EğitimUzman Analizleri

Geleceğin Üniversitesi Geleceğin Liderlerini Nasıl Hazırlamalı?

 

Birçok eğitim modeli, endüstri dönemine ait ihtiyaçları karşılamak üzere düzenini kurdu ve değişen dünya ile birlikte kendisini güncellemedi. Ülkemizde de olduğu gibi, birçok coğrafyada geleceğin getireceği bozguna hazır olmak üzere yetkinlikleri ve beklentileri karşılamakta halen bir adım geride.

Yetki kontrol mekanizması ile çalışan iş yapış şekli artık silo yapılarından kurtularak birlikte üretmeye, inovatif olmaya doğru yönelmiş durumda. Bu dönüşüm ile birlikte geleceğin liderlerinden, teknik becerilerin yanında çevik, disiplinler arası takım ruhuna sahip, öğrenmeye açık, amaç belirleyebilen veya bir amaca ortak olabilen birer girişimci olmaları bekleniyor.

Bu yetkinliklere sahip liderleri yetiştirebilmek üzere, üniversitelerin aşağıda belirtmiş olduğumuz dört ana başlıkta değişim göstermesi gerektiğine inanıyoruz.

  • Teknolojiyi benimseyin, benimsetin.

Gelişmekte olan teknolojiler, her alanda olduğu gibi toplumu derinden etkileyen değişimleri doğuruyor. Blockchain, yapay zekâ, nesnelerin interneti teknolojilerindeki gelişmeler sosyal inovasyonu tetikliyor ve daha kapsayıcı bir ekonominin kapılarını açıyor. Aynı şekilde bu teknolojiler, daha evvel karşılaşılmamış, yeni karanlık tarafları da yanında getiriyor. Geleceğin liderlerinin bu tür teknolojilere hâkim olması, teknolojilerin sunduğu değer önerilerini bir amaca dönüştürebilecek sorgulama yetisine sahip olması gerekiyor.

Üssel büyüyen teknolojiler gün geçtikçe ihtiyaç duyulacak yetkinlikleri bir bir değiştiriyor. Ülkeler, topumlar ve şirketler öğrenim, inovasyon ve yeni becerileri hızlı bir şekilde adapte edebildiği ölçüde rekabetçi kalabilecek.

Geleceğin girişimcilerini yetiştirecek okullar ise inovasyonu sıralara taşımalı, denemeye ve yanılmaya teşvik etmeli, fark yaratan fikirleri ödüllendirmelidir. Üniversiteler ise öğrencilere teknik bilgiyi sağlamalı ve bu teknik bilgileri kullanabilecekleri teknolojileri sunmalıdır ki okul sıralarında gerçekleştirdikleri yenilikçi çözümleri pratiğe aktarabilsinler.

  • Pratiğe yönelik öğrenim modelleri yaratın.

Geleneksel araştırma ve öğrenme sistemleri yerini günün şartlarında uygulamaya yönlendirmelidir. Sınıf ortamından laboratuvara geçiş yapan dersler ile birlikte öğrencilerin öğrendikleri tez ve kuramları pratikte hayata geçirebilecekleri ortamlara sahip olması gerekmektedir.

Pratiğe yönelik öğrenim modelleri gerçek hayat sorunlarını çözmek üzere kurgulanmalıdır. Temel olarak bu modeller döngüsel düşünme tekniğini öğrencilerine kazandırır. Araştır ve Öğren modelleri bir devinimde Araştır, Tanımla, Tasarla, Test Et ve Öğren olarak değişime uğramaktadır.

  • İş yaşamının toplum üzerindeki etkisinin farkına vardırın.

Yarattığı sosyal, ekonomik, çevre etkileri göz önüne alındığında özellikle endüstri döneminin yol açtığı etki oldukça büyük. İş dünyasının toplumun önemli sorunlarına yol açan bir etmen olarak değil, bu sorunların çözümünde önemli bir paydaş olarak masada kalmasını sağlayan unsur olması gerektiğine inanıyoruz.

Dünya Ekonomik Forumu’nun yayımladığı 2020 Küresel Risk Raporu’na göre etkisi ve olasılığı yüksek olan çevre sorunları başta olmak üzere, gelir eşitsizliği gibi diğer toplumsal kırılmalara çare olacak katılımcı akılda iş dünyasına da büyük görevler düşüyor.

Geleceğin liderlerinin amaç ile getiriyi iyi dengeleyebilen, toplumun değer ve ihtiyaçlarına karşılık verebilen bir zihin ile yetiştirilmeye ihtiyacı olduğu ortada. Kurumsal sorumluluk, sürdürülebilirlik, iş dünyasının toplumdaki yeri gibi önemli alanlarda farkındalık sahibi olan liderler geleceğin dünyasını inşa etmede yapıcı adımların atılmasına olanak sağlayacaktır. Üniversitelerin, tam da bu noktada, yalnızca eğitim için doğru bir yer değil, aynı zamanda sosyal etkilerin anlaşılması, değerlendirilmesi ve temel prensip olarak benimsenmesi için de doğru kurumlar olduğunu düşünmekteyiz.

  • Yaşam boyu öğrenimi destekleyin

Değişmekte olan yetkinlikler ile öğrencilerin artık ilk işine değil, belki ikinci veya üçüncü işine şimdiden hazır olmaları gerekiyor. Bu da yalnızca teknik yetkinlikleri geliştirmek ile mümkün olmayacak. Sürekli öğrenmeye ve merak etmeye açık olmak, değişimin getirdiği yenilikleri amaca dönüştürebilecek, değer önerileri üretebilecek yetkinliklere sahip olmak önemli ihtiyaçlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durumda öğrenciler üniversite sıralarında araştırmalı ve bu araştırmayı fiilen bir sonuca dönüştürebilecek bütünsel bakış açısına sahip olmalıdır.

Geleceğin eğitim sistemi

Yukarıda bahsettiğimiz dört sütun üniversitelerin yapı taşı haline geldiğinde, iş birliği ve sistem odaklı stratejilere ihtiyaç duyan geleceğe daha güvenilir bir şekilde bakacağız.

Zaman, izole olup köşesine çekilerek iş yapma zamanı değildir, aksine birlikte kazanma zamanıdır. Katılımcı ve paylaşımcı bir ekosistemi eğitim sistemine de taşıdığımız zaman, geleceğin pozitif dünyasını şekillendirecek, küresel risklere karşı tek vücut olacak bir lider ordusu yetiştirebileceğiz.

Not: Bu makale 21-24 Şubat 2020 tarihinde gerçekleştirilecek Dünya Ekonomik Forumu Davos Zirvesi ve Dünya Ekonomik Forumu makaleleri baz alınarak hazırlanmıştır.

Makalenin orijinaline buradan ulaşabilirsiniz.

Başlangıç Noktası E-bülten

Merak etmeyin. Asla Spam yapmıyoruz.

İlginizi çekebilir
EğitimYapay Zeka

Yapay Zeka ile Dil Öğrenimi: Yabancı Dil Öğrenimi Kolaylaşıyor mu?

DepremDoğal AfetEğitimSürdürülebilirlik

Kriz Zamanlarında Eğitimi Desteklemenin Önemi: Türkiye'nin Son Depremlerinden Dersler

Dijital DönüşümEğitim

Hong Kong Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Metaverse’de Sanal Kampüs Kuracak

Uzman Analizleri

Adaleti Yapay Zekâ Dağıtabilir mi?

Başlangıç Noktası E-bülten

Merak etmeyin. Asla Spam yapmıyoruz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir