Dört kıymetli akademik makaleden oluşan “The Future of Money” adlı kitapçığı okuyup sizinle paylaşmak istediklerimi derlediğim yazı serisinin ikincisine hoş geldiniz☺️
Bu seriye başlamamı sağlayan “Future of Money” kitapçığında beni düşündüren ve serinin birincisi yazısının ardından bu yazısını getiren ise Bitcoin ve diğer dijital para birimlerinin yani paranın işlevlerini değiştirebilmesiydi. Bu nedenle bu paragrafta biraz teknik de olsa yazının tamamının daha iyi anlaşılabilmesi için öğretici olduğunu düşündüğüm konu olan paranın işlevlerine basitçe değineceğim. Paranın işlevlerinin üç katmana bölünebileceği yaygın olarak kabul edilmektedir.
– Birincil işlevler, paranın bir değiş-tokuş aracı olması ve ekonomide değer ölçüsü olarak kullanılmasını kapsıyor.
– İkincil işlevler, değer deposunu ve ödeme standardını bizlere yansıtıyor.
– Üçüncül katmansa, likidite seviyesini, gelir dağılımını, faydanın belirlenip maksimum hale gelmesi için gerekli koşulları kapsayarak daha genel bir perspektiften oluşuyor.
Bu açıdan baktığımızda birçok özelliği ile Bitcoin ve diğer dijital para birimlerinin, paranın işlevlerini önümüzdeki yıllarda değiştirip değiştiremeyeceği konusunda tartışmalar sürüyor. Makalede de bu anlamda blockzinciri teknolojisinin çeşitli faydaları ve tabii ki tehlikeleri üzerine durulmuş. Fırsatların en önemlisi, merkeziyetsizliğe dayanan doğasının bu teknolojiyi yolsuzluk ve manipülasyona daha az eğilimli kılması olarak belirtilmiş. Bu, merkez bankaları ve büyük ticari bankalar gibi sadece birkaç oyuncunun piyasaya hâkim olduğu döviz piyasasından çok daha farklı bir durumdur. Alışık olduğumuz sistemdeyse merkezi oyunculara duyulan güvene bağlıdır ve tek bir başarısızlık noktasına veya tek bir saldırı noktasına karşı savunmasızdır. Bu tür başarısızlıklara örnek olarak, birkaç büyük banka ve finans kuruluşunun döviz kurlarını tüketicilerin ve işletmelerin aleyhine ve kendi çıkarları için sabitlemek için bir araya geldiği 2015’teki Forex skandalı verilebilir.
Sanal para olarak tanımlayabildiğimiz kripto paralarda ise dikkat edilmesi gereken başlıklarda en öne çıkan başlık fiyat dalgalanmalarıdır. Volatilite (fiyatlardaki dalgalanmaları), altta yatan devlet garantisinin yokluğu sebebiyle daha büyük spekülatif faaliyetlere açık durumda bulunuyor. Ancak para birimini korumayı ve onu olası tüm spekülatif saldırılardan ve saadet zincirlerinden korumayı amaçlayan bir düzenleyici sistem, parasal bir alternatif olarak güvenilirliğini ve etkinliğini tabii ki artıracaktır.
Makaleden çıkarılan sonuçta ise toplanabilen bulguların dijital para birimlerinin öncelikle değer depoları olarak görüldüğünü ve ekonominin tipik olarak bir değişim aracı olarak kullanılmadığı yönünü gösteriyor. Ayrıca ortaya çıkabilecek diğer sorunlar arasında; insanların teknolojiye gerçekten aşina olmamaları, uygulamaların pek kullanıcı dostu olmaması, mevduata göre çok güvenli olmamaları ve özellikle stabil olmayan kripto paraların döviz kurlarında büyük dalgalanma göstermeleri ile şu an sanal paraların kullandığımız para kavramının temel fonksiyonlarını aşamayacağı da öngörülüyor.
Tüm fırsatlar ve tehditler göz önünde bulundurulduğunda önümüzdeki günler sanal paranın kullanımı konusunda çok daha hareketli ve belirleyici olacak gibi görünüyor.
Not: Blokzinciri teknolojisini daha yakından tanımak için BKM’nin çalışmalarıyla hayata geçen Blokchain 101 ve Herkes İçin Blockchain kitapçıklarına bakabilirsiniz.
Bu yazı alıntıdır.