Cem Leon Menase:
Öyle bir dünyaya gidiyoruz ki, önümüzdeki yıllarda, 5G, yapay zekâ, biyoteknoloji ve sensörlerle dolu internete bağlı nesneler/bireyler bize yepyeni bir yaşam alanı sunacak. Peki bu gelişen teknolojilerin (ve daha fazlasının) yakınsamasının gözetim kapitalizmi ile bağlantısı nasıl olacak? Bunu kestirmek çok zor fakat regülatörler gibi geleneksel yapıların bu dinamizme karşı geliştireceği yeni bir model olmazsa bireyleri çok yakından takip etmek ve buna göre aksiyon almak mümkün olabilir. Bu ise hem iyi hem kötü sonuçlar doğurabilir. Zaten bizi savunmasız bırakan da bu olacak.
Örneğin, bir kişinin vücudundaki bir çipten toplanan veriden o kişinin hasta olduğunu anlayıp ilaç önerisi yapmak mümkün olacak. Bu harika bir gelişme. Fakat ya aynı mekanizma bizi takip edip “kimlere ve nelere olumlu veya olumsuz yaklaşıyoruz”un cevabını bilirse? Bu işlemi biyolojik verilerimizle yapay zekâyı kullanarak yapacağı için kendimizden bile doğru tespit edebilecek. Bu durumda bizim hangi anda tam olarak nasıl bir duygu içinde olacağımızı ve haliyle nerede nasıl karar verebileceğimizi kendimizden bile daha iyi tahmin edebilir. Peki, bu veriye sahip bir şirket veya devlet olmasını istiyor muyuz? Olursa, ne olur?
Duygu analizini şu anda en net yapabilecek şirketler ise sosyal medyalar ve arama motorları. En çok bileşene (yani üye sayısına) sahip ağlar… Trend analizlerini birçok veri üzerinden yakalayabiliyorlar. Fakat halen çok ilkel bir noktada. Yüz mimiklerimizden, kullandığımız kelimelerden, hastag’lerden, emojilerimizden anlamaya gayret ediyorlar. Şu anki yapay zekâya ve ortaya çıkan yakınsamalara kandırması kolay çocuklar diyebiliriz. Büyüdükçe, gülsek bile üzülüyorsak bunu tespit edebilecek, bir anlamda düşüncelerimizi okuyacak bir mekanizma haline gelebilir. Savunmasız varlıklar olduğumuz için bizim yaşam kalitemizi artırıp ömrümüzü uzatabilir ve bizi onları kullanmaya mecbur bırakabilir. Bir yandan ise bizim yerimize karar verme yetkisini devretme riski taşıyoruz. Teknoloji şirketlerinin yatırımlarını dikkatle izlemenizi tavsiye ederim. Duygu analizi çok önemli ve hepimizin dikkatle izlemesi gereken bir konu.
Doç. Dr. Altan Çakır:
Duygu analizi, kaynak materyaldeki öznel bilgileri tanımlayan ve çıkaran metnin bağlamsal madenciliğidir ve bu durum, ürün, hizmet vb. çevrimiçi davranışları sosyal duygusunun çıkartılmasına yardımcı olmaktadır. Yakın zamana kadar ülkemizde kullanıma kapalı olan Wikipedia`nın resmi olarak tekrar hayatımıza girmesine atfen tanımı tekrar yazarsak: duygusal durumları ve öznel bilgileri sistematik olarak tanımlamak, çıkartmak, ölçmek ve incelemek için doğal dil işleme, metin analizi, hesaplamalı dilbilim ve biyometri kullanımı olarak teknik anlamda genişletebiliriz. Bu analizler, incelemeler ve anket yanıtları, çevrimiçi ve sosyal medya gibi müşteri materyallerinin yazısı, ses kayıtları, pazarlamadan müşteri hizmetlerine ve klinik tıbba kadar değişen uygulamalar için yaygın olarak kullanılmaktadır.
Duygu analizlerinde temel motivasyon, bir belgede ifade edilen fikir, bir cümle veya bir varlık unsuru/boyutu olup olmadığı, belirli bir metnin belge, cümle veya özellik düzeyinde kutuplaşmasını (polaritesini) sınıflandırmaktır. Derin öğrenmedeki son gelişmelerle birlikte, algoritmaların metni analiz etme yeteneği önemli ölçüde gelişmiş, yapay zekâ tekniklerinin yaratıcı kullanımı ile derinlemesine araştırma yapmak üzere araç haline dönüşmüştür. Bu araçlar sosyal medya trafiğinin izlenmesi ve hızlı yorumlanması, müşteri yorumlarının değerlendirilmesi, metin içeriklerinin otomatik algılanması vb. konularda politik ve şirket özelinde önemli değerlendirmelerin yapılmasına olanak vermektedir. Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı değerli Faruk Eczacıbaşı`nın geçen haftaki yazısında belirttiği “Mertlik Bozuldu…Çözüm Arama Zamanı” yazısına atfen sosyal medya üzerinden seçim sistemlerine yapılan manipülasyonlar, Cambridge Analytica ve Brexit olaylarında insanlar düşüncelerinin yönlendirilebileceği sonucunun anlaşılması bu teknolojilerin kullanımının önemini ve aynı zamanda getirdiği sonuçları göstermektedir.
Teknik olarak sosyal medya, mobil cihazlar ve web tarayıcılar gibi farklı kaynaklarda oluşan veri formatları geleneksel depolama sistemlerine (RDBMS vb.) göre yapılandırılmamış olduğundan, farklı verileri işleyebilen ve analiz edebilen araçlar ön plana çıkmaktadır. Ancak yapılandırılmış ve yapılandırılmamış verilerin farklı kaynaklarını ve farklı biçimlerini işlemek için büyük veri teknolojileri, özellikle geniş bir çerçevede inceleme-anlama, hızlı karar-verme, aksiyon alma özelinde kullanılmaktadır. Bir konu hakkında sosyal medya üzerinden oluşan bir trafiğin anlık takip edilmesi, konu özelinde içerik tespiti ve veri zenginleştirme, konu hakkında ilgili görsel (resim, video) çıkartılması, yorumların değerlendirmeye alınması ve benzer davranışların üzerinden değerlendirilmesi duygu analizinin, büyük veri kullanımı özelinde önemli bir uygulaması olarak ortaya çıkmaktadır. Bu büyük veri ve yapay zekâ uygulama teknikleri günümüzde Türkiye de dahil olmak üzere tüm dünyada uygulanmakta ve her geçen gün dijital dünyanın bize getirdiği kullanım kolaylıkları üzerinden farkında ve/veya farkında olmadan olumlu/olumsuz bizim düşüncelerimizi hızlı algılamak için geliştirilmektedir. Türkçe dil işleme teknolojileri de bu çerçevede son yıllarda İngilizcede yaşanan gelişmelere paralel hızlı gelişmiş ve özellikle duygu analizi konularında önemli yol kat etmiştir. Aynı şekilde görüntü üzerinden duygu analiz servislerinin kullanımı ve geliştirmeleri de aktif olarak çalışılmaktadır. Bu teknoloji kullanımlarının şirketlere getirdiği pozitif katkıların azımsanmayacak kadar önemli olmasına karşılık gündelik hayatımızın dijital dünyadaki yansımalarının çok detaylı takip edilebileceğinin farkında olunması gerektiğini hatırlatmak ister, bilinçli bir tüketici olmanızı dilerim.