Her gün binlerce teknolojik gelişmenin yaşandığı, dünyanın en büyük ikinci sektörü olan otomotiv sanayii, blokzincir projeleri icin bir uygulama cennetine dönüştü. Blokzincir dünyası ile bu endüstrinin kesişimi kağıt üzerinde çok ilgi çekici görünmekle beraber, sektördeki yetkililerin ve mühendislerin aklında bir çok soru işareti ve geçilmesi gereken fazla sayıda bariyer ortaya çıkartmaktadır.
Blokzincir teknolojisinin Otomotiv Sektöründeki potansiyel uygulamaları;
- Araç kimliği ve toplanan veriler: Birçok startup şirketinin üzerinde çalıştığı, çok sayıda üreticinin de destek olduğu bu teknolojik gelişme, birden fazla amaca hizmet etmektedir. Araç kimliği dediğimizde aklımıza gelen VIN numarası ve ilgili aracın yüzlerce sensörden toplanmış olan veri kayıtlarının üreticilerin ve hükümetlerin merkezîleştirilmiş veri tabanlarında toplanmasıdır. Bu da, söz konusu verilerin bir hacker, doğal afet, savaş, teknik problem veya benzeri sebeplerden dolayı çalınma, kaybolma, yanlış yansıtılma veya yok olma riskini akıllara getirmektedir. Blockzincir teknolojisi sayesinde hem bağımsız yönetimli bir veri tabanı kullanarak veri doğruluğunu ve güvenliğini arttırmak, hem de herkesin ulaşabildiği şeffaf ve değiştirilemez bir otomobil kimlik veri bankası oluşturmak mümkün olacaktır. Bu sayede ikinci el araç alan tüketiciler, araçlar hakkında çok daha fazla bilgiye sahip olacak, dolandırıcılığa ve yalana maruz kalmayacaklardır. Ayrıca en onemlisi; araçların veri sistemi güvenliğinin kırılması çok daha zorlaşacağından, araçlar daha emniyetli olacaktır. Son model araçlarda toplanılan verilerin internet bağlantısı veya sim kart yoluyla sürekli transfer edilmesi, araçlarda birçok zayıf nokta ortaya çıkartmaktadır. Eğer bu veri transfer sistemi sayısız merkeze dağıtılırsa, siber veya fiziksel bir saldırının olasılığı ve potansiyel hasarı azalmış olacaktır. Otonom bir aracın hacklenip bir yabancı tarafından uzaktan kontrol edilebildiği bir geleceği hiçbirimiz istemeyiz.
- Araç cüzdanı: Yukarıda bahsettiğimiz gibi önümüzdeki 5-10 sene içerisinde her araç internete otomatik olarak bağlı olacağından, günümüzde araçlara bağlı ödeme sistemi projeleri, Blokzincir ve otomotiv dünyasında trend konulardandır. Otomatik ödeme yapabilen araçlar, yalnızca otopark veya ücretli otoyol ödemelerini yapabilmekle kalmayıp, gelecekte otonom araçlara birbirleriyle iletişim kurma ve işlem yapabilmeleri için bir alt yapı yaratacaktır. Örneğin; bir otonom araç orta şeritte saatte 95 km hızla giderken, saatte 120 km hızla giden diğer araç en sol şeridi kullanmak için, önüne geçmek istediği araca mikro seviyede kriptopara ödemesi yapabilecektir.
- Aracıdan kurtulma: Bazı projelerin amacı, tüketiciler ve üreticiler arasında direkt bir ağ yaratıp, ortadaki aracıları (araç galerisi) bertaraf etmektir. Tüketicilerin direkt bağlanabildiği, kriptopara ile üreticiden direkt olarak istedikleri arabayı aracı masrafları olmadan satın alabilme özgürlüğü sağlayan bir köprü kulağa harika bir fikir gibi gelmektedir. Ancak bu uygulama üreticilerin inanılmaz büyüklükte bir fedakârlık yapıp, galeri ilişkilerini ve yatırımlarını çöpe atmalarını gerektirir. Bu sebepten dolayı, aracıdan kurtulma fikri henüz gerçekleşmesi zor bir hayaldir.
- Tedarik zinciri yönetimi: Üreticilerin tedarik zinciri yönetimini geliştirmede Blokzincir kullanması, teoride üretimin ve taşımacılığın sürekli gözetim altında tutulmasını sağlayacaktır. Bu sayede üreticilerin verim seviyesi ve güvenilirliği artacaktır.
Not: Araç kimliği ve toplanılan veriler gibi tedarik zincir yönetimi ile ilgili blokzincir projelerinin en büyük problemi kâhin problemidir (Oracle Problem). Bu problem bir blokzincirde depolanan ve değiş tokuş edilen bilgilerin gerçek dünyadaki bir kaynak tarafından sağlanması yoluyla oluşur. Kaynağın gerçek bilgileri yanlış aktarma kabiliyeti bu blokzincirin doğruluğunu ve güvenilirliğini ortadan kaldırmış olur.
Bunların yanında değişik egzotik projeler de bulunmaktadır. Bunlara en iyi örnek BitCar’dır. Bildiğimiz üzere tüketici araçları genelde kullanıldığı ve eskidiği sürece değer kaybetmekte, ancak bazı ender bulunan özel üretim araçlar eskidikçe değer kazanabilmektedir. Örneğin; 2018 de yapılan bir açık arttırmada 1962 Ferrari 250 GTO’nun değeri dudak uçuklatacak bir rakama ulaşarak tam olarak 48.4 milyon Amerikan Dolarına satılmıştır. BitCar adli bir proje, bu tarz araçların sahipliğini ufak parçalara bölerek, bizlere bir aracın ufakta olsa bir kısmına sahip olma şansı tanımaktadır. Hisse senedi gibi düşünürsek, eğer bu ufak da olsa hisseniz olan araç ileriki yıllar değer kazanırsa, sizin elinizdeki küçük hisse de değer kazanmış olacaktır. Böylece daha küçük bir yatırımla özel üretim bir Ferrari’nin onda, yüzde hatta binde birine sahip olunabilecektir.
Geçtiğimiz yıllarda onlarca startup blokzinciri otomotiv endüstrisine adapte etmek için çaba sarf etmiştir. Bir kısmı hedefine adım adım yaklaşırken bir kısmı ise ya çoktan vazgeçmiş ya de yatırımcısının kaynağını tüketerek yok olmuştur. Otomotiv Sanayii blokzincir teknolojisi için altın madeni gibi görünse de, endüstrinin bu yönde ilerleyişi ve olgunlaşması için deneme ve yanılma ile geçecek daha uzun bir süreye ihtiyaç bulunmaktadır. Ancak yine de elde edilebilecekler göz önünde bulundurulduğunda büyük otomotiv üreticileri (Porsche, BMW, Jaguar & Land Rover, Volkswagen, vs.) bu yarışta ipi ilk göğüsleyen olabilmek için blokzincir startupları ile ortaklıklarını her geçen gün arttırmaktadır. Önümüzde ki senelerde otomotiv sektörünün bu konuda hangi yöne gideceğini merakla bekliyoruz.