Eğitim

Geleceğin Yetkinlik Setine Sahip Olabilmek için Yaşam Boyu Öğrenme

Gelişmekte olan teknolojilerin etkisi, küreselleşme ve nüfusun gün geçtikçe yaşlanması gibi bir çok sebep ihtiyaç duyulan yetkinliklerin ve mesleklerin değişmesine neden oluyor. Bu değişim dalgasında bireylerin su yüzünde kalabilmesi ancak gün geçtikçe değişen yetkinliklere sahip olması ile mümkündür. Bu sebeple yeni yetkinliklerin bireylerce elde edilebilmesi için sürdürülebilir yaşam boyu öğrenim mekanizmalarının geleceğin işgücü ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde sağlam temeller üzerine inşa edilmesi çok önemlidir.

Peki bu platformların var olması sorunu kökten çözmekte midir? Eğitimde en önemli etmen olan bireyin yaşam boyu öğrenime yönelik tavrı nasıldır?

OECD’nin yayınladığı Getting Skills Right: Future-Ready Adult Learning Systems  raporuna göre bugün her beş yetişkinden yalnızca ikisi okul sonrası herhangi bir eğitime katılmıştır. Engelli kitlenin en düşük seviyede eğitim aldığını gözler önüne seren rapor, aynı zamanda yüksek vasıflı kişilerin düşük vasıflı kişilere göre neredeyse üç kat daha fazla eğitim aldığını ortaya koymaktadır.


Kaynak: OECD

OECD’nin bu rapordaki analizine göre mevcut işlerin yedide biri otomasyon riski ile karşı karşıyayken, kalan işlerin %30’unun da dönüşüme uğrayacağı belirtiliyor. Buna rağmen, en fazla risk altındaki işlerde çalışan bireylerin, düşük riskli iş yapanlara göre daha az eğitim aldığı paylaşılıyor (%40 ve %59). Rapora göre sorunun kök nedeni bireylerin eğitim almak için yeterli motivasyonun bulunmayışı.

OECD ülke ortalaması baz alındığında yetişkinlerin yaklaşık yarısı eğitim almak istemediğini belirtmektedir. Bu oran ülkemiz için %79 olup Türkiye, OECD ülkeleri arasında en kötü nota sahip ülke olarak kayıtlara geçmiştir.

Kaynak: OECD

OECD genelinde, daha evvel herhangi bir eğitim almadığını ancak katılım göstermek istediğini belirten %11’lik kitlenin büyük bir kesimi zaman veya finansal kaynak ayıramadığını belirtmektedir.

Kaynak: OECD

Eğitim alan kitlenin yaklaşık %20’lik kısmının iş sağlığı ve güvenliği gibi zorunlu eğitimler aldığını düşünecek olursak, yetişkinlerin kariyerlerinde ilerlemelerini sağlayacak veya yeni fırsatlar aramasına olanak tanıyacak yetkinlikleri geliştirmeleri için neredeyse hiç eğitime başvurmadığı ortaya çıkmaktadır.

Yetişkin eğitiminin ülkemize yansımaları:

OECD’nin yetişkinlerin sözel, sayısal ve teknoloji zengin ortamda problem çözme yetkinliklerini ölçtüğü The Survey of Adult Skills (Yetişkin Yetkinlikleri Anketi) çalışması yetişkin eğitimi alanında gerçekleştirilen araştırmalar ile benzerlik gösteren sonuçları barındırmaktadır.

Türkiye’de 2014-2015 yılları arasında 16-65 yaş arasında 5,277 kişi ile gerçekleştirilen bu çalışma sonunda yayınlanan Türkiye ülke notuna göre:

  • Türkiye’deki yetişkinler, araştırmaya katılan diğer OECD ülkeleri ile kıyaslandığında değerlendirme yapılan her üç alanda da (sözel yetkinlikler, sayısal yetkinlikler ve teknoloji zengin ortamda problem çözme yetkinlikleri) ortalamanın altında performans göstermişlerdir.
  • Türkiye’deki 16-24 yaş grubu ortalaması ile OECD 16-24 yaş grubu ortalaması arasındaki sözel yeterlilik farkları diğer yaş gruplarına nazaran daha düşüktür.
  • Türkiye’de eğitim düzeyi ile yeterlilikler arasındaki ilişki diğer katılımcı ülkelere nazaran oldukça düşük görünmektedir.
  • Türkiye, katılımcı ülkeler arasında özellikle ileri yaştaki yetişkinlerde olmak üzere bilgi işleme yetkinliklerinde cinsiyete dayalı farklılıkların en yüksek olduğu ülkelerden biridir.
  • Türkiye’de yüksek yetkinlik yeterlilikleri ve eğitim düzeyinin işgücüne katılım durumu ile bağlantısı bulunmamaktadır.
  • Bilgi işleme yetkinlikleri ile başkalarına karşı güven, kişinin siyasi süreçlerde etkin olduğuna dair inancı, sağlık gibi bazı sosyal sonuçlar arasındaki ilişki Türkiye’de diğer ülkelere nazaran oldukça zayıftır.

Peki, çözüm nedir?

Günümüz sorunları tek bir sorumlunun harekete geçmesi ile çözülemeyecek kadar karmaşık. Bu sebeple toplumun farklı kesimlerine farklı sorumluluklar düştüğüne inanmaktayız. Yetişkin yetkinliklerinde OECD sıralarında daha üst seviyelere ulaşabilmek, değişen işgücü ihtiyaçlarına eğitim ile cevap vererek oyun sahasında pozisyonunu kuvvetlendirebilmek için önerilerimizi aşağıda sıraladık.

Yetişkin öğreniminin faydalarını anlatan, kampanyaların tasarlanması gerekmektedir. Eğitim alanında çalışan sivil toplum kurumları ile koordinasyonun sağlanması ile etki alanının daha da genişletilebileceğine inanmaktayız. Öncelikle düşük vasıflı, işsiz, göçmen birey profillerinin hedeflenmesi ve bu segmentlere yönelik kapsayıcılığın artırılması kısa vadede meyvelerini verecektir.

Eğitimlerin geleceğin işgücü ihtiyaçları ile uyumlu olması gerekmektedir. İş dünyasının etkin organizasyonları ile eğitim sektörünün sürekli iletişim halinde olduğu bir diyalog platformu eğitim müfredatının gün geçtikçe değişen yetkinlik ihtiyaçlarına cevap verebilecek nitelikte güncellenmesine destek olacaktır. Geleceğin yetkinlik ihtiyaçlarına çözüm sağlayabilecek eğitimlerin yüksek risk taşıyan iş kollarında öncelikli olarak sağlanması yine aynı şekilde hızlı geri dönüş sağlayacak bir aksiyondur.

İçerik olarak eğitim kalitesinin artırılması, eğitim tasarımı gerçekleştiren kurum ve kuruluşların desteklenmesi gerekmektedir. Dijital olanakların kullanımı ile ortaya çıkan Kitlesel Çevrimiçi Açık Kurs (MOOC) modelinin Türkçe içerikle zenginleştirilmesi, mikro sertifika yapılarının akredite edilerek devlet ve özel sektör tarafından kabul görmesi sağlanabilir.

Yaşam boyu öğrenimin bir hak olarak tanınması ile bireylere birtakım imtiyazların sağlanması mümkündür. Ücretli eğitim izinleri ve mikro katkı payları ile çalışma rutininde değişiklikler yapılabilir. Aynı zamanda eğitim olanağı tanıyan işverenlerin vergi indiriminden faydalanabileceği modeller tasarlanabilir.

Eğitimde ve istihdamda cinsiyet dayalı farkın azaltılmasına destek olacak projelerin desteklenmesi gerekmektedir. Özellikle akademi ve bilişim alanında yapılan çalışmaların öncelik kazanması ve rol modellerin çoğaltılması geleceğin işgücü için kritik önem taşıyor.

Gelişen teknolojiler ile birlikte, toplumun alışkanlıklarında yaşanan derin dönüşüm ve bireylerin her gün kendini yeniden üretme ihtiyacı ile geleceğe hizmet etmek için gerek duyduğu yetkinlik setleri gün geçtikçe değişiyor. Tüm veriler gösteriyor ki önümüzdeki 10 – 20 yıllık süre boyunca teknolojinin işgücü üzerindeki etkisi, beklenenin ötesinde değişim etkisi yaratacak. Umarız ülke olarak bu değişime cevap verebilecek tek aracımızın eğitim olduğunu tekrar hatırlarız.

Başlangıç Noktası E-bülten

Merak etmeyin. Asla Spam yapmıyoruz.

İlginizi çekebilir
EğitimYapay Zeka

Yapay Zeka ile Dil Öğrenimi: Yabancı Dil Öğrenimi Kolaylaşıyor mu?

DepremDoğal AfetEğitimSürdürülebilirlik

Kriz Zamanlarında Eğitimi Desteklemenin Önemi: Türkiye'nin Son Depremlerinden Dersler

Dijital DönüşümEğitim

Hong Kong Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Metaverse’de Sanal Kampüs Kuracak

AlgoritmaEğitim

Britanya’daki Algoritma Skandalına Dair

Başlangıç Noktası E-bülten

Merak etmeyin. Asla Spam yapmıyoruz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir