Geçtiğimiz günlerde adından çokça söz ettiğimiz ve gün geçtikçe büyüyen bir endüstri olan blokzincir hakkında Huobi Research tarafından “Global Blockchain Industry Overview and Prospects” isimli bir rapor yayınlandı. Raporda 2019 yılı özelinde ülkeler ve sektörler çapındaki blokzincir üzerine yapılan harcamalar, blokzincir teknolojisinde patent başvuruları ve 2020 yılında blokzincir trendleri üzerine en güncel veriler paylaşıldı.
Sektörler
Geçtiğimiz yıllarda da bugün olduğu gibi bankacılık sektörü blokzincir teknolojisine yapılan yatırımlarda liderliğini koruyor. Bu teknolojiye yatırım yapan bankacılık harici başlıca sektörler ise parçalı üretim, perakende, serbest meslek hizmetleri ve muhasebecilik şeklinde sayılabilir. Blokzincir teknolojisinin hayatımıza entegre olmasıyla birlikte daha birçok sektörde gerek dijital güvenlik açıklarının engellenmesi, gerek ürün/işlem takibi özellikleriyle öne çıkacağına şüphem yok.
Yatırım ve Patent Korelasyonu
Raporda benim dikkatimi çeken önemli başlık Yatırım ve Patent verilerinin ilişkisi oldu. Blokzincir teknolojisinde yapılan harcamalara bakıldığında yaklaşık 2.9 milyar dolardı. ABD, tek başına bu kaynağın %39’u ile en büyük harcama yapan ülke iken Çin %11 ile üçüncü ülke konumunda. Patent başvurularına bakıldığında ise 2019 sonuna kadar dünyanın her yerinden gelen 25.000’e yakın başvurunun %63’ünü Çin tek baş başına sağlıyor. İşin daha ilginç yanı ise Çin’i takip eden ABD ise %18 ile ikinci…
Şirketler özelinde baktığımızda da 2019 senesi içinde en çok patent başvurusu yapan 10 şirketin 7’sini Çin’e bağlı şirketler oluşturuyor. Kaynak ve çıktı arasında bir korelasyon olmadığını görmenin olağan dışı olduğu bir rapordu. Ancak bütçeler harici devlet desteğine baktığımızda ise Çin’in, 2019’da önceki senelere kıyasla blokzincire daha fazla önem verdiğini söyleyebiliriz. 30’dan fazla şehrin destek politikaları yayınlaması ve 38 blokzincir sanayi parkı kurulması, bütçenin ne kadar verimli kullanıldığını bize anlatıyor. ABD’nin neredeyse çeyreği kadar bir kaynak yatırımı yapan Çin’in 3 katından daha fazla patent başvurusu yapması oldukça dikkat çekiciydi.
Bu verilerden hareketle ABD ve Çin arasında son yıllarda artan ticaret ve teknoloji çekişmesinin blokzincir alanında da yaşandığını söyleyebiliriz. Bir teknolojinin benimsenmesi için belli kriterler saymamız gerektiğinde bunlar arasında mutlaka devlet desteği ve teşviki ön sıralarda gelir. Ancak buna ek olarak üniversitelerin ilgisi, iş dünyasının bakışı, toplumun benimsemesi gibi birçok metrik de buradaki adaptasyonun önemli oyuncularıdır.
Teknolojinin gelişimi konusunda tekillik (singularity) olarak ifade edilen sınırlara yaklaştığımız şu günlerde konulara farklı bakış açılarından bakma zamanımız geldi ve geçiyor. Önümüzdeki dönem teknolojiyi üretenlerden çok bu değişimi anlamak ve uyum sağlamak konusunda çabalayan ülkelerin öne çıkacağı bir dönem olacak. Teknoloji artık felsefe, sosyoloji, psikoloji, ekonomi gibi tüm sosyal bilimlerin katkısıyla katma değer üretebilecek. İşte bu nedenle blokzincir gibi birçok yeni teknolojinin getirdiği değişime ayak uydurmamız bizler için çok daha büyük bir fırsat.
Dilerim ki gelecek yıllarda ülkemiz de bu tür raporlarda yer bulsun, dikkat çeksin. 🙏🏻
Bu yazı alıntıdır.