AğlarTeknoloji

Ağ Söylentileri ve Bilgi Toplumu

“Hatırlamak için yavaşlar, unutmak için hızlanırız.”

– A. Camus

Televizyon kanalları, dijital gazetecilik, cep telefonları ve sosyal medya etkileşimleri dünyada olanlar hakkında bizlere yoğun bir bilgi akışı taşımaktadır. Artık gazete, dergi ve kitap benzeri basılı yayıncılık bireylerin bilgiye ulaşma konusunda talep ettikleri hızı karşılayamamakta, her türlü bilgi akışının gerçek zamanlı olduğu bir sürece doğru sürüklenmekteyiz. Teknolojik gelişimin hızı ve çağımız toplum anlayışının da bu yönde olduğunu belirtmek yanlış olmayacaktır. Ancak bu bilgi akışı, değişim ve yenilenme hızı bireyleri ve toplumu gün geçtikçe yıpratmakta, aşırı haber ve bilgi bolluğu bizi her türlü bilgiye karşı duyarsızlaştırmaktadır. Ayrıca bilgiyi anlama ve kavrama konusunda her bireyin ihtiyacı olan farklı zaman süreleri daraltılmaktadır. Bu durumu güncel Covid-19 ve deprem haberlerinde hissetmekte, artık haberlere karşı farkında olarak ya da olmadan duyarsızlaştığımızı anlamaktayız. Öyle ki politika, reyting ve pazarlama üçgeninde anlık bilgi ihtiyaçlarımız giderilmekte, öğrenmek ve sorgulamak için gerekli zamana ihtiyacı olan bireylerin gereksiz yere düşünmesinin önüne geçilmektedir.

Geçenlerde bir araştırmayı incelerken oldukça ilginç bir başlığa rastladım. Araştırma, ağ söylentilerini (Web Rumor) tespit etmeye yönelik tanımlanmış bir algoritma tasarımıydı. Geniş bir izleyici kitlesinin sosyal medya paylaşım özellikleri tespit edilerek, kolay yayılması nedeniyle kaygıya neden olan haber ve söylemlerin, panik ve diğer duyguları tetiklemesi, kitlesel olayları oluşturma potansiyeli ve sosyal düzeni tehlikeye atacak süreçleri tespit etmeye yönelik bir incelemeydi. Günümüz internet çağında, sosyal medya platformlarının söylentiler için popüler bir üreme alanı haline geldiğini hepimiz gözlemliyoruz. Dikkat çekmek ve paylaşımı teşvik etmek için bilinçli ve/veya bilinçsiz yaratılan ağ söylentileri, basit metinden görüntüler ve metin bilgilerinin birleşimi gibi çok boyutlu içeriğe dönüşmüş durumda. Böylece biz farkında olmadan hızlı tüketime yönelik arka planda doğru ya da yanlış bir veri akışı yaratılmaktadır. Çalışmaya göre görüntü içeriklerinin yazılı metinden daha aldatıcı olduğu, kaynağı ve gerçekliğinin doğrulanması ne kadar önemli olduğu tartışılmaktadır. Dolayısıyla görüntü ve metni birleştiren ağ söylentileri daha zararlı olduğu sonucu çıkmaktadır. Bu nedenle, bu tür üretilen bilgi akışının zamanında ve doğru tespiti, sosyal platformlarda kamuoyunun istikrarını korumak, ulusal ağın konuşma hakkını savunmak ve sosyal düzeni sağlamak için büyük  bir öneme sahip olduğu anlaşılmaktadır.

Genel çalışmalarda doğal dil işleme ile metin içeriğine odaklanılmaktadır. Ancak web söylentilerini görüntü içeriğine göre ayırt etme yöntemleri nadirdir. Bazı çalışmalar, metin içeriği ve kullanıcı bilgileriyle haber özellikli yapı algılamayı benimsemiştir. Başka çalışmalar da yayılma süresi, yayılma yapısı, dil özellikleri, önerilen yayılma yapısı ve zaman serileri gibi faktörleri dikkate almıştır. Söylenti bilgilerinin üç bölümü vardır: mesaj metni, görüntü ve gömülü metin. Söylentilerin güvenilirliğini artırmak için görüntülere genellikle metin bilgileri eklendiği gözlemlenmektedir. Mevcut söylenti tespit çalışması, söylenti sınıflandırması için büyük önem taşıyan görüntülere gömülü metinleri araştırmakta başarısız olmaktadır. Bir görüntünün gömülü metin alanını etkili bir şekilde bulmak ve içeriğini tanımlamak, söylenti tespiti için metin ve görüntü özelliklerinin birleştirilmesi kadar büyük bir zorluktur. Bu çalışmalardan metin analizini uygulayabilen Twitter’ın tweet’ler üzerinden benzeri etiketlemeler yaparak kullanıcılarını uyardığını biliyoruz. Ancak her şeyin hazır paket olarak hızlı tüketime uygun sunulmasından önce sorumluluğun bireylere ait olduğunu belirtmek yanlış olmayacaktır.

2000’li yıllardan itibaren oluşan bilgi paylaşım hızı, veri tüketimi ve kaynağı olmayan ağ söylentilerinin varlığı, önceki zamanlara göre daha zayıf bir belleğe ve tarih bilgisine sahip bir bilgi toplumu oluşturmaktadır. Sansür ya da sahte veri akışından dolayı işittiklerimizi, gördüklerimizi ve okuduklarımızı seçmemize izin vermeyen bir haber bombardımanıyla karşı karşıya bırakıldığımız için öğrenme yeteneklerimizi yanlış kullanmaktayız. Ağ söylentileri, pazarlama stratejileri ve özensiz haber akışı arka planda bir gürültü halini almakta ve yeni yetişen nesil için tehlike arz etmektedir.

Bu yazımı H. V. Kleist  “Selected Prose”’dan bir cümle ile bitirmek isterim. “Organik dünyada, yansımanın koyulaştığı ve zayıfladığı ölçüde, zarafetin daha da parlak ve baskın hale geldiğini görüyoruz. Ama iki çizgi bir noktanın bir tarafında kesişip sonsuzluktan geçtikten sonra diğer tarafta birdenbire tekrar bir araya gelmekte; ya da içbükey aynadaki görüntü, sonsuz mesafeye çekildikten sonra aniden karşımızda belirmektedir.” Pandemi sürecinde yaşadıklarımızı birçok konu başlığında tekrar değerlendirip, sınırlı zamana sahip insan yaşamının bir zincir halinde devam ettiğinin farkında olmak, günü değil öncesi ve sonrasını düşünen nesillerin yetişeceği bilgi toplumu olabilmemiz dileğiyle.

Başlangıç Noktası E-bülten

Merak etmeyin. Asla Spam yapmıyoruz.

İlginizi çekebilir
GirişimcilikTeknolojiYapay Zeka

Yapay Zeka ile Başarılı Bir Girişim Kurma Rehberi

Ar-GeSağlıkTeknoloji

Böcekler İğne Teknolojileri için İlham Verebilir mi?

TeknolojiVeri GüvenliğiYapay Zeka

Yapay Zekayı Güvenli Hale Getirmek: Akıllı Geleceğin Öncelikli Mücadelesi

Çocuk GelişimiMahremiyetTeknoloji

Çocuklar ve Dijital Dünyada Gizlilik Savaşı

Başlangıç Noktası E-bülten

Merak etmeyin. Asla Spam yapmıyoruz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir