Lider Şehirlerin Başucu Kaynağı
21. yüzyıla artık ülkeler değil şehirler damga vuruyor. Her şehir kendi markasını güçlendirmeye çalışıyor, daha önceki yazımızda bahsettiğimiz gibi akıllı şehir olmaya çalışıyor, yetkin nüfusu çekmek için teşvikler yayınlıyor, şehirdeki insanların mutluluğunu artırmak için inisiyatifler başlatıyor. 2010’dan sonraki dönemde en çok öne çıkan önceliklere baktığımızda ise yenilikçilik ve girişimciliğin şehirlerin geleceğini şekillendirmede önemli bir rol oynadığını görüyoruz. Özellikle yüksek büyüme gösteren teknoloji şirketleri, 21. yüzyıl küresel ekonomisinde rekabet etmek için olmazsa olmaz iş, beceri ve teknoloji olanaklarını yaratıyorlar. Aynı zamanda, üstel olarak gelişen teknolojileri odağına alan iş dalgaları, veri odaklı, lokasyon farkındalığı yüksek ve talep odaklı hizmetleri yaratması, vatandaşların şehriyle etkileşimini dönüştürüyor. Bu yüzden dünyadaki şehir yönetimleri, bu eğilimleri kendi avantajlarına kullanmak için çoktan harekete geçti. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, birçok şehir, yeteneklerin, yenilikçi fikirlerin ve yeni nesil kobilerin gelişmesi için doğru koşulları oluşturmak üzere etkili politikalar uyguluyor; Londra’daki ‘Teknoloji Çıraklığı’, ’Boston’daki ‘Yeni Kentsel Mekanikler’ ve Seul’deki ‘Owl Otobüsleri’, Amsterdam’daki inovasyon dostu düzenlemeler ve Barselona’daki startup’ları önceliklendiren satın alım kuralları bunun en güzel örneklerinden.
Bu yazımızda genel çerçevesini sunacağımız CITIE raporu, şehirsel inovasyonun en iyi örneklerini, şehirlerin bu alandaki performanslarını kıyaslama imkânı sağlayacak bir çerçeve şeklinde ve şehirlerin birbirlerinden öğrenmelerine yardımcı olacak vaka çalışmalarıyla bir araya getirmeyi amaçlıyor. Raporu yayınlayan Nesta, Accenture ve Catapult kurumlarının amacı, daha fazla kentin, sürdürülebilir büyümelerini hızlandırmak ve vatandaşları için daha iyi yaşam alanları elde etmek için inovasyon ve girişimcilik enerjisinden faydalanmasını sağlayabilmek.
CITIE (City Initiatives for Technology, Innovation and Entrepreneurship) raporunun içeriğine baktığımızda, şehir politika yapıcılarına, şehirlerde inovasyonu ve girişimciliği katalize eden politika inisiyatiflerini geliştirmelerine yardımcı olacak yol haritaları olduğunu görüyoruz.
Raporda vurgulanan konulardan biri yenilikçi teknoloji şirketlerinin şehirler için katma değeri. Sadece yarının işlerini üretmekle kalmayıp, şehirlerin trafik, çevre kirliliği gibi kronik problemlerini de çözdükleri için gittikçe artan sayıda şehir hükümeti, ekonomilerinin bu bölümünü büyütmek için neler yapabileceklerine dikkat kesildiler.
Şehir yöneticileri, teknoloji toplulukları veya girişimcileri sıfırdan yaratmanın ne kadar meşakkatli bir süreç olduğunu bildikleri için, inovasyonun gelişmesi ve bu inovasyonu geliştirecek kişi ve kurumları şehre çekebilmek için en iyi koşulları sağlayacak şekilde kendi kontrolleri altındaki politikaları optimize etmeye çalışıyorlar. CITIE, şehir liderlerinin bu stratejiye en iyi şekilde nasıl ulaşacaklarını gösteriyor. Dünyanın dört bir yanından gelen 40 lider kentin inovasyonu ve girişimciliği nasıl desteklediğini araştırılmış ve şu üç soruyu yanıtlayan bir dizi metrik incelenmiş:
- Şehir, yeni fikirlere ve yeni işlere ne kadar açık?
- Şehir, hızlı büyüyen işletmeler için altyapısını nasıl optimize ediyor?
- Şehir, kendi faaliyetlerine inovasyonu nasıl kazandırıyor?
Araştırma sırasında 1.440 orijinal veri noktası oluşturulmuş; bunların her biri bir kentin belirli bir politika uygulayıp uygulamadığını ve ne kadar kapsamlı bir şekilde uyguladığını gözlemleyerek elde edilmiş.
İkinci bölüm, şehir yönetimlerinin yenilikçiliği ve girişimciliği desteklemek için benimseyebilecekleri dokuz farklı rol sahibi ile ilgili ayrıntılı bilgi veriyor. Bu roller düzenleyiciler, avukatlar, müşteriler, mesken sahipleri, yatırımcılar, birleştiriciler, stratejistler, dijital yöneticiler ve teknokratlardır. Bu rollerin her biri için:
- Neden önemli oldukları belirlenmiş
- İyi uygulamaları niteleyip sınıflandırabilmek için aranılan kriterler tanımlanmış.
- Her şehrin nasıl bir performans gösterdiği irdelenmiş.
- İyi uygulama örneklerinin (www.citie.org adresinde detayları bulunabilir) özetlerini verilmiş
Üçüncü bölüm, 2015 yılı sonuçlarına genel bir bakış sunuyor ve en iyi performans gösteren şehirlerden bazı dersler çıkarıyor. Raporda kurgulanan çerçeveye göre 40 şehir farklı kriterler ışığında değerlendirilmiş. Bunu yapmalarının en büyük amacı da politika oluşturma çabalarını yönlendirmek için göreceli güçlü ve zayıf alanların belirlenmesine yardımcı olmak. 40 şehir dört performans kademesine ayrılmış: “Öncüler(Front Runner)”, “Meydan Okuyanlar (Challengers)”, “İnşa Edenler (Builders)” ve “Deneyciler (Experimenters)”. Bu, her şehre kendileriyle kıyaslayıp öğrenebilecekleri bir grup karşılaştırmalı akran sağlıyor. Ayrıca, şu anda küresel olarak en iyi uygulamayı temsil ettiği düşünülen beş şehri 2015 yılında irdeliyorlar: 1. New York 2. Londra 3. Helsinki 4. Barselona 5. Amsterdam
Raporu okuduktan sonra çıkarımımız: öncü gruptaki şehirlerin göstergelere bakılınca her ne kadar tutarlı bir şekilde iyi performans gösterseler de, yaklaşımlarında belirgin farklılıklar var. Analizi yapılan 40 şehirde, inovasyonu ve girişimciliği katalize etmek için zengin bir yaklaşım çeşitliliği görülüyor. Bu da bir kez daha gösteriyor ki başarıya giden tek yol yok. Bununla birlikte, yüksek performanslı şehir yönetimlerinin paylaştığı bazı şeyler var:
- Çok farklı politika alanlarının harmoniyle çalışması gerektiğinden eminler. Sonuç olarak, departman silolarında inovasyonu savunan ekiplere, bireylere, arabirimlere veya stratejilere sahip olma eğilimindedirler.
- Temelde açıktırlar. Değişimi sağlamak için gerekli olan bilgi ve fikirlerin tamamen belediye binası içinde geliştirilmesinin muhtemel olmadığını kabul ederler. Sonuç olarak, kentsel sorunların çözümünde farklı paydaşlarla çalışmanın yollarını bulurlar.
- Bürokratlardan ziyade startup’lara daha yakın olma mantalitesine sahiptirler. Bu yöneticiler, bir şeyleri denedikleri için mutlu olurlar ve başarısız olmaktan korkmazlar. Aynı bir teknoloji girişimi gibi, giderek daha çevik projeler sunarlar, prototip üretirler, kullanıcı tarafından beslenen tasarımı kullanırlar ve dijital hizmetler geliştirirler. Sonuç olarak, dünya etraflarında değiştikçe, o değişimi yönetebilecek hatta o değişimi yönlendirebilecek hızda hareket edebilirler.
Referans:
https://media.nesta.org.uk/documents/citie_report_2015.pdf