Nedir?: Tüm dünyada geleceğin yetkinliklerine sahip çalışanlara olan ihtiyaç büyüyor. Özellikle teknoloji alanında hızla değişen becerilere sahip çalışan sayısı ihtiyacı milyonları buluyor. Bu ihtiyacı karşılamak eğitim sistemlerinin görevi. Fakat eğitim alanındaki üç temel sorundan dolayı yeni ihtiyaçlara cevap verilemiyor. Bu yazıda, eğitim sistemlerindeki temel sorunlar ve bunlara sunulabilecek çözümleri inceledik. Kullandığımız kaynak, McKinsey & Company’nin katkısıyla hazırlanmış olan “Future Skills” raporu.
- Hem ‘geleceğin yetkinliklerinin’ ne olacağıyla ilgili hem bunların nasıl geliştirebileceğiyle ilgili, hem de geliştirilen becerilerin işverene anlatılmasıyla ilgili kullanışlı platformlar neredeyse hiç yok: Geleceğin yetkinliklerinin ne olacağıyla ilgili pek çok parça parça araştırma olsa da bunları herkes için anlaşılır şekilde sunan platformların eksikliği ilk sorun. İkinci sorun ise bugün bu yetkinlikleri geliştirmek için pek çok içerik olsa bile bunların şeffaf bir şekilde karşılaştırılmasının zorluğu. Örneğin, Almanya’da beceri geliştirme platformu olan ‘Suchmaschine des Deutschen Bildungsservers für Weiterbildungskurse’da ‘Büyük Veri’ diye araştırma yaparsanız, karşınıza 193 kurum tarafından sağlanan 6.377 sonuç çıkıyor. Bir kullanıcının şu an kendisinin hangi seviyede olduğunu bilmesi, buna göre de sonuçları karşılaştırıp en iyi seçeneğe karar verebilmesi için oldukça karmaşık bir durum söz konusu.
Benzer bir durum Türkiye’de de var. İnternette pek çok açık kaynak olmasına rağmen, Kodluyoruz olarak pek çok gençten ‘Nereden başlayacağımı bilmiyorum’ diye mesajlar alıyoruz. Üstelik online dersler her şeyin çözümü de olmuyor. Bootcamp’lerimizden mezun olan bir öğrencimizin yazdığı şu geri bildirim hepimizi düşündürdü: “Her zaman hangi alanda çalışmalıyım diye sorardım kendime. Sonra yapay zeka alanında karar kıldım. Kitaplar okudum, Udemy’de kurslar aldım bitirdim. Kendimi yeterli görüyordum. Online kursta aldığım bilgilerin yeterli olacağını düşündüm. Bootcamp’te gördüğüm eğitim ise beni çok farklı yere taşıdı. Daha önce hiçbir şey öğrenmediğimi fark ettim. Şimdi ise bir projenin nasıl yapılacağını hangi adımlar izleyeceğini bile öğrenmiş oldum. Beni bambaşka bir boyuta taşıdınız. Teşekkürler.”
Olası Çözüm:
- Amerika’daki Portfolium, kullanıcıların sadece okul diplomalarını değil, aynı zamanda yaptıkları projeler, kendi başlarına tamamladıkları kurslar gibi bilgilerin bir portfolyo şeklinde sunulmasına imkân sağlıyor. Aynı zamanda, partneri olduğu https://www.instructure.com/ yoluyla işverenle iş arayan kişinin bu portfolyo üzerinden eşleşmesini yapıyor. Platformda, işverenler bekledikleri becerileri açık açık kullanıcıya belirtmek zorunda.Okullarda ve üniversitelerde güncel içerik ve bu içeriği aktaracak yeterli kadro yok: Teknoloji alanında becerilerin sürekli yenileneceğini ve bu alanda ciddi bir beceri açığı oluşacağını biliyoruz. Ancak bugün okullar ve üniversiteler yeterli hızda ve düzeyde içerik sağlayamıyor. Özellikle üniversitelerdeki eğitmenlerden sektörün hızına yetişmelerini beklemek büyük haksızlık. Bunu tüm eğitim sisteminin kabullenip kendilerini esneklik sağlayacak yapılarla entegre olmaları gerek.
Olası Çözümler:
- Okul ve üniversitelerin kullanabileceği geleceğin yetkinlikleri içerikleri geliştirilmeli.
- Hayat boyu öğrenme için tek bir konuda özelleşen değil, farklı disiplinlere hakim kişilerin yetişmesine destek olunmalı. Bugün üniversitelerde ciddi bir ‘özelleşme’ var – kendi disiplinin haricinde bilgi sahibi olan öğrenci ve eğitmenlere rastlamak güç. Bunun için, dersler farklı disiplinlerden öğrencilere açık olmalı.
- Belli becerilerde uzmanlaşan merkezler kurulup üniversitelere entegre edilmeli: Örneğin, veri bilimi üzerine bir merkez kurularak bu merkezin konusunda yetkin hale gelip tüm üniversiteye açık hizmet vermesi sağlanabilir. Bunun bir örneğini Türkiye’de TED Üniversitesi Uygulamalı Veri Bilimi Merkezi hayata geçirdi.
- İş başı eğitim geleceğin yetkinlikleriyle ilgili yeterli değil: Eğitimin artık hayat boyu olması gerektiğini, okul sıralarında kalamayacağını daha önceki yazılarımızda belirtmiştik. Dolayısıyla iş yerlerinin üzerine de, çalıştırdıkları iş gücünü eğitmeleri (“upskilling”) için büyük sorumluluk düşüyor. Ancak firmaların çok azı bu eğitimleri çalışanlarına sunabiliyor. Eurostat verilerine göre, Türkiye’deki işletmelerin sadece %14’ü çalışanlarını bilgi teknolojileri konusunda eğitmiş (2019). Bu oran, Avrupa Birliği ortalamasında %24, Belçika’da %36, Norveç’te %44, Sırbistan’da %29. Avrupa’da bu konuda Türkiye’den geride olan oranlar sadece Litvanya, Polonya, Romanya, ve Bulgaristan.
Olası Çözümler:
- Firmalar, çalışanlarının kendilerini eğitmesi için çalışma saatlerinin bir kısmını kullandırabilir. Örneğin, Almanya’da büyük bir firma çalışanlarına haftada bir gün eğitim izni veriyor.
- Ülkeler, vatandaşlarının kendilerini geliştirmesi için yıllık finansal destek sağlayabilir. Örneğin, Singapur Eğitim Bakanlığı, 2016’da 25 yaş üstü tüm vatandaşlara tek seferlik ve 350 dolarlık bir ‘SkillsFuture Credit’ tanımladı. Bu kredi, vatandaşların kendilerini geliştirebileceği kursları almaları için. Benzer şekilde, Kanada’daki ‘Canada-Ontario Job Grant’ programı, işverenlerin çalışanlarını eğitmeleri için çalışan başına 10.000 dolara kadar alınabilecek bir hibe programı duyurdu.