Türkiye’de Bilgi ve İletişim Teknolojileri sektörü hızla büyüyor. 9 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan bilgi teknolojileri alanında ise yazılım ve hizmet kalemleri dikkat çekiyor. Pazar büyüklüğü 5,8 milyar dolara ulaşan yazılım ve hizmet sektörü 650 milyon doları aşan ihracat payıyla öne çıkıyor. Bu hızlı büyüme, sektör oyuncularını değişime zorluyor.
Dijital çağ ile birlikte pek çok sektörü yeniden inşa eden bilgi ve iletişim teknolojileri, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de dijital dönüşüme öncülük ediyor. Orta ölçekli işletmelerden büyük kurumsal şirketlere kadar etkisini gösteren bu dönüşüm, bilgi teknolojileri sektöründe yüksek katma değerli yazılım ve hizmet alanlarının ihracattaki payını da artırıyor. Veri analitiği alanında uzmanlaşan CALIGO’nun incelediği TÜBİSAD Bilgi ve İletişim Sektörü Pazar Verileri Raporu’na göre Türkiye’nin bilgi teknolojileri sektöründeki hizmet ihracatı 51,4 milyon, yazılım ihracatı ise 602 milyon dolara ulaştı. Yazılım sektöründeki söz konusu hızlı büyümenin devam etmesi için özellikle küçük danışmanlık şirketleri, IT uzmanları ve hizmet alan şirketlere büyük sorumluluklar düşüyor.
Hizmet ve yazılım ihracı 1 milyar doları aşacak
Yazılım sektöründe menşei Türkiye olan ürün ve hizmetlere dikkat çeken CALIGO Kurucu Ortağı Muharrem İşeri, “Yerliliğin yazılımda yüzde 81, hizmet alanında ise yüzde63 olduğunu görüyoruz. 2018 yılında bu alanlarda yapılan ihracatın 650 milyon doları aşması Türkiye’nin yazılım ve hizmet sağlamadaki potansiyelinin ne denli yüksek olduğunu kanıtlar nitelikte. Ülkemiz bilgi teknolojileri alanındaki yetkinliklerini her geçen gün bir adım daha öteye taşırken, bu rakamın 2020 yılının sonunda 1 milyar doları aşmasını bekliyoruz” dedi.
Yazılım alanında hizmet ihracatının yolu Hindistanlaşmaktan geçiyor
Türk yazılım sektörünün ihracat rakamlarını artırmak için kilit noktanın hizmet ve danışmanlık kategorileri olduğuna değinen Muharrem İşeri, “Bir dönem yazılım alanında “Çin’in düşük kaliteli” imajına atfen, Hindistanlaşmak diye tanımlamalar kullanılıyordu. Keşke Türkiye Hindistan gibi olabilse. Bu sayede yazılım alanında hem ürün hem hizmet ihracı yapar, aynı zamanda da bölgemizden güçlü markalar çıkartabiliriz” dedi.
Türkiye’nin yazılım sektöründeki potansiyelini verimli kullanmak için ürün ihracatı kadar hizmet ihracatının da ön planda tutulması gerektiğini vurgulayan Muharrem İşeri, Hindistan’daki çalışmaların örnek alınabileceğini ifade etti. İşeri, “Türkiye’nin Bilgi Teknolojileri alanındaki gelişiminde hizmet ihracatı, en az ürün ihracatı kadar önemli. TÜBİSAD verileri açıkça gösteriyor ki hizmet ihracatı 51,4 milyon dolarlık büyüklüğe ulaştı. Bu, azımsanamayacak kadar önemli bir rakam. Bu alanda feyz almamız gereken ülke ise Hindistan. Gartner’ın Şubat 2020’deki “Data and Analytics Service Providers” raporuna bakarsanız 20 kişilik listede 5 tane Hindistanlı danışmanlık firması görürsünüz. Milyar dolarlara ulaşan gelirleriyle bu şirketler sadece kendi ülkelerinde değil, dünyanın her yerine hizmet götürüp, katma değeri ise ülkelerine geri götürüyorlar. Uzun vadeli düşünerek, yapılan işin sadece maddi kazancına değil; kuruma, bize ve çalışanlarımıza neler katacağını ölçüp biçerek bizler de Türkiye’de bunu pekala yapabiliriz” şeklinde konuştu.
Yazılım şirketlerine ve çalışanlara büyük sorumluluk düşüyor
Türkiye’nin hizmet alanında gelişmesi için yazılım sektöründeki tüm paydaşların mevcut bakış açılarını değiştirmesi gerektiğine de değinen Muharrem İşeri, şunları aktardı: “Türkiye’de yazılım danışmanlığı alanında değer zinciri oluşturmak istiyorsak bu noktada müşteriler, çalışanlar ve yazılım/danışmanlık şirketlerine sorumluluklar düşüyor. Çalışanlar; kısa vadelerde elde edecekleri gelirden öte, gelişimlerini uzun vadeli destekleyen ve bulundukları yapının değer önermesine katkı sunabilecek şirketleri aramalılar. Şirketler ise günü kurtaran servis desteğinin ötesinde kurumsal hafızanın oluşması için mantalitelerini değiştirmeliler. Türkiye’de kurumların yazılım alanında hizmet sağlayan danışmanlık şirketlerinden beklentisi çoğunlukla “Body Shopping/Adam Kiralama” formu ile hayat buluyor. Ne var ki bu durum hem müşterilere hem de hizmet veren şirketlere uzun vadede zarar veriyor. Bunun için yapılması gereken yazılım alanındaki hizmet alımını bir know- how aktarımı olarak kurgulamak. Şayet IT çalışanları ve hizmet alan şirketler üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirirse sonraki adımda yazılım/danışmanlık şirketleri de bu değişime ayak uyduracak ve tüm sektör kalkınmaya başlayacaktır” dedi.
Teşekkürler,
Muharrem İşeri