Tartışmasız ki Covid-19 dünyayı hiç de beklemediği şekilde sarstı, değiştirdi ve dönüştürecek. Bu konuda bugün hiç de aklımıza gelmeyecek etkilerini 1-2-10 yıl içerisinde bambaşka boyutlarda yaşayacağız…
Lakin bugünden görebileceğimiz bazı dönüşümleri de kaleme almak istedim..
- E-ticaretin gelişimi, dijital dönüşüm hali hazırda olan olgulardı ama hep ne kadar yavaş olduğu konuşuluyordu. Bir paylaşımda gördüğüm gibi hiçbir girişimcinin, CTO’nun, CDO’nun yapamadığını Covid-19 yaptı. İnsanoğlu zorunda kalınca nasıl da hızlı adapte oluyormuş gösterdi. Herkes evinden bilgisayarı, akıllı telefonu ya tableti ile tüm işlerini görebilir hale geldi.
- Yeni dünya koşullarında yavaş kaldığına dair eleştirdiğimiz kurumsal büyük şirketler acil durumlara birçok devletten daha hızlı tepki verebildiğini kanıtladı. Hem çalışanına hem de topluma dönen çalışmaları hız kesmeden yarattı. Bağıştan, motivasyona, teknolojik dönüşümden, şeffaf iletişime kurumsal şirketler kendilerini yavaş görseler de direksiyonlarını kaza yapmadan kırmayı başarabildiler.
- Binaların çok da gerekli olmadığı kanıtlandı. İşten eğitime, konserden, spora her şeyin uzaktan yapılabileceğini gösterdi. Şu anda her şey mükemmel işlemese de bu konuda kafa patlattıkça, yeni yöntemler geliştikçe işler & eğitim nasıl değişecek gözlemleyeceğiz. Önümüzdeki çeyrekte yeni nesil evden öğrenim ve ortak kullanılan daha az ziyaret edilen binalara alışmamız gerekecek.
- Dışarıda vakit geçirme, sosyalleşmenin boyut değiştireceği, daha az kalabalıklara çıkılabileceği gerçeğini fazlasıyla gözlemleyeceğiz. Bir anda hızlıca popülerleşen HYGGE tüm dünyada gerçek bir trend olacak gibi. Fuarlar, festivaller değişecek ve dönüşecek.
- Sağlık sisteminin böyle devam edemeyeceği, hem online tetkiklerin gelişmesi gerektiğinin hem de dünyanın pandemiye hazır olmadığı açıkça görüldü. Hastanelerin, sağlık sistemlerinin, sigorta anlayışının komple değişmesine hazır olmalıyız. Değişmiyorsa da değiştirebileceğimiz fırsatlar yaratmalıyız – yarın yine aynı sorunları yaşamak istemeyiz.
- Bazı iş gruplarının ciddi önem kazanacağı bazı iş gruplarının da yok olmak durumunda kalacağı gözler önüne serildi. Doktorların aldığı her bir kuruşu ne kadar hak ettiği ama teknolojik gelişmeler ışığında başka iş kollarında daha az kişiyle aynı ciroları gerçekleştirilebileceği gözlemlendi. Kurumların kişi sayıları ve rollerin içerikleri muhakkak dönüşecek.
- Çevreye verilen her önemin, sürdürülebilirliğin gerçekten ne kadar kritik olduğu artık çok daha net gözlemlenir oldu. İnsanın dünya üzerinde yarattığı tahribat ve kontrolü 2020 yüzümüze adeta çarptı. Yangınlardan, depremlere, virüsten, eriyen buzullara dünya ben böyle varolmaya devam edemem diye bağırıyor…
- Kapitalizm çöktü demek biraz iddialı olacaktır ama çalışmadığına ikna olduk. İnsanoğlu herkesi kapsayan, daha insani ve çalışır ideolojiler yaratmaya veya düzeltmeye mutlaka odaklanacak. Görünen o ki varolan hiçbir ideoloji günümüzdeki ihtiyaçları karşılayamayacak ve bu sebeple çok daha ayrışan halklar görmemiz mümkün ama daha iyisini, yenisini yapacak olan da yine aynı insanoğlu.
- Seyahat ve sınırlar kavramları tam anlamıyla değişecek. Uzun süre sınırların baskıcı ve eşitsiz bir şekilde uygulanacağını tahmin edebiliriz. Virüsün devam ettiğinden şüphe duyulan yerlere sınır baskısı çok daha artacaktır. Bir süreliğine seyahatin ve uçağın tekrar elitleşmesini bekleyebiliriz.
- Yeni regülasyonlara daha hızlı ihtiyaç duyacağımız gerçeği ile yüzyüze kaldık. Bugün belki bizi buluşturan video platformları daha sık kullandık ama yarın öbür gün bu ihtiyaç AI (artificial intelligence)’a yönelince regülasyon eksikliğinde gerçekleşecek her türlü adaptasyonun yaratabileceği siber güvenlik konuları bizi daha da sarsabilir.
Bu noktada benim verebileceğim yegane tavsiye bu dönüşüme karşı savaşmaktansa bu dönüşümün nasıl parçası olunur, bu dönüşümü nasıl daha hızlı anlarım, doğru fırsatları nasıl görürüm üzerine kafa yormak ama patlatmamak… Gördük ki insanoğlunun düşünceleri de biraz nefes almalıymış, belki dünyamıza biraz durarak da fayda sağlayabiliriz.
sağlıkla kalın..
Bu yazı Valya Hubeş Allovi’ye aittir. Yazının orijinaline buradan ulaşabilirsiniz.