“The Future of Money” adlı kitapçığı okuyup sizinle paylaşmak istediklerimi derlediğim yazı serisinin üçüncüsüne hoş geldiniz ☺️
2009 yılında Satoshi Nakamoto ismini kullanarak bir kişinin ya da grubun anonim bir biçimde ortaya koyduğu Bitcoin makalesi ile ortaya çıkan blokzincir felsefesi, ilk bitcoinler aradan geçen 10 yıl boyunca çok konuşuldu ve tartışıldı. “stablecoin” denen “stabil kripto para” çıkmasıyla onlarca ülkenin ve BigTech’lerin gözünü üstüne çeken bir yanı daha oldu. Öyle ki Facebook 2019 yılında Libra isimli dijital parasını büyük bir konsorsiyum ile birlikte duyurdu.
Paranın tam anlamıyla dijitalleşmesinin sağlanacağı bir geleceğin ve büyük teknoloji şirketleri kendi dijital para birimlerini çıkarma yolunda ilerlediğini artık her gün konuşuyoruz.
İşte tam da “Future of Money” makalesinin bu noktayı ele aldığı çarpıcı kısımda merkez bankaları ile teknoloji devi şirketlerin stabil kripto paraları kullanma durumlarındaki fırsatları ve tehditleri incelediğini görüyoruz.
Büyük teknoloji şirketlerinin stabil kripto paraları kullanımında alternatif dijital para biçimlerine ve geleneksel paraya kıyasla belirgin avantajları olduğu görülüyor. Bunların ilki, Bitcoin gibi ilk nesil kripto para birimleri ile karşılaştırıldığında stabil kripto para çıkaranlar, bu sanal paralarının fiyat istikrarını güvenli varlıklar ile destekleyerek garanti ediyor. Ek olarak makalede merkez bankasının parasına kıyasla stabil kripto para çıkaran kurumların kullanıcılarına bu sanal paralara kolayca erişebilecekleri, bölgesel sınırların rol oynamadığı bir platform sağlayabilmesinin üstünde duruluyordu.
Bu kadar değerli fırsatların yanında bu alana adım atmaya çalışan teknoloji devi şirketlerin kişisel veriler ile yaşadığı problemler defalarca mahkemede ve sosyal medyada gündeme geldi. Teknoloji devi şirketlerin stabil kripto paraların üzerinde ortaya çıkaracağı bir tekelleşme durumunun olup olamayacağı, kullanıcı verilerinin kötüye kullanılmasını engelleyecek hukuki çözümlerin ve düzenlemelerin nasıl bir etki uyandıracağı da akılları kurcalayan sorulardan birkaçını temsil ediyor.
Bu gibi sorular akılları kurcalarken stabil kripto paralara olan talebin artışına merkez bankaları ve düzenleyici otoritelerin nasıl tepki vereceği elbette merak uyandırıyor. Makale tamamen özel sektörün veya devletin yönettiği sistemler yerine, artılar ve eksileri tartıldığında kamu & özel sektör iş birliği ile hibrit bir çözüm olabileceği teorik olarak çok iyi işlenmiş.
Fırsatlar ve tehditler göz önünde bulundurulduğunda sizce önümüzdeki yıllarda nasıl bir çözüm hayata geçirilebilir? Düşüncelerinizi ve yorumlarınızı paylaşırsanız çok sevinirim. ☺️
Bu yazı alıntıdır.