“Sorunun tam olarak ne olduğunu bildiğiniz zaman, cevabın ne anlama geldiğini de anlayacaksınız.” Douglas Adams
Dijital dönüşüm fiziki olandan çıkarak dijital dünyanın fizik kurallarını geride bırakan dünyasına doğru bir yolculuktur. Bu yolculukta kurumlar için fiziksel dünyanın kurallarını unutmak oldukça zordur ve aynı anda dijital dönüşümün hızlıca tamamlanmasını isteyen görüşlerden de kurtulunması gerekmektedir.
Dijital dönüşüm, insan ve teknolojinin mükemmel uyumu olarak bugünlerde karşımıza çıkmaktadır. Yaratılacak bütün değerler ve yapılacak çalışmalar aslında bu uyumun ne kadar mükemmel olduğuna bağlı olarak olumlu veya olumsuz değişim göstermektedir. Kurumsal şirketlerin müşterini anlaması, teknolojinin ilerlemesini takip etmesi, sektörlerin değişimini anlamaları ve tüm bunları hem bugün işlerini iyi yaparken hem de gelecek için şimdiden çalışırken başarabilmeleri ancak insan sermayesi ile teknoloji uyumunun sağlanması ile mümkündür ve bu uyumun sürekli güncel tutulması şarttır.
Dijital dönüşümde teknoloji asla ikinci plana atılamaz. Teknoloji sürekli değişim gösterir ama önemli olan teknolojiyi kullanarak insan hayatını anlamak, sorunları bulmak, problemleri çözmektir. Bunun yanında değişimi sürdürülebilir kılmak için en yeni teknolojileri anlamaktan, denemekten ve kullanmaktan geçer. İnsana hayatına dokunan çözümler teknoloji ve insan uyumuyla birleştiğinde büyük ölçekte çözümler yaratılmasını mümkün kılar.
Dijital dönüşümde başarılı olan veya var olduğu sektörde kırılma getiren her yeni girişimin ve teknoloji şirketinin teknolojiye yatırım yaptığı, verileri işleyebildiği ve kendi sektörü ile ilgili önemli bir yol haritası veya algoritma sahibi olduğu biliniyor. Bunun en meşhur örneklerinin başında Netflix’in kişisel öneri mekanizması ve Airbnb’nin yarattı ve müşteri ile kalabileceği yerleri sıralayan algoritmaları ilk akıllara gelendir. Bu teknolojilerin nasıl fayda sağladığı bugünlerde anlaşılırken, bu şirketler yıllardır değer yaratan teknolojilere yatırım yapmakta ve bu sayede başarıları büyük ses getirmekte.
Teknolojiler satın alınabilir veya ulaşılabilir durumdadır. Bugün Amazon veya Tesla’da kullanılan teknolojiler onlara özel değildir. Önemli olan teknoloji ile ne yapılacağıdır ve kimin yapacağıdır. Burada insan sermayesi önem kazanır.
İnsan sermayesi bu yüzden kritiktir. Dijital dönüşüm ile beraber iş dünyası sürekli değişirken, kuralları belirleyecek, başarıları getirecek ve daha iyi bir dünyanın ortaya çıkmasını sağlayacak olan insan sermayesidir. İnsan tabii ki teknoloji ile uyumu sayesinde farklı düşünen, daha önce göremediklerini gören ve sürekli olarak yenilikler deneyen bir zihinsel dönüşüm geçirecektir.
Dijital dünya insan hayatlarını sürekli değiştiriyor. Fizik kurallarının işlediği dünyanın içinde, kuralların olmadığı bir de dijital dünya da mevcuttur. Dünya böylesine bir hızla değişirken, şirketlerin sadece bugün yaptıklarını yapmaya devam etmesi sadece kısa vadeli sonuç sağlayabilecektir. Dijital dönüşümü sahiplenen bir lider etrafında, hiyerarşiden ve departmanlaşmadan uzak, teknolojiye ve insan sermayesine yatırım yapan, müşteri odaklı, dünyayı daha iyi bir yer yapmaya karar veren ve dünyaya farklı bir göz ile bakan kurumlar ise dijital dönüşüm yarışında farklı bir noktaya doğru ilerleyebileceklerdir.
“Kıvılcımlar durduk yere değil, birinin fikrinin bir başkasınınkiyle çarpması ile ortaya çıkar.” Walter Isaacson