İnternet ve sosyal medya uygulamalarının gelişimi günümüzde insanların iletişim kurma ve etkileşimde bulunmasında birçok değişim ve dönüşüm yaratması yadsınamaz. Ancak bu dönüşüme bağlı olarak yeni sağlık sorunları, “sosyal medya hastalıkları” ortaya çıkıyor. Özellikle pandemi döneminde evde kaldığımız bu süreçte sosyal medyayı kullanırken arkadaşlarımızla, sevdiklerimizle iletişim kurmaktan keyif alırken, diğer taraftan aşırı kullanım kaygı, anksiyete, depresyon, izolasyon, nomofobi gibi duyguları tetikleyebilir.
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan sosyal medya araştırmasına göre bir günün yüzde 33’ü internette, yüzde 12’si sosyal medyada geçirilirken, ego sörfü, nomofobi, klavye ve fare rahatsızlığı gibi hastalıkların ortaya çıktığını gösteriyor. Dilerseniz internetin ve sosyal medyanın bize getirdiği ve her geçen gün literatürümüze eklenen yeni sosyal medya hastalıklarına birlikte göz atalım.
Fare ve Klavye Hastalığı
Gün boyu bilgisayarlarda aktif olarak klavye ve fare kullanımından dolayı, aynı hareketlerin sürekli olarak tekrarlanması sonucunda kan akışında bozulma ve ağrıların şiddetlenmesi gibi problemler ortaya çıkıyor. Sürekli tekrarlanan hareketler kaslarda ağrı oluşumuna neden oluyor. Belirtiler aylar ve yıllar içinde değişebiliyor. İlk seviyede rahatsız edici hissettirmeyen ağrılar, hastalığın ilerlemesiyle el ve parmaklarda uyuşukluk, karıncalanma gibi belirtiler ortaya çıkıyor. İş gereği olsun veya olmasın gün boyu bilgisayar başında vakit geçiren kişiler için büyük risk taşıyor. İlk başlarda bilgisayar kullanımı ile ilişkilendirilen bu hastalık günümüzde telefonlarda en sık kullanılan anlık mesajlaşma uygulaması olan “WhatsApp” ile bağdaştırılarak “WhatsAppitis” olarak adlandırılıyor.
Nomofobi
İngilizce’de “No Mobile Phobia” kelimelerinin kısaltmasından üretilen Nomofobi, dilimize telefonsuzluk fobisi olarak çevrilerek cep telefonundan yoksun kalma korkusu olarak tanımlanıyor. Sürekli iletişim ve etkileşimde kalıp görünür olmak nomofobiyi tetikliyor. Kişinin telefonu olmadan kendini boşlukta hissetmesi,takıntılı bir şekilde telefonunu kontrol etme isteği, cihazın şarjı bittiğinde yaşadığı çaresizlik duygusu ve devamında yaşanan anksiyete nomofobi olan kişilerde görülen belli başlı özellikler arasında.
Ego Sörfü
Oxford İngilizce Sözlüğü’ne 1998 yılında giren ve son dönemde hızla artış gösteren ego sörfü kişinin düzenli aralıklarla Google veya diğer sosyal medya ağlarında kendi ismini araması ve hakkında ne gibi bilgilere ulaşabileceğini kontrol etmesi durumunu tanımlıyor. Online narsizm olarak da sayılan ego sörfü dijital çağın hastalıklarında yerini alıyor.
Photolurking
Sosyal medyada vakit geçirirken fotoğraflara bakmak, ilham almak eğlencelidir fakat bu iş fazla abartıldığında ne olur? Cevap Photolurking. Photolurking, Facebook ve Instagram ile tavan yapan bir kavram. İnternette, saatlerce başkalarının fotoğraflarına ezberleyecek derecede bakma, yorumlama ve beğenme durumu photolurking’e işaret ediyor.
Hikikomori
Hikikomori, Japonca bir kelime. Türkçe’de karşılığı geri çekilme, sosyal izolasyon olarak adlandırılan bu hastalık İlk olarak Tamaki Saiko tarafından belirlenir. Bu hastalık kişilerin aniden kendini eve kapatmasına, aile ve arkadaşlarıyla iletişimlerini koparmasına neden oluyor. Odaya kapanarak temel ihtiyaçlarını karşılamayı unutan bireyler tüm gün bütün vaktini bilgisayarda geçiriyor. Kendini unutma noktasına gelen bu kişilerde sıklıkla depresyon ve kaygı bozluklukları gibi psikolojik bozukluklar görülebiliyor. İlk aşamada konforlu gelen Hikikomori, sürenin artmasıyla birlikte stres ve yalnızlık duygusunun artmasına neden oluyor. Japonya’da 700.000’den fazla hikikomori hastasının olduğu biliniyor bu rakam dünya çapında hızla artıyor.
Enfornografi
Pornografi ve Enformasyon kelimelerinden türetilen bu kelime “bilgi açlığını internette dindirmeye çalışmak” olarak tanımlanıyor. Bu hastalıkta kişiler internet ortamında sürekli araştırma ve okuma yaparak bilgi açlığını dindiriyor.
Blog İfşacılığı
Ülkemizde blog ifşacılığı olarak anılan bu kavram kişiler hakkında bilinmemesi ve yayılmaması gereken bilgileri başkaları da görmeli düşüncesi ile hareket ederek kontrolsüz bir şekilde online platformlarda sürekli yayınlama ve ifşa etme hastalığı olarak nitelendiriliyor.
Fobo Hastalığı
“Fear of Being Offline” kelimelerinin kısaltılmasından oluşturulan ve Türkçeye “Çevrimdışı Olmaktan Korkma” olarak çevrilen bu kavram Nomofobi ile bağlantı halinde. Bu hastalıkta kişiler yurt dışı seyahatlerinde telefon hatlarını internet erişimine açık tutuyor ve kablosuz internet bulunmayan yerlerde dolaşmak dahi istemiyorlar.
Bu yazı alıntıdır.