Metaverse ve Nvidia’nın Omniverse gibi üç boyutlu sanal dünyalar tasarlanan platformlar yaratılmaya başlarken, makina öğrenmesine odaklanmış otomotiv de dijital ikiz yeteneklerini kullanmaya başladı.
Trafiğin ve daha fazlasının modellemesine yardımcı olacak dijital modellemeler, otonom sürüş için zorunlu olan sanal zekanın “tahmin ve takip” işlevlerini geliştirecek. Yani bir aracın ilerlemesinde çevresinde oluşabilecek tüm risklerin simüle edilmesi çok önemli. Fakat, bunun için AI fiziğini milyon-X hızında çalıştıracak süper bilgisayarlar da gerekiyor.
Gerçek dünyadaki öğelerin görsel temsillerini kullanarak geliştirme maliyetlerini ve karmaşıklığı azaltmak hedeflenirken, dijital ikiz modelleme, dünyanın fiziksel hayalinin, alternatif dünyaların motoru olacak.
Artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik ve çoklu GPU oluşturmanın yanı sıra altyapı ve endüstriyel dijital-ikiz yazılım uygulamaları için entegrasyonlarla sentetik veriler üretildiği takdirde, doğal dil anlama, öneri motorları ve simülasyon teknolojileriyle etkileşimli AI avatarları oluşturularak, otonom sistemleri geliştirenlerin deneyimlerini mobil AR ve VR cihazlarına etkileşimli olarak iyileştirmeleri mümkün olacak.
Yeni üç boyutlu dünyalar yaratılarak, fiziksel dünyamızı modelleyecek teknoloji ile fiziksel dünyada yapılanlardan daha fazlası sanal dünyalarda binlerce kez hızlı olarak denecek.
Robotize sürüş için fiziksel kopyaların analog ağ ile yan yana çalışan simülasyon modelleri dijital ikizleri ile geleceğin otonom otomobillerinin tasarlanmasını da, eğitilmelerini de ve sürekli izlenebilmelerini de yüzlerce misli kolaylaştıracak.
Sadece araçların değil yolların da akıllanması şartıyla, insanların işine yarayacak, konforunu güvenliğini arttıracak şekilde otonom sürüş için daha iyi simülasyon yetenekleri elde etmek, artık stratejik öneme kavuştu.
11-12 Kasım’da gerçekleştirilen 6. Uluslararası Otomotiv Mühendisliği Konferansı IAEC’nin “Otomotivde Değişim” oturumunda da otonom sürüş konusunda Türk mühendisliğini tüm dünyaya kabul ettiren ünlü beyinlerimiz, Adastec CEO’su Dr. Ali Ufuk Peker, AVL Türkiye’den Dr. Emre Kaplan ve Ohio State Üniversitesi’nden Prof. Dr. Levent Güvenç ile yaptığımız sohbette de, 11 milyar mil sürmesi gereken “doğrulama” çalışmalarındaki test simülasyonları, araştırma ve geliştirmelerinde bu digital-twins başlığı öne çıktı.
Şu anda ABD Michigan ve Romanya Bükreş’ta gerçek anlamda “tek başına yürüyen” Adastec’in otonom sürüş platformu flowride.ai’yi taşıyan Karsan elektrikli Atak, dünyada ilk OEM 4. seviye tam boy sürücüsüz otobüs olarak rotalarını çizmeye devam ediyor.
AVL’nin geliştirdiği Platooning teknolojisi de, bir çok yerde ağır vasıtaların lojistik merkezler arasında konvoy oluşturarak sürücü kontrolü olmadan uzun menzilleri aşmaya başladı.
Ohio State Üniversitesindeki otonom ve bağlantılı sürüş laboratuvarlarında ise, özellikle asıl ihtiyacı olan görme engelliler, yaşlılar ve otomobil kullanamayanlar için ulaşım imkanlarında fırsat eşitliğini herkese ulaştırmak için çaba gösteriliyor. Columbus, Easton ve Linden yerleşimlerinde özel parkurlarda sürücüsüz akıllı otonom “mekik”lerle “son kilometre” toplu taşıma ve sosyal içerikli servisler başarıyla gerçekleştiriliyor.
Şu anda belirlenmiş rotalarda oluşturulmuş çok boyutlu haritalar ve sabit çevre içinde güvenli bir şekilde operatör olmadan otonom sürüş yapılabilse de, kenardan yola çıkabilecek yayalar ve diğer hareketli objelere göre belirsizlik senaryolarının tüm olasılıklarıyla sisteme “yüklenmesi” gerekiyor. Algılamanın derin öğrenme ile “dünyanın aynısı” olarak kaydedilmesinin, canlı içeriklerin simülasyon ortamına aktarılabilmesi şart. O sebeple de davranış tahmini ve sanal doğrulama işinin, otonom sürüşün resmen gerçekleşebilmesi için şu anda en çok zaman ayrılan konu olduğunun altı çiziliyor. Sanal ikizlerin geliştirme zamanı ve maliyetine olan katkısının büyüklüğüne göre de, Level 5 kabiliyetinde tam otonom sürüşün ne zaman başlayacağı da belli olacak.
Bu yazı alıntıdır.