“Markanız, siz odada yokken hakkınızda söylenenlerdir.
– Jeff Bezos, Amazon.com”
Siz yokken hakkınızda konuşulanları bilmek ister miydiniz? Hayal etmek çok zor değil mi? Hakkınızda neler konuşulacak, bundan nasıl emin olabilirsiniz? Duygusal varlıklar olarak başkalarıyla olan iletişime özen gösteririz; küçük bir çocukla konuşurken değiştirdiğimiz ses tonu ile, bir davete katılırken kuşandığımız kıyafet ile. Bizim için “ ne kadar cana yakın birisi” ya da “harika bir insan” denmesini çok arzularız. Anlık değil fakat planlı ve kalıcı bir algı için uğraşmak gerekir; tıpkı duvarcı ustasının tuğlaları birer – birer dizip duvarı örmesi gibi. Ya da küçük- küçük ilmiklerden oluşan, belli bir zamanda tamamlanan bir örgü işi gibi.
Dijital dünyada insanlar bir odada oturup konuşmuyor, fikirlerini çok daha fazla kişiye anında aktarabiliyor ve oluşan ortak fikir hakkınızdaki algıyı şekillendiriyor. Bu nedenle ister kişisel, ister kurumsal olsun, dijital mevcudiyete özen göstermek, doğru yönetmek gerekiyor.
Londra merkezli “ING Media” son üç yıldır 250 şehir hakkında dijital dünyada konuşulanları derliyor ve tıpkı bir marka gibi, şehirlerin çevrimiçi haberlerde ve sosyal medya platformlarında yer alışlarının etkisini araştırıyor. Başka bir deyişle şehirler hakkında ne, nasıl konuşuluyor bunu izliyor. Hızla değişen, dönüşen ve gelişen dijital ağlarda görünürlük kazanıp, varlık göstererek bir şehrin profilini kıymetlendirmek ve markasını güçlendirmek adına önemli fırsatlar oluştuğu vurgulanıyor. Küresel rekabet içerisinde dijital mevcudiyet ve görünürlük daha da önemseniyor. Bu durumu fark edip kendini geliştiren şehirlerin rakiplerine göre üstünlük sağlayacağı ileri sürülüyor. Özellikle kasabaların, küçük şehirlerin bu gelişmeden daha da kazançlı çıkacağı söz konusu. Markalaşmada önemli bir aşama olarak kabul edilen “ağızdan ağıza” ya da “kulaktan kulağa” eylemi dijital dünyada “konuşulanlar” başlığı altında bir şehir için önemli bir gösterge oluyor.
Şehirlerin anlatacak onca şeyi varken bunları hikayeleştirip dijital platformlarda dile getirememesi bir kayıp. Facebook, Twitter, Instagram yeri gelince Linkedin, her biri bir sohbet odası ve o odada siz yokken hakkınızda hoş sohbetler yapılmasını istiyorsanız bu fırsatı akıllıca kullanmanız lazım. Ziyaretçinin, yatırımcının, yerleşimcinin hayal edip keşfetmesini ve sonunda sizin lehinize karar vermesini istiyorsanız dijital görünürlüğünüzü ve varlığınızı yönetebiliyor, ölçebiliyor olmanız gerekiyor.
250 şehrin sıralandığı listede İstanbul 23. sırada, Ankara ise 125. sırada yer alıyor. Turistik şehirlerimiz Antalya, Muğla, İzmir listede yer almıyor. Ankara da büyük ihtimalle yerel – küresel politikalarda adı geçtiği için listede var. Bu nedenle ve ısrarla, bir şehir için dijital pazarlama platformunun ne denli önemli olduğunu her fırsatta vurguluyorum. Binlerce rakibin olduğu, en küçük bir yerleşimin bile şans bulduğu dijital dünyada şehrinizi ne kadar görülebilir, takip edilebilir hale getiriyorsanız ziyaretçi – yatırımcı – nitelikli yerleşimci açısından o kadar şansınız olacak. Aksi mümkün değil.
Anlaşılması gerekir ki şehir için bir web sitesi yapmak yetmeyecek. Onca methiye düzülen şehir web siteleri sosyal ağlarla etkileşim açısından sınıfta kalıyor; o şehir hakkında sohbet bile yapılmıyor. Önce sohbet ortamı sonra olumlu bir sohbet için malzeme. Şehirlerimiz malzeme açısından çok zengin. Önemli olan bu zenginliği dijital dünyada konuşulacak hale getirmek.
Bu yazı alıntıdır.