Eğitim

Sosyal Franchising

“Franchising” sözcüğünün kökeni ve mazisi orta çağlara kadar uzanmaktadır. Yerel yönetimlerin önemli kişilere, hatta yüksek kilise yetkililerine, düzeni ve vatandaşlık hizmetlerini sürdürmelerine ve vergi değerlendirmeleri yapmalarına izin veren bir lisans vermesi o zamanlardan bu yana kabul görmüş bir uygulama olarak karşımıza çıkıyor. Lisans sahibi (veya franchise sahibi), lisans verene (franchise verene), toplanan vergi gelirlerinden veya yapılan değerlendirmeler sonucu oluşan gelirden belirli bir fon tutarı kadar ödeme karşılığında askeri koruma hizmeti veya farklı alanlarda koruma hizmeti almaktaydı.

Franchising modeli 19. yüzyıl başlarında İngiltere’de pub sahiplerinin mali sıkıntı yaşadığı dönemlerde bira üreticisi şirketlere finansal yardım için başvurmaları ile daha da çeşitlenmiştir.

19.yüzyılda mali yardım karşılığında pub ve lokal sahiplerinin tüm içecek ürünlerini özel bir üreticiden almalarının gerekmesi ile birlikte franchising modeli, günümüzde dünya çapında kafelerden, fast food restoranlarına kadar farklı alanlardaki kuruluşlarda kendisini kanıtlamış bir iş modeline dönüşmüştür.

Franchise modeli, sosyal inovasyon için kullanılabilir mi?

Sosyal franchising, finansal kardan ziyade sosyal faydayı teşvik etmek üzere ticari franchising ilkelerinin uygulanması olarak tanımlanabilir. Farklı sektörlerde başarı yakalamış bu iş modelinin sosyal bir girişim olarak eğitim, sağlık gibi geleneksel sosyal hizmetlerde başarılı olup olmayacağı halen tartışılan bir konu olarak karşımızda. Sosyal franchising iş modeli iki ana soruna çare olmaktadır: Başarılı projeler ile ölçek kazanabilme ve tekerleği bulmaya yönelik sürekli eforların önüne geçme. Bazı projelerde zaman, efor ve para hali hazırda var olan ve kolaylıkla kopyalanıp çoğaltılabilen iş modellerinin yeniden inşası için harcanmaktadır. Birçok durumda ise çoğul bir kitleyi ilgilendiren acil bir ihtiyacı karşılamak üzere tek bir kurumun mevcut tecrübesi, kaynakları ve bilgi birikiminin yeterli olmaması üretilen modellerin yerel ve kısıtlı kalmasına sebep olmaktadır.

Sosyal Franchising Modellerinin Başarıya Ulaşmasında Beş Ana Tasarım Kriteri:

 

1-Lisans sahibi olacak uygun potansiyel kitlenin belirlenmesi

Özel sektörde finansal yatırım yapmayı düşünen bireyler ve şirketler lisans sahibi olacak potansiyel kitleyi oluşturmaktadır. Sosyal hizmetlerde ise bu kitleyi topluluklar ve sivil toplum kuruluşları oluşturmaktadır. Sosyal franchise modelini ölçeklendirmek isteyen kişilerin bakması gereken ilk aşama bu kuruluşların faaliyet alanları olmalıdır.

2-Uygun paydaşların bulunması

Kişi ve kurumların paydaş olarak seçilmesinden önce, ortaklık temellerini ve bu temelleri oluşturacak paydaş tanımlamalarını belirlemek gerekmektedir. Yapılan tanımlamalar ardından tanıma ve ortaklık temeline uygun muhtemel paydaşların belirlenmesi, ileride oluşması muhtemel pürüzleri önceden bertaraf etmekte fayda sağlayacaktır.

3-Süreç,  sistem ve prosedürlerin belirlenmesi

İş modelinin ana unsurları olan süreç, sistem ve prosedürlerin tanımlı olmaması (işleyiş modellinin oluşturulmamış olması) iş ortaklarının ve diğer paydaşların mevcut iş modelini farklı yönlere çekebilmesine olanak sağlar. Bu durum da paydaşlarınızın kendi menfaatleri doğrultusunda iş modelini başarısızlığa sebep olacak bir dönüşüme yönlendirmesine yol açabilir.

4-Modelin sürdürülebilirliği

Gerçek değişimi ve farkı ortaya koyabilmek için uzun vadede iş modelinin farklı etkilere karşı dirençli ve esnek olması gerekmektedir. İş modelinin “zaman geçirmez” bir yapı kazanması sürdürülebilir faydayı oluşturacaktır.

5-İddialı ama gerçekçi bir gelişim planına sahip olunması

Sosyal franchising modelinde strateji iyi tanımlanmalı, işleyiş modeli detaylı bir şekilde geliştirilmeli ve uygulamaya geçiş planı ayrıntılı bir şekilde oluşturulmalıdır. Gereğinden fazla iddialı bir vizyon belirlenmesi kısa ve orta vade hedeflerin oluşturulması ve uygulamaya alınmasında zorluklara sebep olmaktadır. Bu sebeple belirlenen stratejiyi uygulayacak yol haritasının ortak mutabakat ile belirlenmesi ve süreç boyunca takibi önem taşımaktadır.

Bu makale Paul Chenery tarafından kaleme alınmış olup Nesta’da 27 Şubat 2019 tarihinde yayınlanmıştır.

Başlangıç Noktası E-bülten

Merak etmeyin. Asla Spam yapmıyoruz.

İlginizi çekebilir
EğitimYapay Zeka

Yapay Zeka ile Dil Öğrenimi: Yabancı Dil Öğrenimi Kolaylaşıyor mu?

DepremDoğal AfetEğitimSürdürülebilirlik

Kriz Zamanlarında Eğitimi Desteklemenin Önemi: Türkiye'nin Son Depremlerinden Dersler

Dijital DönüşümEğitim

Hong Kong Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Metaverse’de Sanal Kampüs Kuracak

AlgoritmaEğitim

Britanya’daki Algoritma Skandalına Dair

Başlangıç Noktası E-bülten

Merak etmeyin. Asla Spam yapmıyoruz.