Toplumların geleceklerini, umutlarını, beklentilerini ve zamanda nereye doğru ilerleyeceklerini gençliğin durumuna bakarak görmek mümkün. Ülkemiz gençliğinin bugün; işsizlikten eşitsizliğe, eğitim kalitesinden kendilerini özgürce ifade edememeye kadar pek çok problemle mücadele etmeye çalıştığını görüyoruz. Kendimizi bu konularda bir nebze de olsa dünyadaki durumla karşılaştırmamız için Uluslararası Gençlik Fonu’nun ‘Global Youth Wellbeing Index’ çalışması yararlı olabilir. Gençliğin ‘mutluluk / refah seviyesini’ (wellbeing) 30 ülkede çeşitli göstergeler üzerinden analiz eden çalışma 2014’te ve 2017’de yapıldı. 2020’de sadece Türkiye’nin değil, dünyadaki gençlerin durumunun bu rakamlara nasıl yansıyacağını merakla bekliyoruz.
Özetle anlatmak gerekirse, durumumuz şöyle görünüyor:
30 ülke arasında gençliğin mutluluk düzeyi anlamında 20. sıradayız. Bizden daha mutsuz gençliğe sahip ülkeler, Brezilya, Güney Afrika, Rusya, Tayland, Vietnam, Hindistan, Uganda, Mısır ve Nijerya. Gençliğin en iyi durumda olduğu ülkelerse beklendiği gibi, Avrupa ülkeleri, Avustralya, Amerika, Japonya ve Güney Kore. Ortalamada durum bu, ama ayrı ayrı göstergelere bakınca, tüm ülkeler arasında stres seviyesi en yüksek gençlik Türkiye’de görünüyor:
Bana kalırsa ülkeleri karşılaştırmaktan ziyade güzel bilgilerin olduğu kısım, ülkenin kendi içinde nerelerde sınıfta kaldığı, nerelerde bir nebze daha iyi durumda olduğu. Her ülkenin endeksini oluşturan kategoriler, cinsiyet eşitliği, ekonomik fırsatlar, eğitim, sağlık, güvenlik, sivil katılım, ve son olarak bilgi ve iletişim teknolojileri. Bu yedi kategorinin her birinin puanı en düşük 0, en yüksek 1. Türkiye’nin yedi kategoride puanları yandaki gibi.
Sınıfta kaldığımız alanlar; sivil katılım, gençliğe sunduğumuz ekonomik fırsatlar ve cinsiyet eşit(siz)liği konuları. Sivil katılım alanında bizi en çok geriye iten, gençlerin gönüllü olarak sivil topluma katılım oranının çok düşük kalması ve demokrasiyi sağlayan koşulların zayıflığı.
İyi haberlerse, erken aşama girişimcilik konusunda son yıllarda artan bir ivmemiz var. Bir diğer pozitif durum, bilgi ve iletişim teknolojileri alanında 30 ülkeden 12. konumdayız ki normal ortalamamızın çok üzerinde. Bu göstergenin kırılımları ise, ICT sektörünün gelişmişlik durumu, gençlerin internete erişimi ve internet kullanımı, bir de mobil telefon erişimi. Durumu pozitife çeken etkenler, asıl internet kullanımımızın ve erişimin görece fazla olması. Ancak endeksin bu konuda biraz gelişmesi gerekebilir; çünkü gençler internet erişimlerini üretim ve yaratıcı potansiyellerini açığa çıkarmak için kullan(a)madığı sürece ne kadar sağlıklı ve mutlu bireyler olurlar emin değilim. Son olarak, eğitim alanında durumumuz iyi gibi görünüyor çünkü yüksek okuma yazma oranı ve 12 yıllık eğitime erişim oranımız var. Fakat, gençlerin eğitim sisteminden memnuniyetleri anlamında 30 ülke arasında sondan dördüncü sıradayız.
Son söz olarak, bu tür özet endeks sunan raporları tek bir mesaja odaklanıp okumak yerine kırılımlara bakıp incelemek daha doğru bir resim ortaya koyabilir.