“Geleceğe gerçekten hazırlanmalıyız, çünkü hayatımızın geri kalanını orada geçireceğiz.” Mark Twain
Normal Bir İş Günü…
Sabahın erken saatlerinde evinizden işyerinize doğru yola çıktıktan sonra, yoğun Levent trafiğini aşarak ofisinize ulaşıyorsunuz. Öğlen saati oluyor ve art arda gerçekleşen toplantılarınızı tamamladıktan sonra günün ikinci yarısı için hazırlanmayı düşünüyorsunuz. Ancak, öncesinde kısa bir mola vermek için ofisinizin giriş katında bulunan kafeteryaya doğru gitmek amacıyla asansörün önünde beklerken birden telefonunuza bir mesaj geliyor: “Bugün ortalamanın üzerinde telaşlı hissediyorsunuz. Toplantıyı ertelemeniz önerilmektedir.” Şaşırıp kalıyorsunuz. Yine de yapay zeka tabanlı ses tanıma özelliğine sahip sanal koçunuzun önerisini dikkate alıp toplantıyı erteliyorsunuz.
Ertesi gün oluyor ve ertelediğiniz müşteri toplantısını başarı ile gerçekleştiriyorsunuz. Hazır çeyrek sonuna yaklaşmışken satış cironuzu arttırmaya yönelik iyi bir gün geçirdiğinizi düşünüyorsunuz. Aylık bütçe planlama toplantısına girmeden önce ekibinizin rakamlarını incelemek ve departman performansını analiz etmek amaçlı, rakamlarla dolu tabloların içerisinde kaybolmayı planlıyorsunuz ve böylece bütçe planlama raporunu oluşturmayı öngörüyorsunuz. Daha önceden rezerve ettiğiniz küçük toplantı odasının kapısını aralarken birden başka bir mesaj daha geliyor: “Bugün kan şekeriniz düşük olarak tespit edildi. Bu durumda, bütçe planlama raporu üzerinde çalışmanız önerilmemektedir.” Giyilebilir teknoloji aracılığıyla anlık sağlık bilgilerinize ulaşabilen ve takviminizin içeriği ile birleştirebilen yapay zeka tabanlı uygulamanın mesajı size yeni bir mola hakkı daha tanıyor ve çalışmayı erteliyorsunuz. Ya da erteliyor musunuz?
İş Dünyası’nın Bakış Açısı
İş dünyasının, yönetim şekillerinin ve insan sermayesi yönetiminin hızlı ve büyük bir değişim/dönüşüm sürecinden geçtiği bugünlerde kurumlar; başarılarının ardındaki temel itici gücün, sahip oldukları insan sermayeleri olduğunu düşünüyor. Diğer taraftan teknolojinin üstel gelişim rüzgarının, önümüzdeki 5 – 10 yıl içerisinde büyük değişimler getireceği bekleniyor. Yapay zeka tabanlı teknolojilerin bugüne kadar bilinen iş yapış şekillerinden kültürel kodlara, kısacası uçtan uca bir dönüşüm içerisinde olacağımızın habercisi oluyor. Böylece yukarıda da bahsedilen senaryoların gerçekleşme olasılığını yukarı yönlü tetikliyor.
Konuya kurumlardaki üst düzey yöneticilerin perspektifinden baktığımızda, sahip olduğumuz düşünceye benzer yönde olduğunu yapılan araştırma gösteriyor. Araştırmaya katılan CEO’ların %66’sı yapay zeka temelli uygulamaların, insan sermayesi yönetimini çok ciddi bir şekilde değiştireceğini düşünüyor. Diğer taraftan kurumların insan sermayesini yöneten profesyonellerin penceresinden baktığımızda, yapılan araştırma farklı bir resim ortaya çıkartıyor. Araştırmaya katılan insan sermayesini yöneten profesyonellerin sadece %21’i yapay zeka tabanlı uygulamaları heyecanla beklediklerini ve kendi iş süreçlerine büyük katkı sağlayabileceğini düşünüyor. Buna ek olarak başka bir araştırmayı incelediğimizde katılımcıların %54’ü yapay zeka tabanlı uygulamaların insan sermayesi organizasyonunun ve yapısının büyük bir değişime uğratacağını belirtiyor.
İnsan Sermayesi Yönetimi’nde Gelecek Trendleri Anlamak Şart!
WEF’e göre bugün öğrenim hayatına yeni başlayan çocuklarımızın %65’inden fazlasının hiç bilinmeyen iş alanlarında çalışacağı öngörülüyor. Bu sebepledir ki, geçmişin sabit ve esnek olmayan karanlık bakış açısına takılı kalmadan kurumların; mevcut insan sermayelerini yönetebilme yetkinliklerini en üst düzeye çıkartmaları, geleceğe doğru giden yolda el feneri olarak düşünülüyor.
İnsan sermayesi yönetimini ajandalarının ilk sırasına yerleştirmiş ve geleceğe doğru yakınsama yolunda emin adımlarla ilerleyen kurumlara rehber olabileceğini düşündüğümüz, Gartner Trend Döngüsü (Gartner Hype Cycle) methodu kullanılarak hazırlanan insan sermayesi teknoloji trend döngüsü grafiği kapsamlı bir şeklinde öne çıkan konuları içeriyor.
Kaynak: Gartner, 2018
Başlangıç Noktası olarak, mevcut iş modellerinin kökten değişime uğradığı bir dünyada, kurumların insan sermayelerini yönetebilme yetkinliklerinin gelecekte yer alabilmeleri için temel belirleyici faktör olduğunu düşünüyoruz.
Kurumların bu yetkinliklerindeki kas gücünü kuvvetlendirebilmenin yolu ise teknolojinin üstel gelişim rüzgarı ile taşıdığı yeni oyun alanlarını anlayabilmek ve bunları oluşturacakları yeni iş modellerine aktarabilmekten geçiyor.