Bir önceki makalemizde CBDC’lerin kriptoparalar açısından avantaj ve dezavantajlarını açıklamaya çalışmıştık. CBDC serisinin üçüncü makalesi olan “CBDC modelleri”, kripto paralar, bankacılık ve fintech başta olmak üzere diğer sektörler açısından CBDC’lerin ne gibi avantaj ve dezavantajlar sunduğunun anlaşılması noktasında önemli veriler sunuyor.
CBDC modelleri ile ilgili açıklamalara geçmeden önce Bech ve Garrat’in 2017 yılında Venn diyagramında görselleştirdiği “Para Çiçeği: Paranın Sınıflandırması” isimli çalışmalarında CBDC’lerin yerini görmek CBDC konseptini anlamamızı kolaylaştıracaktır.
Yukarıdaki sınıflandırmada koyu gri ile gösterilen bölgeler CBDC’lere karşılık gelmektedir. Bu görselden hareketle CBDC’ler Merkez Bankaları tarafından piyasaya sürülen, dijital, genel kullanım için hesap ya da token temelli ya da toptan token temelli para birimleridir.
Alternatif Teknolojiler: DLT, Blokzincir
CBDC’lerin blokzinciri tabanlı geliştirilip geliştirilmeyeceği konusu CBDC modelleri ile ilgili tartışılması gereken ilk ve en önemli konu. Bitcoin ile birlikte geniş kitlelerin tanıdığı ve sağladığı avantajlar ile birçok sektörde kullanım alanları ile dikkatleri üzerine çeken blokzinciri teknolojisi önceki makalemizde de belirttiğimiz üzere CBDC sürecinin önemli çıkış noktalarından birini oluşturuyor.
CBDC teknolojisi geliştirme noktasında önemli çalışmalar yapan ve diğer ülkelere nazaran oldukça ileri bir noktada olan Çin, blokzinciri tabanlı ulusal dijital para birimi “DCEP”i (Dijital Yuan) farklı eyaletlerinde test etmeye başladı.
Dağıtık Defter Teknolojisi’nin (Distributed Ledger Technology / DLT) kullanıldığı DCEP klasik anlamda bir blokzinciri teknolojisi olarak tasarlanmadı. DCEP, merkezi tasarımı yönüyle kriptopara konseptinden uzaklaşıyor. Önümüzdeki günlerde 10 milyon Yuan değerinde DCEP, Shenzen bölgesinde bulunan vatandaşlara dağıtılacak.
Türkiye de strateji belgesinde açıkça ifade ettiği üzere blokzinciri tabanlı CBDC geliştiren ülkelerden biridir. Bununla birlikte son günlerde ‘Dijital Euro’ projesi çerçevesinde CBDC’ler ile ilgili arka arkaya raporlar yayımlanan Avrupa’da ve ‘Dijital Dolar’ tartışmalarının sürdüğü Amerika’da henüz CBDC’ler ile ilgili somut bir adım atılmadı. Dolayısıyla Dijital Euro bağlamında Avrupa ülkelerinde ve Amerika’da CBDC’lerin hangi teknoloji ile geliştirileceği net olmamakla birlikte DLT, blokzinciri teknolojileri şüphesiz en güçlü aday.
Blokzinciri tabanlı geliştirildiği takdirde CBDC’lerin ne kadar merkeziyetsiz tasarlanacağı, temel hak ve özgürlüklerden olan özel hayatın gizliliği bağlamında kullanıcılar için ne ölçüde gizlilik sağlanacağı, sınırlı arz stratejisinin mi, esnek arz stratejisinin mi benimseneceği, mevcut bir blokzinciri, DLT teknolojisinin mi kullanılacağı yoksa yeni bir blokzincir üzerinde mi inşa edileceği, dağıtımının nasıl olacağı gibi konular CBDC mimarisi / modelleri ile ilgili önemli konular.
Hesap Temelli, Token Temelli CBDC’ler
Deutsche Bank Varlık Yönetimi tarafından Eylül 2020’de yayımlanan “CBDC: Money Reinvented” isimli raporda CBDC’lerin amacına ve özelliklerine göre temelde üçe ayrıldığı ifade edilmiştir;
- Genel Kullanım (Hesap Temelli): Bireylerin hesapları merkez bankasında tutulur. Merkezi bir kayıt defteri tarafından işlem doğrulandıktan sonra işlemler doğrudan merkez bankası aracılığıyla yapılır.
- Genel Kullanım (Token Temelli): Merkez Bankası genel kullanım için bir dijital token piyasaya sürer. Dijital token nakit benzeri transferlere, işlemlere izin verir.
- Toptan Kullanım (Token Temelli): Bankalara ve diğer finansal kuruluşlara sınırlı erişim sağlanır. Ticari bankaların hesaplarını merkez bankalarında tuttuğu bir sistem. CBDC’ler bankalar arası ödemeler, menkul kıymet ödemeleri gibi toptan ödemeler için geliştirilmiştir.
Deutsche Bank’ın raporunda yer alan yukarıdaki her bir CBDC modelinin finansal kuruluşlar ve bireysel kullanıcılar açısından pratikte önemli sonuçları var. Hesap temelli CBDC modelinin benimsendiğini düşünürsek bankalar gibi çok sayıda aracı finansal kuruluş önemli ölçüde işlevsiz hale gelecektir.
Bu kuruluşlar için yeni iş tanımlamalarının yapılması gerekecek ve geleneksel finansal kuruluşlar ciddi dönüşümler geçirecektir.
Dağıtım ve Merkez Bankası’nın Sorumluluğu
CBDC modelleri ile ilgili bir diğer önemli konu piyasaya sürülecek dijital paranın dağıtım stratejisinin nasıl olacağı konusudur. Kriptopara ekosisteminde “tokenomics” olarak kavramsallaştırılan ve blokzinciri tabanlı bir kriptopara biriminin arz ve talep karakteristiğini anlamak için kullanılan bir kavram mevcut.
Blokzinciri, DLT tabanlı akışkan, esnek ve hızlı işlem kapasiteli varlıklar olarak CBDC’lerin nasıl bir dağıtım stratejisi ile piyasaya sürüleceği, arz ve talebin nasıl dengeleneceği CBDC deneyinin başarıya ulaşması adına oldukça önemli konular.
Bu noktada CBDC modelleri ile ilgili diğer bir önemli konu da dağıtım mekanizmalarında Merkez Bankası’nın alacağı sorumluluğun niteliği ile ilgilidir.
Yukarıdaki görselde CBDC’lerin geliştirilmesinden son kullanıcıya ulaştırılması aşamasına kadar kamu, özel sektör paydaşlığına ilişkin olasılıklar yer alıyor.
Bu tedarik zincirinde merkez bankalarının rolü, liberal bir ekonomi modelinin mi tercih edileceği yoksa çok daha merkezi, kontrol merkezli bir ekonomi modelinin mi tercih edileceği konusu ile yakından ilgili olmakla birlikte bu zincirde yer alan özel sektör kuruluşlarını ve bireyleri doğrudan etkileyecek.
Gizlilik
Günümüz teknoloji toplumunda, gözetim teknolojilerinin sayısındaki artışla birlikte temel hak ve özgürlüklerden biri olan özel hayatın gizliliği hiç olmadığı kadar önemli bir konu haline geldi.
Özel hayatın gizliliği bağlamında nakit para ideal bir ödeme aracı iken, CBDC ile dijitalleşen para birimi etkili bir gözetim aracına dönüşebilir. Bu nedenle CBDC modellerinin gizlilik konusunda sunacağı güvenceler son derece önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor.
CBDC modelleri geliştirilirken özel hayatın gizliliği bağlamında nakit paranın sağladığı yüksek seviye gizlilik seçeneğinin kullanıcılara sunulması bu teknolojinin bireylere karşı bir silaha dönüştürülmemesi adına önem arz ediyor.
Sonuç
Para insanlık tarihi boyunca, icat edildiği M.Ö. 7. yüzyıldan bu yana, siyasi, ekonomik, sosyal yapılar üzerinde önemli bir etkiye sahip oldu. İç ve dış egemenliğin en önemli göstergelerinden biri olan paranın geçirdiği evrimler siyasi, sosyal ve ekonomik yapıları önemli ölçüde dönüştürdü.
Bugün blokzinciri teknolojisi ve Bitcoin, paranın dönüşümünde devrimsel bir eşik olarak önümüzde duruyor. Topluluk desteğiyle ve arkasındaki blokzinciri teknolojisinin sunduğu çözümle bireysel ve kurumsal benimsenme oranı katlanarak artan Bitcoin ve kriptoparalar, CBDC sürecinin katalizörü oldu.
Bu yönüyle CBDC’ler paranın evriminde tarihsel olarak önemli bir yere sahip. Paranın formunu ve işleyişini önemli ölçüde değiştirecek CBDC’lerin geliştirilme sürecinde nasıl bir yöntem izleneceği ve CBDC’lerin ne tür bir model üzerine inşa edileceği sorusunun cevabı bireyler, kurumlar ve finansal kuruluşlar başta olmak üzere özel sektör kuruluşları için özel bir anlam ifade ediyor.
CBDC’lerin geliştirilme süreçleri ve Merkez Bankaları’nın nasıl bir CBDC formu benimseyeceğine ilişkin halihazırda çok sınırlı bilgiye sahibiz.
Bu makalede CBDC ile ilgili, yetkin kuruluşların hazırladığı raporlardan ve kamuoyuna yansıyan CBDC projelerinden hareketle muhtemel CBDC modelleri ve potansiyel etkileri açıklanmaya çalışılmıştır. Oldukça kapsamlı ve teknik bir konu olan CBDC modellerinin, siyasi, sosyal ve ekonomik kurumlarımızın geleceğinde önemli bir yeri olacak.
Bu yazı alıntıdır.