Bu yazımda 1800’lerin son çeyreğinde Hindistan’da ortaya çıkan Dabbawalla sisteminden bahsetmek istiyorum.
Dabbawalla, Mumbai’de ofis çalışanlarının öğle yemeği ihtiyaçlarını gidermeye yönelik ortaya çıkmış bir yemek teslimat sistemi.
Hintçe’de dabba «yemek konulan kutu, kâse» yani Türkçe’deki sefertası anlamına geliyor. Walla ise «kişi» demek. Dabbawalla ise Mumbaii’li ev hanımlarının eşleri için hazırladıkları öğle yemeklerini sıcak ve taze bir şekilde çalışanlara ulaştıran kişi demek.
Sistem şöyle işliyor:
Her sefertasının üzerinde renklerle ve rakamlarla oluşturulmuş 4 adet kod var. Bu kodlar ile teslimat süresince gerekli olan tüm adres bilgilerini görebiliyorsunuz.
Birinci dabbawalla, sefer taslarını evlerden topluyor ve bulunduğu yerdeki en yakın tren istasyonuna götürüyor. İkinci dabbawalla istasyonda sefer taslarını gideceği yerlere göre ayırıp kutulara yerleştiriyor. Üçüncü dabbawalla bu kutularla trene biniyor ve sefer taslarının gideceği yere en yakın istasyonda dördüncü dabbawallaya veriyor ve o da tek tek iş yerlerine dağıtmaya başlıyor. Bu olay sonra tam tersi şekilde işleyerek, boş sefertasları evlere geri götürülüyor.
Yaklaşık 150 senedir Mumbai’de günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası olan Dabbawalla sistemi bugün de hala, aynı formatta sürdürülüyor. Artık sisteme restoranlar da dahil olmuş durumda. Çalışanlar evden veya sevdikleri bir restorandan ofislerine düzenli yemek taşınmasını sağlayabiliyor.
5 bin kişilik devasa bir Dabbawalla ekibi, her gün 300 bine yakın Mumbai’li ev hanımının eşlerine hazırladıkları yemekleri kusursuz bir sistemle onlara ulaştırıyorlar.
Bu şekilde yıllık 80 milyon kap yemek teslimatı yapılıyor.
Binlerce tekil teslimatın %100 manuel bir sistem ile büyük bir çoğunluğu okuma- yazma bilmeyen dabbawalla’lar tarafından yapılıyor olmasında hayret verici bir şey var…
Dabbawalla sisteminin hata payını tahmin etmeye çalışın…
Sistemin hata payı: 6 milyonda 1!
Bugün birçok şirket verimlilik adına 6 sigma adı verilen sistemi kullanıyor. 6 sigma standartları bile milyonda 3,4 hataya izin verirken, Dabbawala mükemmeli başarıyor.
Merak uyandırdığını biliyorum fakat Dabbawalla sisteminin arkasındaki başarı unsurlarının detaylı bir incelemesini kısmet olursa başka bir zamana bırakalım. Mumbai’deki yaklaşık 300 bin ofis çalışanı neden hala Dabbawalla’yı tercih ediyor?
Sıfır teknolojiyle, yaklaşık 150 senedir tıpatıp aynı yöntemlerle işleyen bu sistemi yalnızca gelenek ve göreneklerine bağlı kaldıkları için tercih etmiyorlar elbette!
Biliyorsunuz, özellikle son birkaç senedir iş dünyası hep bir ağızdan dijitalleşmeyi tartışıyor. Dijital dönüşüm artık birçok sektörün ve şirketin en acil konusu haline geldi. Dijital dönüşümü başaramayan şirketler yakın gelecekte var olmayacak. Markaların reklam pazarlama iletişimlerine bakın… Herkes adeta bir yarış atmosferinde ürünlerinin ve hizmetlerinin ne kadar teknolojik olduğundan bahsediyor…
IT kökenli biri olarak, finansal teknolojiler alanında faaliyet gösteren bir grubun CEO’su olarak itiraf etmeliyim: Kurumlarımızın dijital yetkinliklerini artırmaya çalışırken, işlerimizi dijitale taşımakla uğraşırken kimi zaman teknolojinin yalnızca bir araç olduğunu unutuyoruz.
Oysa hedef binlerce yıldır aynı: hayatı kolaylaştırmak.
Dabbawalla, geleneksel yöntemlerle başarılı oluyor. Demek ki aradığımız başarının sırrı dijitalleşmek değil. Sır insanların hayatını ne kadar kolaylaştırdığınızda… İşimizin özünde hayatı kolaylaştırmak olmalı.
Elbette burada dijital olanın önemini hafife alıyor değilim. Yıllarca kurumların dijital dönüşümüne liderlik etmiş biri olarak analog dünyanın konvansiyonel iş yapış şekillerini dijital olan ile kıyaslamak değil yapmak istediğim. Niyetim “Hangi dijital?” sorusunu gündeme getirmek…
Bugün gerçek anlamda ihtiyacımız olan dijital; odağına insanı alan, deneyimi mükemmelleştiren, hayatı kolaylaştıran dijital. Bu da ne yazık ki kolayca elde edilebilir bir şey değil…
Hayatı kolaylaştıran dijital çözümlere; güçlü bir teknoloji alt yapısını inovatif bir mantıkla işlediğiniz zaman ulaşabiliyorsunuz. Bu yazıyı şimdilik burada noktalayalım ve hayatı kolaylaştıran inovasyonu bir başka yazıda ele alalım.
Buraya kadar okuduğunuz için teşekkürler.
Bu yazı alıntıdır.