Perry Chen
Yancey Stricler
Charles Adler
Bu isimler size pek tanıdık gelmeyebilir. Ama ilk akıllı saatlerden Pebble ya da ünlü sanal gerçeklik oyun kiti Oculus Rift desem ve bu üç kişinin bu tip projelerin kitleler tarafından fonlanmasını sağlayan Kickstarter’ın kurucuları olduğunu söylesem birçoğunuzun tanımaktan memnun duyacağı insanlar olacağından şüphem yok.
Tabii ki hikayenin geçmişi çok eskilere dayanıyor. 1800’li yıllarda ABD’nin Özgürlük Heykeli’nin yapımı için oluşturulacak üssün parasını karşılamaması ile birlikte Joseph Pulitzer bu sürece dahil oluyor. Dünyanın en etkili ilk kitlesel fonlama kampanyasını The New York World gazetesi üzerinden Pulitzer başlatarak, 5 ayda 160.000 dolar bağış toplanmasını sağlıyor. Biz de kendimizi o ünlü heykeli bütün Amerikan filmlerinin sembolü olarak izlerken buluyoruz.
90’larla birlikte ise çeşitli sanatçıların hayranlarından bağış topladığı olaylar gerçekleşmeye başlıyor ve 2006 yılında ilk kez Michael Sullivan kitlesel fonlama söylemini, hayata geçirmek için bağış toplamaya çalıştığı ama başaramadığı bir vide blog projesiyle literatüre sokuyor.
2000’li yılların başında da Dünyanın başka bir yerinde Perry Chen müzisyen olarak sanatçıların para kazanmalarındaki zorluklar ve risklerle sürekli yüzleşiyordu. Sanatçıların performanslarını sergilemek için riskli yatırımlar yapmaları yerine, aldıkları destek orantısına göre performans göstermelerini, yoksa da minimum riskle sanatlarını icra etmelerini istiyordu. Hem bu şekilde sanatçının biletlerini alacak olanlar da son dakika sürpriziyle karşılaşmadan ödemelerini garanti altına alacaktı. Bu şekilde problem yaşayan binlerce sanatçı olduğu ortadaydı.
2007 yılı itibariyle Chen sırasıyla Yancey Stricler ve Charles Adler’le birlikte bir araya gelip bu problemi kitlesel fonlama modeline dönüştürme fikri arzusuyla harekete geçtiler. Yazılım, tasarım derken ilk yatırımcıları ve ünlü sanatçı Tobias Fünke’nin desteğiyle 2009 yılında Kickstarter online platformunu hayata geçirdiler. Bu sırada gerçekleşen bazı popüler etkinliklerin iptaliyle birlikte izleyicilere ve sanatçıların hayranlarına istedikleri etkinliklerin engellenmesine izin vermeme gücünü gösterebileceklerine inançları daha da arttı.
Ama sanılmasın ki platformu kurdukları gibi yaratıcı projeler hızla yayına alındı ve gerekli destekleri topladı. O dönemlerde kitlesel fonlama terimi dahi konuşulmuyordu ya da böyle bir şeyi kimin kullanacağı ile ilgili kimsenin fikri yoktu. Sadece hayal güçlerine bağlı kalarak ilginç projeler, fikirler bu şekilde kitleler sayesinde fonlanabileceği gerçeği ortaya çıkmıştı.
Hatta size ilk çıkan Kickstarter projelerini paylaşayım:
- Bir tanesi 1.000 dolar desteğe ihtiyaç duyup bunu tamamlayamayan “Grace Jones Does Not Give A Fuck.”projesi
- Diğeri de 20 dolar desteğe ihtiyaç duyup 3 kişiden 35 dolar toplayan “Drawing for Dollars” Mutlaka bir göz atın.
Bugün dahi çoğunlukla destek arayan projeler 10.000 doların altındadır. Kickstarter’ın patlaması ise kuruluşundan sonraki üç yıl içinde gerçekleşti. İlk milyon dolarlık proje “Iphone’lar için en iyi dok” olan Elevation Dock ile oldu. 12.000’den fazla destekçi üretildiğini görmek için bir milyon dolar verdi. İkinci proje ise yine aynı dönemde bir oyun geliştiricisinin projesi oldu. Broken age adlı oyun için hazırlanmak istenen bir online platform için bağış istenmişti. Sadece oyuna para vermeyen hatta oyunun kendi dünyalarına dahil olmasını sağlamak için para ödemeye razı kişiler olduğunu bu proje gösteriyordu. 3 milyon dolardan fazla bir finansman oyuncular tarafından karşılandı. Hatta oyun kategorisi bugün itibariyle Kickstarter’ın en çok finanse edilen kategorisidir ve 1 milyar doların üzerinde yeni oyun projelerine fon toplanmıştır. Oyun yaratımı gibi zor ve maliyetli bir süreci birkaç yüz destekçi ile birlikte gerçek kılmak çok daha mümkün hale gelmiştir.
Şu anda 10. Yılında olan Kickstarter kapalı davetle girilen bir komünite olarak başladığı yolculuğunda yaratıcı projeleri finanse etmek ve yeni işler başlamasına destek olmak için 4 milyar dolardan fazla fonun internette dünyanın her yerinden bağlı olan farklı demografilerdeki destekçiler tarafından toplanmasına vesile olarak çok büyük bir iş başarmıştır. İçlerinde Ercan Erciyes gibi Türk girişimcilerin de Monument gibi başarılı projeleri fonlattığı yaratıcı projelerle birlikte hayal kırıklıklarıyla sonuçlanan projeler de olmuştur. Neyin finanse edilmeye değer neyin işe yaramaz olduğuna karar verme lüksü olan milyonlarca destekçi ise bambaşka bir deneyimi avuçlarının içinde bulmuşlardır.
Arıkovanı, fongogo, fonbulucu gibi Türkiye’de de kitlesel fonlama platformları yaygınlaşmakta ve binlerce insanı yaratıcı bünyeleri desteklemek için tek bir yerde toplamaktadır. Hatta ben de yüksek lisans hocam Mehmet Tığlı’nın kısa film projeleri sayesinde bu platformlarda aktif destekçi olma şansını elde ettim ve destek verdiğim projelerin uluslararası festivallerden ödülle döndüğüne şahit oldum. Yaşadığım deneyim ve çıkan sonuçların etkisi ise platformları aktif olarak kullanmada motive ediciydi. Bu da Emily Richmond gibi dünyadaki bir yelken gezisini finanse etmek için proje yaratan insanların hayallerine kavuşmasını sağlayacak kadar sürdürülebilir bir etki doğuruyordu.
Kitlesel fonlama, her çeşit projenin finansmanını sağlama işini kolaylaştırmakla kalmadı kitlelerin desteğiyle Oscar’a dahi aday olacak film projelerinden tutun da Detroit’e Robocop heykeli inşa etme fikrine kadar yaratıcı bünyelerin tutunacağı çok önemli bir dal oldu. Sadece Kickstarter üstünden 16 milyon dünya vatandaşının projelere destekçi olduğunu, sadece bir diğer kitlesel fonlama platformu gofundme üzerinden 5 milyar dolardan fazla fon toplandığını unutmayalım.
Bonus:
Crowdfunding.com üzerinde yayınlanan en popüler kitlesel fonlama platformları ve karşılaştırmaları: