Durum Analizi: Çoğu insan için Gig ekonomisi denince Uber akla geliyor. Uber modeli birçok yeni nesil iş modeline kaynak olarak kullanılıyor. Öyle ki küresel bir ekonomik model olarak kullanılmaya dahi başlandı. Bu modelin kullanıldığı örnekler muhasebeciler için Paro ile ve yiyecek dağıtımı için GrubHub ile her geçen gün artıyor. Temel bir iş probleminde yeni nesil bir yaklaşım geliştirirken genellikle Uber modelini örnek olarak kullanılıyor. Hatta çağrı merkezi endüstrisinde yer alan platform Liveops; çağrı merkezlerinin Uber’i olarak adlandırılıyor.
Her ne kadar Gig ekonomisiyle ilgili olarak esneklik ve ölçeklendirme ile öne çıkan çıktılar olarak konuşulsa da şirketlerin kalite standartlarını bu modelle koruyabilmesi de ayrı bir endişe noktası ve çözülmesi gereken problem olarak duruyor. Esnekliğin sağlanabilmesi için özveri ve görev süreleri için çeşitli formüller geliştirilmesi şart oluyor.
Türkiye’de ve Dünya’da birçok endüstride deneyim sahibi olup çeşitli sebeplerden ötürü iş dünyasında verimliliği azalmış ve fiziksel olarak iş ortamından uzaklaşmış ama yüksek iş gücü potansiyeli barındıran gruplar var. Şirketler ise eş zamanlı olarak en iyi çalışanlarını bulmak, eğitmek ve elde tutmak için mücadele edip rekabet etmeye çalışıyorlar. Özellikle dijital temelli servis endüstrilerinde bunun etkisi çok yüksek. Çağrı merkezlerinden yazılım şirketlerine kadar bunun karşılığı olan endüstriler bulunuyor.
Problem Alanları ve Fırsatlar
1: Verimsiz İş Gücü Gruplarına Potansiyel Alanlar Yaratmak: Şirketler, en iyi çalışanlarını bulmak, eğitmek ve elde tutmak için mücadele ederken rekabet zorludur. Gelişen bir ekonomideki yetenek yetersizliği göz önüne alındığında şirketler, giriş seviyesi çalışanları kabul etmek, o çalışanların gelişimini sağlamak ve işe alım programları için ödeme yapabilecek yatırımlar yapmak zorunda kalır. Kurumların bir şekilde uzaktan çalışabilen, yetenekli ve teşvik sistemiyle motive edilmiş verimliliği düşük ama yetkinliği yüksek iş güçlerine(örneğin evde kalmak durumunda olan ebeveynler, bakıcılar, gaziler, engelliler dahi bu kapsamda düşünülebilir) ulaşma şansları Gig ekonomisi yaklaşımıyla artacaktır. Bu kişilerin tipik olarak gerçekçi, sürdürülebilir ücret ve saat beklentileri vardır. Sadece klasik tanımladığımız Gig ekonomisi üyelerinin ötesine de geçebiliriz. Bu problem alanı ve fırsatı gözettiğimizde kurumsal şirketler için en önemli yapılması gereken verimsiz çalışan iş gücü nüfusuna nasıl ve hangi iş modeliyle ulaşacaklarına odaklanmaktır.
2- Coğrafyadan Bağımsız Yeteneklere Erişim İmkanı: Geleneksel şirket modellerinde şirketler faaliyet gösterdikleri yerde veya yakınında yaşayan çalışanları işe almakla sınırlıdır. İşletmeler ancak doğru yeteneği ve deneyimi lokasyona uygun olarak kendi bünyelerinde barındırabilirler. Ancak yetenek ve yetkinliklere özel kurgulanmış olan pazarlar üzerinden şirketler çalışanlarını coğrafya bağımsız birçok yerden temin edebilir. Salesforce, Philips gibi şirketler bu modele en hızlı entegre olanlar. Esnek, uzaktan ve talep üzerine çalışan iş gücü modelinde standart çalışma modelleri, takvimler ve kentle uyumluluk şartlar arasından çıkar. Yüksek hızla internete girilen ve bu çalışma kültürünü içinde benimsemiş kurumlar yeteneklere tüm dünya üzerinden ulaşabilirler. Buna yönelik altyapılar ve iş modeli entegrasyonları kurumlar için düşünülmesi gereken çok önemli bir fırsat alanıdır.
3- Güvenlik Altyapısında Farklılaşma: Gig ekonomisini kurgularken yapılan işlerin en büyük endişe duyulacak kısımlarından biri uzaktan hizmet veren kişinin güvenilir olup olmadığı ve güvenli bir şekilde şirket çalışmalarının yapıp yapmayacağıdır. Uzaktan çalışanlara özel bu kapsamda soru işareti olabilecek her türlü noktayı olabildiğince kapatmak düşünülmesi gereken bir durumdur. Ancak günümüzde Blockchain ve otomasyon altyapıları gibi yeni teknolojik yaklaşımlar sayesinde çalışanlarla ilgili güvenlik riskleri daha da azalıyor, bilgi sağlayıcılara veya kuruluşlara daha fazla kontrol imkanı geliyor.
McKinsey Global Institute’teki işin geleceği konusundaki araştırmada da yer verdiği gibi markaların oldukça yetenekli, motive ve eğitimli bir işgücünden faydalanabileceği ve isteğe bağlı bir programla bunu yönetebileceği bir dünya doğuyor. Bu yeni dünyada şirketlerin kendilerinin de insiyatif alması ve bu işi sadece yeni girişimlere bırakmamasının çok önemli olacağı kesin.
Gig ekonomisi ile ilgili önceki yazılarım:
Gig Ekonomisinin Lokomotifleri: 2018’in En İyi Global İşverenleri