceX gelişmiş tedarik zincirlerinin üretim merkezleri için her ülkeden yatırım destekleri alıyor. Zaten SpaceX’in iş modeli başlı başına NASA’nın işlerinin alt yüklenicilere verilerek özelleştirilmesindeki kamu kontratları üzerine kurulu. 2015 yılında bu şirketlerin ABD’de toplam 5 milyar dolar destek aldığı tespit edilmiş. O zamandan beri logaritmik hızla büyüdüklerine göre aldıkları kamu destekleri de kat kat artmıştır. Bugünkü miktarı siz tahmin edin.
Elon Musk’ın en büyük çelişkisi tüm işlerini kamu destekleri üzerine kurup sosyal medya profilinde “anarşist” bir kişilik oluşturması. Hatta geçen sene COVID-19’un “grip gibi bir şey olduğunu” iddia etmişti. ABD salgından kırılırken kısıtlamalara şiddetle karşı çıktı. COVID-19 öncesi 180 dolar civarında olan Tesla hisse fiyatı, COVID-19 ile gelen düşük faiz ile bugün 750 doların üzerinde. Elon Musk, 2018’de Suudilerin finansmanıyla Tesla’yı halka kapatacağını tweet atmıştı. Palavra ortaya çıkınca ABD’nin SPK’sı tarafından bir daha şirketle ilgili konularda tweet atması yasaklandı. Bu sene “Bitcoin alın” diye tweet atıp fiyatları yükselttikten sonra Tesla’nın 1,5 milyar dolarını hiçbir devlete ait olmayan tasarruf aracı Bitcoin’e yatırdığı ortaya çıktı. Son yıllarda kült statüsü iyice pekiştiği için bu sefer bir ceza alır mı bilinmez. Görünen o ki, Elon Musk teknolojik dönüşüm trendlerini iyi anladığı kadar zamanımızın iki önemli makro trendi olan düşük faiz ve sosyal medya balonlarını da gayet iyi kullanıyor.
Elon Musk’ın çalışanlarına, yatırımcılarına, gazetecilere ne kadar kötü davrandığı herkesin dilinde. Düşük faiz ve sosyal medya balonları narsistik kişilik bozukluğu olan liderleri öne çıkarıyor olabilir mi? Bir yandan da biliyoruz ki piyasada ve kafalarda balonlar şişmeden, inovasyon olmaz. Elon Musk’ın özelliği zamanın ruhundaki kritik teknolojileri ve en büyük para kaynağı olan kamunun nereye harcama yapacağını iyi görebilmesi. Bakalım balonlar patlayınca kim ayakta kalacak?
Bu yazı alıntıdır.