Etik

Hoşgörü ve Uzlaşı Kültürü

“Bir toplumu yeniden inşa etmenin önündeki en büyük engel yıkılmış binalar ve yapılar değil, yıkılmış ilişkilerdir.”
Halpern ve Weinstein, 2004

Birbirinden faklı görüşlere, geçmişe, inançlara, gelir seviyesine, cinsel eğilime, yaş grubuna sahip insanlardan oluşan gruplarda yaşıyoruz. Bu grupların içinde bazılarımız ayrıcalıklı kalırken bazılarımız dünden bugüne horlanmış, küçük görülmüş olabilir. Bazı kimliklerimiz bize ayrıcalık kazandırırken, bazı kimliklerimizi saklamak için kendimize bile yalanlar söylemiş olabiliriz. Belki yeteneklerimizden, aklımızdan, çalışkanlığımızdan değil de sadece belli bir gruptan olduğumuz için elde etmişizdir gücümüzü; ki işte tam da buna ayrıcalıklı grup denir.

Sen hangi gruptansın? Bu soruyu çok duyduk…

O zaman yeni bir soru soralım. Çevrende kaç tane senin kimliğinden olmayan arkadaşın var veya günde kaç kere senin kızdığın şeyleri savunan, senin değer verdiğin şeyleri belki hiç duymamış olan veya umursamayan, anlamakta güçlük çektiğin biriyle konuşuyorsun? Konuşmayı geçelim, senden farklı olanları hangi sıklıkla görüyorsun?

Bu soruya verdiğimiz yanıt, dünyadaki bugün var olan kutuplaşmayı ve kutupların hoşgörüsüzlüğünü anlamamıza yeter. Zengin-orta gelirli-fakir, beyaz yakalı-işçi, beyaz-siyahi derken kendimizce gruplar oluşturduk ve eğer ayrıcalıklı olanlardaysak onlara sımsıkı sarılıp kaldık. Oysaki farklı grupların birbirine karşı hoşgörülü olabilmelerinin ilk koşulu bir araya gelmeleri, konuşmaya ve birbirlerini dinlemeye başlamaları. Biz bunu başarabilir miyiz?

Bunun farklı yolları var. Güney Afrika, Hindistan, İsrail-Filistin, Amerika farklı gruplar arası etkileşimin artırılmaya çalışıldığı çeşitli projelere şahit oldular ve oluyorlar. Ama Makedonya’nın Tetovo Eğitimci Projesi, farklı etnik gruplar arası diyaloğun ve hoşgörünün artırılmasında başarılı bir model olarak anılıyor. Bu 3 yıllık proje sonradan Bosna-Hersek’te de 6 yıllık bir proje olarak uygulamaya alındı.

Tetovo Eğitimci Projesi Makedonya’da 2002’de Karuma Barış Merkezi öncülüğünde başladı. Tetovo Makedonya’nın 2001’de bağımsızlığını kazanmasının ardından etnik gerilimin korkutucu seviyeye geldiği, hatta sivil savaşa doğru gitmeye başladığı bir şehirdi. Gerginlik ve şiddet, şehirdeki Makedon çoğunluk ve nüfusun %25’ini oluşturan ve eğitimsel, ekonomik ve politik fırsatlar konusunda ayrımcılığa uğradığını savunan Arvavut grup arasındaydı.

Program şu prensiple başladı: Bir toplumu etkileme potansiyelinin en yüksek olduğu yer neresidir? Cevap okullardı. Tetovo’dan toplam 24 öğretmen seçildi: 12 Arnavut, 12 Makedon. Bu öğretmenler tam iki yıl boyunca çeşitli zamanlarda bir araya getirildi, uzlaşı metodları konusunda eğitildi ve birbirleriyle konuşmaları, birbirlerinin deneyimlerini dinlemeleri sağlandı. Örneğin bir Makedonyalı öğretmen Arnavut bir öğretmenin tıp bölümüne kota haksızlığından dolayı kabul edilmediğini veya Makedon polisi tarafından sürekli tehdit edildiğini birinci ağızdan dinleme fırsatını ilk kez buldu. Birlikte çatışmaların ana sebeplerini anlamaya çalıştılar ve hem okullarındaki hem de toplumlarındaki diğer bireylerin hoşgörü seviyesini artırmak için projeler tasarladılar. Bu projeler basına da sunuldu. Daha sonra bu öğretmenler kendi toplumlarındaki barış liderleri olarak seçildi. Öğretmenlerden daha iyi bir aday olabilir miydi bunu yapabilmek için? Çünkü onlar hem kendi öğrencileriyle hem de mahalleleriyle diyalog egzersizlerini yapabilecek en iyi adaylardı.

Projenin katılımcısı olan öğretmenlerden biri şunları söyledi: “Başta birbirimizin gözlerine bile bakamıyorduk. Şimdi kardeş gibiyiz… Yaşamlarımızı farklılıklarımıza saygı duyarak birlikte inşa ediyoruz. Bu, insanlığın nadir bir hediyesi…”

Tetovo projesinin oluşturulmasına yardımcı olan teorilerden biri, gruplar arası etnik-politik çatışmaları açıklamaya çalışan sosyal kubizm modeli. Bu model, bize gerilimlerin sebeplerine birbirinden ayrılamaz altı kategoride bakmamızı söyler: Tarih, din, demografik yapı, kurumsal ve kurumsal olmayan davranış, ekonomi ve psikokültürel faktörler. Bu altı yapı anlamak ve analiz etmek için yeterince karmaşık. Ama bize tüm gerilimin ve kutuplaşmanın bir günde başlamadığını hatırlatması açısından önemli. Dolayısıyla çözüm olarak da bir günlük, bir aylık, bir yıllık süreler tanımlarsak kendimizi kandırmış oluruz. Kapsamlı bir hoşgörü ve diyalog programı Makedonya’da 3 yıl aldı. Türkiye’de ne kadar sürer dersiniz?

Eğer fırsatımız olursa, biz de bilmediğimiz bir mahallede yürümekle, bir kapı çalmakla, tanımadığımız yüzlerle ve düşüncelerle karşılaşmakla başlayabiliriz hoşgörü yolculuğuna. Belki de bu, toplumu olmasa da kendimizi yeniden inşa etmemize başlangıcımız olur.

Referans:

Craig Zelizer (2009) Building Peace: Practical Reflections from the Field kitabından bölüm: Paula Green and Olivia Stokes Dreier. Promoting Ethnic Tolerance and Cultural Inclusion in Macedonia: The Tetovo Educators Project.

Başlangıç Noktası E-bülten

Merak etmeyin. Asla Spam yapmıyoruz.

İlginizi çekebilir
EkonomiEtikPolitika

Yapay Zeka, Sosyalizmi İşler Hale Getirebilir mi?

DünyaEtikSürdürülebilirlikUzay

Evrendeki Yerimizi Anlamak

EtikMakine ÖğrenmesiYapay Zeka

Yapay Zeka Yaratıcıları Neden Bilinç Çalışmalı?

EtikSürdürülebilirlik

STK'larda Sürdürülebilirlik

Başlangıç Noktası E-bülten

Merak etmeyin. Asla Spam yapmıyoruz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir