Konu: Gelişen teknolojilerle beraber pek çok mesleğin otomasyona uğrayıp yok olması, aynı zamanda yeni mesleklerin ortaya çıkması bekleniyor. Günümüz meslek düzeni nasıl bir şekil alacak sorusuna henüz bir cevap bulunmuş değil.
İşlerin otomasyona uğramasıyla ilgili beklentiler neler? Mesleklerin değişimiyle ilgili bakış açıları ikiye ayrılıyor: Meslekler üzerine odaklananlar ile meslekleri oluşturan görevler üzerine odaklananlar. İlk bakış açısı, özellikle rutin işler barındıran mesleklerin yok olmasını ve 21. yüzyıl becerilerine daha çok ihtiyaç duyan yeni mesleklerin oluşmasını bekliyor. Ancak bu perspektif bize pek tutarlı bir tahmin sunamıyor. İkinci bakış açısı ise mesleklerden ziyade onları oluşturan görevlere odaklanmamızdan yana. Bazı görevler otomasyona uğrayacakken bazılarını yapmaya devam edeceğiz. Böylece hepimizin yaptığı iş bir noktada etkilenecek, ama ilk bakış açısında söylendiği gibi dramatik krizler oluşmayacak.
Bakış açısı 1: Tartışmanın bir ucunda, pek çok mesleğin toplu halde yok olacağı ve yeni mesleklere ihtiyaç olacağı düşünülüyor. Michio Kaku’nun kısa ve öz söylediği gibi, 3-D mesleklerin yok olması bekleniyor: Dull (sıkıcı), dangerous (tehlikeli) ve dirty (kirli). Bu kaybolan meslekler yerine ise özellikle servis sektöründe, yaşlanan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak üzere ve gelişen teknolojilerde çalışması için yeni meslekler oluşacak. Ancak net değişimin ne olacağı konusunda kurumlar ciddi bir görüş ayrılığı yaşıyor. Örneğin, McKinsey, 2030’a kadar yeni oluşacak mesleklerde çalışacak 390–590 milyon arasında iş gücüne ihtiyaç duyulacağını tahmin ediyor. Dünya Ekonomik Forumu ise 2016 ‘Future of Jobs’ raporunda 7.1 milyon kişinin mesleğinin otomasyona uğrayacağı ve 2 milyon kişiye yeni mesleklerde ihtiyaç duyulacağını hesaplamış (çalışma, dünyada çalışan nüfusun %86’sına sahip 15 ülkeyi kapsıyor). Dolayısıyla, birinci bakış açısında yok olacak ve ortaya çıkacak meslek türleri ve sayıları henüz tahmin edilmesi güç bir denklem.
Bakış açısı 2: İkinci ve daha çok desteklenen bakış açısı ise, mesleklerden ziyade onları oluşturan görevlere odaklanmamız gerektiği. Örneğin, bir satış temsilcisinin işi müşteriyi karşılama, sorulan sorulara cevap verme, işyerini gerektiğinde temizleme, ürünün özelliklerini anlama ve gösterme gibi çeşitli görevlerden oluşur. McKinsey Global Institute’un bu konuda yaptığı çalışma, 800 mesleği yaklaşık 2.000 göreve ayırdı. Bu görevlerin hepsinin birdenbire otomasyona uğraması yerine bazı görevlerin otomatikleşmesi çok daha muhtemel. Bu bakış açısıyla baktığımızda, mesleklerin sadece %5’inin tamamen otomasyona uğrayıp yok olması bekleniyor. Geri kalan çoğunluk meslek grubunun ise rutin kısımları otomatikleşecek ve böylece hem yaptığımız işten daha fazla keyif alabileceğiz hem de verimliliğimiz yükselecek. Şu an işlerimizde yaptığımız görevlerin yarısının 2055’e kadar otomasyona uğraması bekleniyor. Ama bu 2055 yılı konusunda kesin bir şey söylemek zor, 20 yıl öne veya geriye çekilmesi mümkün.
Son söz: Farklı senaryolar söz konusu olsa da, bu senaryolar bir günde ortaya çıkmayacak. Mesleklerin aşama aşama değiştiğini görmemiz daha muhtemel. Gelecekle ilgili pek çok tahmin yapılsa da yapılan rakamsal tahminler muhtemelen daha önce pek çok global olayda gördüğümüz gibi yanlış olacak. O yüzden şu anda kaç meslek veya görev grubunun otomasyona uğrayacağını yanlış şekilde tahmin etmek yerine, insan gücümüzü değişen ekonomik koşullara uyum sağlamak üzere eğitmeliyiz. Bu uyum yeteneği ve öğrenmeyi öğrenme becerisi ülkemizi ve dünyayı geleceğin ekonomisine hazırlayan asıl güç olacak.