Hayal kurmak kimileri için gerçeklikten uzaklaşmak, kimileri içinse bir insanın kendini gerçekleştirmesi noktasında olmazsa olmaz bir motivasyon kaynağı. Aslında bir insanın hayalleri, o insanın nasıl bir birey olduğuna ve olacağına dair önemli detaylar barındırıyor. Çocukluktan yetişkinliğe her insan, hayatının bir döneminde hayallerini hayatının merkezine koyuyor. Bu üç yaşındaki bir çocuğun astronotluk hayali de olabilir, Elon Musk’ın SpaceX projesi de olabilir.
Hayal nedir?
Hayalin DNA’sı kendine özgülük, güç ve canlanma motivasyonlarından besleniyor. Türkiye’de Intel tarafından yapılan Türkiye’nin Hayal Haritası araştırmasında hayalin DNA’sına uygun hayal kuranların oranı sadece %15. Bu çok düşük bir oran. Genel olarak hayal kurmayı bilmiyoruz. Hayal kuramıyoruz sadece umut ediyoruz. “En büyük hayaliniz nedir?” sorusu sorulduğunda herkesin verecek bir cevabı var. Peki bu soruyu kendi kendimize sorsak gerçekten kendimizi tatmin edebilecek bir cevabımız var mı? Sahip olduklarımız, farkındalık seviyemiz ve beklentilerimiz ışığında hayalin DNA’sına uygun bir motivasyon kaynağı oluşturabiliyor muyuz?
Türkiye’nin Nüfusu Genç Hayalleri Yaşlı
Araştırmaya katılanların en büyük hayali %48 oranıyla meslek sahibi olmak ve kendini güvence altına lmak. Hayali en çok kurulan mesleklere baktığımızda ise gördüğümüz tablo bu şekilde:
- Öğretmen Olmak
- Doktor/Veteriner Olmak
- Futbolcu/Sporcu/Antrenör Olmak
- Sanatçı Olmak
- Pilot Olmak
- Mühendis Olmak
- Polis Olmak
- Hukukçu Olmak
Bu araştırma sizce hangi yıl yapılmıştır?
1980, 1990?
Aslında bakarsanız bu araştırma 2016 yılında yapıldı. Fakat bundan 20-30 yıl önce de yapılsa sonuçlarında kayda değer bir değişiklik olmazdı. Belki dijital dönüşüm ile birlikte yeni alışkanlıklara sahip olduk, her gün birçok şeyi güncelleyebiliyoruz ama hayallerimizi güncelleyebilme noktasında biraz eksik kalmış gözüküyoruz. Dünyanın global bir köy haline geldiği bu bilgi toplumunda yaşasak da hayal deyince meslek anlıyoruz ve hayallerimizi günlük hayatın akışında gereksiz bir detay olarak görüyoruz. Bu noktada şu soru ile karşılaşıyoruz, “Hayallerimiz, geleceği kucaklayacak kadar kapsamlı mı yoksa günlük hayatın zorluklarında kaybolup gidecek kadar yetersiz mi?
Girişimci Ruh ve Hayallerin DNA’sı
Çocuklar hepimizin geleceği bu konuda hemfikiriz. Intel’in araştırmasında görüşülen kişilerin neredeyse yarısı çocukluğunda dahi hiç hayal kurmamış. Yaş ilerledikçe de hayal kurma oranımız hızlıca düşüyor. Bunda da en büyük etkenin toplumun yapısı, yaşanılan yerin olanakları ve ailelerimizin hayalleri gerçek kılma motivasyonundaki rolü olduğu ortaya çıkıyor.
Kendi hayallerine hakim olamayan ve hatta hayal kuramayan yetişkinlerin, çocukların hayallerine sahip çıkması ve yönlendirmesi daha önce bahsettiğimiz hayalin DNA’sında olan bir şey değil. Çocuklarda ve her yetişkin bireyin çocukluğunda var olan o girişimci ruhun büyüyünce yok olmasının sebebi bu olabilir mi? Sonuçta hepimiz yer kürede yaşayan canlılar arasında en üst seviyede yer alan gruba üyeyiz. Siyasi, kültürel ve bunun gibi pek çok değişken birçok açıdan insan hayatını etkiliyor ancak geldiğimiz noktada bilgiye ulaşmak ve harekete geçmek önceki dönemlere göre oldukça kolay.
Girişimciliğin Anlamı
Araştırmada girişimcilik sorulduğunda verilen cevaplar:
Girişimci olmayı aklımızdan geçirmiyoruz.
Aynı araştırmada, “hayatınızın hiçbir döneminde girişimciliği aklınızdan geçirdiniz mi?” sorusuna “hayır” yanıtını verenlerin oranı %78. Ayrıca girişimci olmayı zenginliğin getirisi olarak da görüyoruz. Girişimci olmak için “maddi imkanlarının iyi olması gerekiyor” diyenlerin oranı %40.
Eğitim Seviyesi Yükseldikçe Hem Hayal Kurmaya Hem Girişimciliğe Daha Yakın Duruyoruz Toplumun genelinin aksine üniversite öğrencilerinin %78’i girişimci olma fikrine olumlu bakıyor. Üniversitelerin girişimcilik ruhunu besleyen yerler olarak etkin bir şekilde konumlandırılmasıyla hayalleri azalan gençlerimizin potansiyellerini çıkarmada çok önemli bir rolü olduğu da ortaya çıkıyor.
Gençler girişimciliğe dijital ekonomi üzerinden yaklaşıyor. Araştırma, üniversite öğrencileri arasında ilk girişimcilik fikrinin %36 ile ergenlik döneminde ortaya çıktığını, bu oranın yaş ilerledikçe %30’lar seviyesine düştüğünü ortaya koyuyor. Üniversite öğrencilerinin %75’i Türkiye’deki iş ortamının girişimcilerin önünü açmadığına, aksine zorlaştırdığına inanıyor. Diğer yandan üniversite öğrencilerinin sadece %34’ü Türkiye’den milyar dolarlık şirketler çıkacağına inanıyor.
Cesaretimizi Doğru İlişkilendirerek Hayallerimizi Yönlendirmeliyiz
Çocukken hayatımızı sorularla zenginleştirirdik. Büyüdükçe soru işaretlerimiz belirli kalıplardaki noktalarla şekillenmiş oldu. Yetişkinlikle beraber gelen bilinç ve farkındalık aslında içimizde olan cesareti de törpüledi. İşte bu noktada hayalleri zengin bireyler yetiştirmek ve onları bu noktada beslemek toplumun en büyük sorumluluklarından biri haline geliyor. Türkiye’nin Hayal Haritasında nerede olduğumuzu düşünmenin ise şimdi tam vakti! Hayallerini girişimcilikle taçlandıran Richard Branson’ın sözünü unutmayalım: “Hepimiz hayal kurmalıyız ve başkalarını da hayal kurmaları için cesaretlendirmeliyiz. Hayal kurmak insanoğluna verilmiş en büyük hediyelerden biri.”