Dijital Dönüşümün giderek artan bir ivmeyle kendini her yerde gösterdiği bir gerçek. Her alan, her meslek dalı dijital teknolojileri kullanıyor, mevcut iş modellerinde değişim gereği görüyor. Asıl amaç, dönüşümden bir değer yaratabilmek. Aynı zamanda her alan kendi için bu dönüşümün etkilerini de tartışıyor. Yaşanan bu yeni devrim, Sanayi Devrimi 4 olarak adlandırılıyor. Dijital devrim diyenler de var. Herkes ortak bir paydada buluşuyor; bu bir değişim. Öyleyse bu değişimin bir etkisi yöneticilerde de olmayacak mı? Hele ki alışılagelmiş iş yapış şekillerimizin ve yönetim anlayışımızın tamamen değişeceği söylemlerinin artık kulak ardı edilemeyeceği bugünlerde sorulardan biri de şu olmalı: Ölçeği ne olursa olsun, kademesi nerede yer alırsa alsın bir ekip yöneten yönetici dönüşecek mi, dönüşecekse nasıl dönüşecek, bunun firmanın dijital dönüşümüne etkisi ne olacak?
Yapılan tartışmaların geldiği tek bir nokta var, yöneticilerimiz de dijital dönüşümün etkisinde. Kabul etseler de etmeseler de değişecekler. Üstelik bu değişimin firmanın dijital dönüşüm başarısına etkisi, neredeyse kazanılan yeni teknolojinin etkisine eş değerde. Teknolojiyle buluşan yeni iş yapış şekillerinin firma içerisinde kabulü, yaygınlaşması ve sürekliliği açılarından yapılan bu değerlendirme, yönetim kademesinde yer alanların kendilerini sorgulamaları gerektiğini söylüyor.
Yöneticilerin değişimini iki ana başlıkta incelemek mümkün. Teknoloji tabanlı değişim ve sosyal beceri tabanlı değişim.
Teknoloji tabanlı değişim, bir yöneticinin dijital teknolojilerle ilgilenmesi, iş yapışında bu teknolojilerden yararlanması, teknolojiyle bütünleşmesi demek. Bu kapsamda yöneticilerin neler yapması gerekecek?
- Eski teknoloji iyidir, işimi görüyor demekten vazgeçecek. Dijital teknolojilerin ne olduğunu, nerelerde kullanıldığını öğrenecek, gelişmeleri takip edecek. Bunu günceli yakalamak için, ne fayda sağlarım sorusu için yapacak. Eğer kendi yapamıyor veya yapmaya vakit bulamıyorsa ekip kuracak ve ekiple çalışacak.
- Teknolojiden korkmayacak hatta dijital teknolojileri yardımcısı olarak görecek. Artık çekinme, yok sayma vakti değil, tam tersi sıradan bir alışkanlığa çevirme ve onu yardımcı görme vakti.
- Dijital dünyayı kullanarak ekipleriyle iletişim kuracak, sürekli bağlantılı olacak.
- Hızlı tepki verme, müşteri memnuniyeti ve maliyet etkinlik kavramlarının giderek güçlendiği bu dönüşümde bu amaç için bütün dijital teknolojileri kullanacak veya kullandıracak.
- Verinin ve veri analizinin gücüne inanacak. Her yerden veri toplayacak, verileri analiz edecek.
- Yapay zekayı yok ve güvenilmez saymak yerine onun dediklerini de dikkate alacak. Kuşkusuz son karar kendisinin ama yapay zekanın hızlı analiz yapma, tahminde bulunma ve verileri yorumlama yeteneklerini kullanacak.
Teknolojik değişim çok önemli ve olmazsa olmaz ama yeterli mi?
Dijital dönüşüm teknoloji kullanımını yüksek seviyeye getirirken bir başka noktayı; yenileşimi (inovasyon) itici güç olarak öne çıkarıyor. Yeni ve yaratıcı bir fikir, şirketinizi bu yeni çağda çok farklı noktalara taşıyabilir. Peki eğer dijital dünya diyorsak dijital teknolojilerin kullanımını en iyi bilen, bunları fırsata çeviren kuşağın en genç kuşak olduğunu kabul etmek gerekmiyor mu? Fikirlerin sadece yazılımlardan değil insanlardan yani çalışanlarınızdan da geldiği bir gerçek. O halde yeni dönemde yöneticiler ekiplerini dinlemeli, iş birliği yapmalı. Ekiplerinin kendilerini geliştirmeleri için fırsatlar yaratmalı.
Değişen dünya; iletişimi yüksek, ekip çalışmasına önem veren, motive eden, sosyal yönü güçlü yöneticilere ihtiyaç duyuyor. Bu hem yaratıcılığı artırmak hem de kaybolmaya başlayan bir şirkete ait olma duygusunun yaratılabilmesi için gerekiyor. Artık “ben dedim, yapacaksın” değil, “bunu nasıl yapabiliriz, fikrin nedir?” diyen yöneticiler yükseliyor. “Ben ekibin beyniyim” diyen yönetici yerini “Ben ekibimin lideriyim” diyen yöneticilere bırakıyor. Ulaşılmaz olmayı seçen yönetici ile değil sürekli bağlantı halinde olan ve empati yapabilen yönetici ile, çalışma performansı artıyor. Bunun temel nedeni ise artık kabullenen değil sorgulayan, çabuk vazgeçen temel değeri yaratıcılık ve fikrinin alınması olan bir kuşağın çalışma hayatında olması. İşte bütün bu değişimler de sosyal beceri tabanlı değişim kategorisinde. Sosyal becerilerin en az teknik bilgi kadar önem kazandığı dijital dönüşümde tabii ki siz eski yöntemle yönetmeye devam edebilirsiniz ama şirketinizde performans, verimlilik ve süreklilik kavramlarının neden başarısız olduğuna şaşmamanız gerekecek.
Dijital dönüşüm etkisindeki yeni dünyada “4.0” terimi bir gösterge, bir slogan olarak kullanılıyor ve o alanın dijital dönüşümle birlikte değişim içerisinde olduğunu, dijital teknolojileri alanlarında kullanmaya başladıklarını gösteriyor. Nesnelerin internetinden yararlanan Tarım 4.0, yapay zekadan yararlanan İK 4.0, akıllı uygulamalarla Proje Yönetimi 4.0 gibi… O halde beklenen yeni yöneticimize Yönetici 4.0 diyebilir miyiz? Yoksa hem bir adım öne giderek hem de insanı işin temeline koyan Toplum 5.0’ı baz alarak yeni dünyada dönüşen yöneticilerimize Yönetici 5.0 mı demeliyiz?